12 Temmuz 2020 Pazar

Hayat Seçimlerimizden İbarettir

Hayat Seçimlerimizden İbarettir
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep.. “Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu… Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse, Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı. Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni…
Bir gün Jerry’ye gittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman, her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun… Nasıl başarıyorsun bunu? Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü.. derim. Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene iki seçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak. Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben olumlu yanlarını göstermeyi seçerim. “Yok yahu” diye dalga geçtim.”Bu kadar kolay yani” “Evet…Kolay…” dedi Jerry. “Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin. Yani sen hayatını nasıl yaşayacağını seçersin.” Jerry’nin sözleri beni oldukca etkiledi. Onu uzun yıllar görmedim. Ama hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek yerine olumlu seçimler yaptığımda hep onu hatırladım.
Yıllar sonra Jerry’nin başına çok talihsiz bir olay geldi. Soygun için gelen hırsızlar Jerry’yi delik deşik etmişler. Ameliyati 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış. Taburcu edildiğinde kurşunların bazıları hala vücudundaymış. Ben onu olaydan altı ay sonra gördüm. “Nasılsın?” diye sorduğumda “Bomba gibi” dedi. “Bomba gibi” “Olay sırasında neler hissettin Jerry?” dedim. “Yerde yatarken iki seçimim var diye düşündüm. Ya yasamayı seçecektim ya ölümü. Ben yasamayı seçtim.” “Korkmadın mı? Şuurunu kaybetmedin mi?” “Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı. Bana hep iyileşeceksin merak etme.” dediler. Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla sürerken doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum. Bu gözler bana “Bu adam ölmüş” diyordu. “Bir şeyler yapmazsam, biraz sonra ölü bir adam olacaktım.” “Ne yaptın?” diye merakla sordum. “Çok iri bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak her hangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. ‘Evet’ diye yanıt verdim.” “Var” Doktorlar ve hemşireler merakla sustular. Derin bir nefes alarak kendimi topladım ve bağırdım.”Benim kurşunlara alerjim var!..” Doktor ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım. “Ben yasamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi değil.”
Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi olumlu tavrının da büyük katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni bir ders oldu.Her gün hayatımızı dolu dolu yasamayı seçme sansımız ve hakkımız olduğunu ondan oğrendim ve her şeyin kendi seçimlerimize bağlı olduğunu. Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var:
1. Unutup gitmek,
2. Yazıyı dikkate alıp kesip saklamak, arkadaslarınıza göndermek. Francie Baltazar Schartz’ın yazısını okuduktan sonra düşündüm, iki seçimim vardı:
1. Çöpe atmak,
2. Birileriyle paylaşmak. Ben secimimi yaptım. Ya siz?…
* Elma olgunlaşınca düşer ; Ama neden düşer ?..Bir güç onu toprağa çektiği için mi..? Ağırlaştığı için mi ?..Rüzgar estiği için mi, yoksa aşağı da duran bir çocuk o elmayı yemek istediği için mi…? * TOLSTOY*
İnsan içindeki gücü farketmeli, sadece istemek ve inanmak bir çok güçten daha etkilidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder