27 Şubat 2019 Çarşamba

Yaratma Olarak Sanat

Yaratma Olarak Sanat
Sanatın, temelde doğanın taklidi (mimesis) olduğunu savunan görüşün karşısında; sanatın, sanatçının hayal gücünün özgür bir yaratması olduğu görüşü yer alır. Bu görüş, özellikle 18. yy. da Fichte, Schelling ve Hegel gibi Alman romantik düşünürleri tarafından savunulmuştur. Yaratma kuramının en önemli temsilcisi ise İtalyan estetikçi B. Croce (Kroçe, 1866-1952)'dir. Sanatın bir yaratma olduğunu savunan düşünürlere göre sanat eseri, sanatçının kişisel heyecanının bir dışa vurumudur. Yaratıcı hayal gücüne dayanır. Hayal gücü, akıl ve zekâdan farklı, onlardan üstün bir yetidir. Hayal gücü, sadece dış dünyadan gelen verileri toplayan ve onları birleştiren bir yeti değildir. Aynı zamanda bu verileri çözümler, dönüştürür ve onlardan yeni bir şey yaratır. Bu nedenle sanat eseri, sanatçının özgürce yaratması şeklinde ortaya çıkar. Bu anlayışa göre, sanat doğayı yansıtmaz, doğa ancak sanatla anlaşılabilir ve kavranabilir.

Croce'ye göre manevî bir yaratma olan sanat eseri, bağımsız bir bireyselliktir. Öte yandan, sanat eserini insanlığın dehası meydana getirdiğinden, sanat evrensel bir etkinliktir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder