31 Temmuz 2020 Cuma

Sokrates’in Mahkemesi ve Cezasının İnfazı

Sokrates’in Mahkemesi ve Cezasının İnfazı

Beşinci yüzyılda Atina’da bir yurttaş veya yurttaşlar grubu başka bir yurttaşa suçlamada bulunabiliyordu. Suçlanan kişi ayağa kalkarak kendi savunmasını yapıyordu. Avukat ya da yargıç yoktu. Çoğunluk tarafından seçilen 500 kişilik jüri kupaların içerisine taş koyarak oy kullanıyordu.

Sparta ile uzun yıllar süren savasın ardından yaşanan bozulmada günah keçisi aranıyordu. Sokratesin sürekli sorular sorması üç vatandaşın onun hakkında suçlama yapmasına neden oldu. Gençleri şüpheci yaptığı, kuşak çatışmasına neden olduğu gibi kendisine yöneltilen suçlamaları tek tek çürütmesine karsın

Yapılan birinci oylama sonucunda oylama sonucunda 31 oy fark ile suçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldı. Sokrates savunmasında ’suçunun elinden gelenin en iyisini yaparak hizmet etmek olduğunu ’söyledi.

Kendisine birkaç alternatif sunuldu Atinayı terk edersen ve asla bir daha geri gelmeyeceğine söz verirsen kendini ölümden kurtarabilirsin(sürgünde yiyecek verilerek masrafları karşılanarak şehrin dışında yaşaması koşulları bulunmaktadır).Ya da Atina’da kalmak istersen konuşmayı bırak ve sessiz ol o zaman biz insanları yaşamana ikna ederiz.Aksi taktirde gün doğarken zehri içmek zorunda kalacaksın dediler.

Sokratesin cevabı;

Zehri yarın ya da bugün, zehir ne zaman hazırsa almaya hazırım ama hakikati söylemekten vazgeçmem. Canlıysam son nefesime kadar söylemeye devam edeceğim. Ve Atina’yı hayatımı kurtarmak için terk edemem Çünkü o zaman kendimi ölümden korkmuş, ölümden kaçmış, ölümün sorumluluğunu almamış güçsüz birisi olarak hissedeceğim. Ben kendi düşüncelerime, hislerime, varlığıma göre yaşadım; bu şekilde de ölmek isterim.

“ve suçlu hissetmeyin. Kimse benim ölümümden sorumlu değildir, sorumlu benim. Bunun olacağını biliyordum çünkü yalanlara, dolanlara, yanılsamalara dayanarak yaşayan bir toplumda hakikatten bahsetmek ölmeyi istemektir. Ölmem için karar alan şu zavallı insanları suçlamayın. Eğer bundan sorumlu olan birisi varsa oda benim.Ve hepinizin bilmesini istiyorum ki kendi sorumluluğumu alarak yaşadım ve kendi sorumluluğumu alarak ölüyorum. Yaşarken bir bireydim. Ölürken bir bireyim. Benim için kimse karar veremez; kendimle ilgili ben karar veririm.”

İkinci mahkemede büyük çoğunluk kararıyla ölüme çarptırılır Sokrates.

Bir dostu;

“Ben senin sebepsiz yere ölüme çarptırılmana dayanamıyorum” dediğinde Sokrates dönerek

“Rahat ol, dostum, benim suçlu olarak ölüm cezasına çarptırılmamı mı tercih ederdin” demiştir.

Cezanın infaz zamanı gelmişti gün doğmak üzereydi. Mahkemenin vermiş olduğu cezanın zamanı gelmek üzereydi, Sokrates yatakta yatıyor ve zehri verecek adam zehiri hazırlıyordu. Zehri hazırlayan adam sürekli vakti erteliyordu, güneş doğmak üzereydi. Sokrates adama sordu; ” Zaman geçiyor, güneş doğuyor, bu gecikme neden?”

Adam Sokratesi seviyordu, onu mahkemede duymuş, içindeki güzelliği görmüştü, tek başına Atina’dan daha zekiydi: Biraz geciktirmek ,biraz daha yaşaması için zaman kazandırmak istiyordu.

- Sokrates “Tembellik yapma, hadi zehri getir” dedi

Zehri veren adam ” Niçin bu kadar heyecanlısın? Yüzünde öyle bir ışıltı görüyorum ki, gözlerinde öyle bir merak görüyorum ki… Anlamıyor musun ? Öleceksin!”

-Sokrates ” Bu bilmek istediğim bir şey. Hayatı tanıdım, o güzeldi; Tüm kaygılarıyla, kederleriyle o hala bir keyiftir. Yanlızca nefes almak yeterli bir mutluluktur. Yaşadım, sevdim; canım ne isterse yaptım, içimden ne geldiyse söyledim. Artık ölümü tatmak istiyorum. Ve ne kadar çabuk olursa o kadar iyi.”

“ve iki olasılık var: Ya doğulu mistiklerin söylediği gibi ruhum başka şekillerde yaşamaya devam edecek; bedenin yükünden özgür bir şekilde ruhun yolculuğunu sürdürmesi çok büyük bir heyecandır, beden bir kafestir, onun sınırları vardır; ya da belki de, materyalistler haklıdır: Bedenim öldüğünde her şey ölür. Geride kimse kalmaz. Bu da, olmamak da- çok bir heyecandır! Olmanın ne olduğunu biliyorum. Ve olmamanın ne olduğunu bilme anı geldi. Ve artık olmadığımda sorun nedir? Niçin onla ilgili endişeleneyim? Endişelenmek için burada olmayacağım, o halde ne için vakit kaybedeyim?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder