27 Nisan 2019 Cumartesi

Felsefe ve Metafizik

Felsefe ve Metafizik
Felsefenin başlangıcından bu yana metafizik, özel bir alan olarak her zaman felsefenin içinde yer almıştır. Metafizik sözcüğü, Aristoteles’in yazdığı eserlerin tasnif edilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. M.Ö. I. yüzyılda Rodoslu Andronikos Aristoteles’in kitaplarını tasnif ederken, doğa bilimlerinden sonra gelen kitaplar, “Meta ta Phusika" (fizikten sonra-fizikten öte) anlamında, kullanmıştır. Bundan sonra bazı felsefe akımları metafiziği kendi görüşleri doğrultusunda değerlendirme ve yorumlama çabasına girmiştir. Örneğin, pozitivist görüş temsilcileri, bilim dışı ya da anlamsız saydıkları her konuyu metafizik alanına sokmaya çalışmışlardır. Halbuki orta çağ felsefesinden Kant’a kadar gelen felsefe anlayışında metafizik; varlığın genel prensiplerini, evrenin yapısını, Tanrının varlığını, ruhun varlığı ve ölümsüzlüğünü insanın varlığı ve eylemlerinin amacını araştıran ve yorumlayan bir felsefe disiplini olarak anlaşılmıştır. Kant, "bilimlerin kraliçesi" saydığı metafiziği üniversitede ders olarak okutmuştur.

Metafizik, bugün bile bazı batı ülkelerinde ders olarak okutulmaktadır. Çünkü gerek bilimin gerekse felsefe disiplinlerinin araştırma alanının dışında kalan öyle problemler var ki, bu problemleri inceleyecek bir disipline mutlaka ihtiyaç duyulacaktır. İşte, bu disiplin metafiziktir. Ayrıca, felsefe sistemleri oluşturmuş düşünürlerin de zorunlu olarak metafiziğe başvurdukları bilinmektedir. Örneğin, Karl Marx’ın ve F. Engels’in "Tarihî Materyalizm" adını verdikleri metafizik, Hegel’in "Geist metafiziği" Schopenhauer’in "irade metafiziği" gibi metafizikler birer sistem metafizikleridir. Hangi konu alanına ait olursa olsun, bütün genetik ve kaynak problemleri her zaman metafiziğin konusu olmuştur. İnsan yeryüzüne nasıl gelmiştir? Evren nasıl oluşmuştur? İnsanın ve evrenin sonu ne olacaktır? İnsan hayatının anlamı nedir? Ölümden sonra bir hayat biçimi var mıdır? gibi soruların cevaplarını aramak metafiziğin konusudur. Metafiziğe bu tür yaklaşımı Kant getirmiş ve yaklaşımına, "problem metafiziği" adını vermiştir. N.Hartman, Kant’ın bu görüşünü açıklığa kavuşturarak, hangi problemlerin metafiziğin konusu olabileceğini belirlemiştir.

Görüldüğü gibi, metafizik, dün olduğu gibi, bugün de gelecekte de felsefenin ve bilimin vazgeçemeyeceği bir disiplindir. Çünkü fizik, biyoloji ve tarih gibi bilim alanlarında, her zaman metafizik problemler vardır. Ancak, bu problemlere metafiziğin bugünkü yaklaşımı değişmiştir. Artık metafizik eski metafizik gibi, ne bir sistem metafiziği, ne de konusu sınırlanmış bir felsefe disiplinidir. Bugünün metafiziği bilim dallarının konu alanlarının dışında kalan problemleri araştıran ve inceleyen bir metafiziktir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder