3 Haziran 2020 Çarşamba

Mezopotamya'da Felsefe

Mezopotamya'da Felsefe
Tüm tarihi araştırmaların asıl amacı kendimizi anlamak, bizi ve zamanımızı oluşturan nedenlere açıktık kazandırmaktır. Bunun içindir ki, her tarihi araştırmanın kültür tarihi çerçevesi içinde yapılması gerekir. Yalnızca birtakım bağımsız tek tek uluslar ve ırklar yoktur, bir de ulusların ve ırkların ait oldukları kültür çevreleri vardır. Bizim mensubu olduğumuz kültür çevresi Avrupayı, batı Asyayı ve kuzey Afrikayı kapsar. Bizim kültür çevremizden başka öteki kültür çevreleri de vardır. Söz gelişi Hint ve Çin kültür çevreleri gibi. Ancak bunlar bizim kültür çevremiz ile yalnızca gevşek bir ilişki içindedir. Bizim kültür çevremizin tarihi milâttan aşağı yukarı 4-5 bin yıl Önce Mezopotamya'daki Dicle ve Fırat nehirleri boyunca, öteki de Mısır'da Nil nehri vadisinde kurulmuş olan Sümer ve Mısır devletleri ile başlar. Kültür tarihimizin başlangıcında bulunan bu iki devlet, ekonomik, siyasal ve bilimsel bakımdan çok önemli şeyler yapmıştır. Bu iki devletin ekonomik alanda en büyük basanları, kıyılarında yaşadıktan nehirleri iyileştirmeleri, büyük bir kanal sistemi ile bataklıkları kurutmaları, böylelikle daha çok ürün alarak daha çok nüfusu beslemek olanağına kavuşmuş olmalarıdır. Siyasal alanda ise bunlar, tamamen kapalı ve tekdüze olan tutarlı bir devlet sistemi kurmuşlardır. Bu tutarlı sistem, her şeyden önce, başta hükümdarın bulunduğu bir bürokrat sınıfına dayanıyordu. Bu iki devletin ekonomik alandaki başarılan bu güçlü birliğe dayalı devlet yapısıyla mümkün olmuştur. Matematik, geometri ve astronomi bilimleri bu devletlerde oluşmuştur.
İlk kez bu devletlerde görülen rasyonelleşmiş tarımın, sözünü ettiğimiz bilimler yardımıyla oluştuğunu söyleyebiliriz. Yıldızların gözlemlenmesi takvim açısından önemlidir. Takvim ise tarımda çok önemlidir. Kapalı ve düzenli devlet sistemi, bürokratlar sınırının oluşmasına neden olmuştur. Bürokratlar sınıfı rahipler ile sıkı ilişki içindeydi. Sümerlerin ve Babillilerin tapınakları aynı zamanda birer gözlem evi (rasathane) idi. Bu tapınaklarda ilk kez güneş ve ay tutulmalarının çizelgeleri düzenlenmiştir. Buradaki astronomi henüz din ile sıkı bir bağlılık içindedir ve daha çok astroloji niteliği taşır. Bu nedenledir ki bu eski toplumlarda gerçek anlamda bilim ve felsefeden söz edilemez. Çünkü her türlü bilgi din etkisindedir. Özellikle Mısır geometriyi yaratan ülkedir. Mısır'da geometri doğal gereksinimlerden oluşup gelişmiştir. Bu gereksinimlerin başında Nil'in her yıl su taşmalarına sebep olması gelir. Su taşkınlarından sonra bataklık haline gelen tarım alanlarını yeni baştan düzenlemek zorunluluğu, Mısır'da geometrinin ortaya çıkmasının başlıca nedeni sayılır. Mısır'da pratik gereksinimlerden doğan bu bilim tamamen yöneticilerin tekelinde idi. Mısır ve Mezopotamya İlkçağın iki muhteşem iş alanıdır. Bu iş alanları sıkı bir disiplinle örgütlenmiş olup, görevler arasında işbölümü vardır.

Kaynak: http://www.estanbul.com/mezopotamyada-felsefe-17999.html#.VilQ-fnhCUl


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder