Yaratma Olarak Sanat
Sanatın,
temelde doğanın taklidi (mimesis)
olduğunu savunan görüşün karşısında; sanatın, sanatçının hayal gücünün özgür
bir yaratması olduğu görüşü yer alır. Bu görüş, özellikle 18. yy. da Fichte, Schelling ve Hegel gibi Alman romantik
düşünürleri tarafından savunulmuştur. Yaratma kuramının en önemli temsilcisi
ise İtalyan estetikçi B. Croce (Kroçe,
1866-1952)'dir. Sanatın bir yaratma olduğunu savunan düşünürlere göre sanat
eseri, sanatçının kişisel heyecanının bir dışa vurumudur. Yaratıcı hayal gücüne
dayanır. Hayal gücü, akıl ve zekâdan farklı, onlardan üstün bir yetidir. Hayal
gücü, sadece dış dünyadan gelen verileri toplayan ve onları birleştiren bir
yeti değildir. Aynı zamanda bu verileri çözümler, dönüştürür ve onlardan yeni
bir şey yaratır. Bu nedenle sanat eseri, sanatçının özgürce yaratması şeklinde
ortaya çıkar. Bu anlayışa göre, sanat doğayı yansıtmaz, doğa ancak sanatla
anlaşılabilir ve kavranabilir.
Croce'ye göre manevî bir yaratma olan sanat eseri,
bağımsız bir bireyselliktir. Öte yandan, sanat eserini insanlığın dehası
meydana getirdiğinden, sanat evrensel bir etkinliktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder