Filozofların
ortaya koyduğu düşünceleri sistemli kılan ve oluşturdukları akımların
günümüze kadar gelmesini sağlayan sebep kendi içinde tutarlı olmalarıdır.
Bir filozofun sisteminin diğer filozofların sistemlerine göre daha doğru
veya yanlış olduğu söylenemez. Felsefi
sistemlerin sonuçları, bilimde olduğu gibi deneyle, olgusal olarak test
edilerek doğrulanamaz. Örneğin; Platon'un idealar kuramı, felsefedeki
ütopyalar, doğruluk ya da yanlışlıkları söz konusu edilmeden tutarlılık
bağlamında verilebilecek örneklerdir. Bundan dolayı tutarlılık ile
doğruluğu birbiriyle karıştırmamak gerekir.
Tutarlılık, düşüncelerin ortak
bir ilkeyle; bağıntı, düzen, kavram ya da fikirle birbirine bağlanmış
olması durumu; mantıklı bir bütünün parçaları, ögeleri arasında,
karşılıklı bağlantı ve uyum bulunması hâlidir. Doğruluk ise bir
düşüncenin, önermenin ya da iddianın, gerçeklikle uyuşmasıdır. Buna
göre bir önerme onun işaret ettiği, kendisine karşılık gelen şey, var
olduğu takdirde doğrudur. Örneğin; “Ahmet çalışma odamda oturuyor.” tümcesi,
“Ahmet'in odamda oturması gözlemlenmiş” olgusuna karşılık geldiği takdirde
doğrudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder