26 Mayıs 2020 Salı

İlkçağ Felsefesi Hangi Bölümlere Ayrılır?

İlkçağ felsefesi hangi bölümlere ayrılır?
İlkçağ İsa'dan önce dördüncü bin yıldan isa'dan sonra beşinci yüzyılın sonlarına kadar uzayan tarih süresini kapsar ilkçağda bugünkü anlamıyla felsefenin eski Yunanistan'da ortaya çıktığını söyledik. Böylece felsefenin ilkçağ tarihi İsa'dan önce sekizindi yüzyıldan İsa'dan sonra beşinci yüzyıla kadar uzayan zaman kesitini kapsamaktadır.
Felsefe tarihinin bu başlangıç dönemi «antik felsefe» diye de adlandırılır. Demek ki antik felsefe içinde hem eski Yunan hem de Roma felsefesinin ele alınması gerekir. Ne var ki Romalılar eski Yunan felsefî düşüncesine köklü ve büyük değişiklikler getirememişlerdir. Bundan ötürü kitabımızda vermeğe çalıştığımız felsefe tarihi özetinde antik felsefe bölümünün ağırlık noktasını eski Yunan felsefesinin tarihi teşkil edecektir.
Antik felsefe ya da ilkçağ felsefesi genel olarak şu bölümlere ayrılır: 
1. Sokrates - öncesi filozoflar: Bunlar Sokrates'ten önce yaşamış olan bütün yunan filozoflarıdır; 2. Klasik felsefe çağı: Bu çağı Sokrates Platon ve Aristoteles gibi üç büyük filozof temsil eder; 3. Helenistik çağ: yani Aristoteles'in ölümünden (İ.Ö. 322) İsa'nın doğuşu¬na kadar uzanan süre; 4. Roma çağı: Bu çağ İsa'nın doğuşundan beşinci yüzyılın sonlarına kadar uzanır.
Antik felsefenin ilk döneminde ele alınan temel soru " evrenin kaynağı tabiatın nereden geldiği varlıkların nereden ve nasıl türediği sorusudur. Bu ilk dönemde yunan felsefesi tabiata yönelmiş ve tabiatın sırlarını açığa vurmaya çalışan bir düşünce çabasıdır ikinci dönemde özellikle Sokrates ile birlikte «insan nedir?» sorusunun ve ahlâk probleminin önem kazandığını görürüz. Böylece felsefî düşüncenin nesnesi tabiattan insana; insan hayatına manevî değerlere yönelmiştir; bunları araştırır. Yine aynı dönemde. Platon ve Aristoteles gibi filozoflarla birlikte felsefe hem tabiatın hem insanın kavranılmasına yönelir yani evrensel bir bilgi olmak amacını göz önünde tutar.
Üçüncü devrede ise Ştoalılar ve Epikuros'çuluk akımlarıyla felsefenin «ahlâklı (erdemli) hayat nedir?» ve özellikle «insanın mutluluğu nerededir?» sorusuna yöneldiğini görüyoruz. Dördüncü dönemde felsefe ile hıristiyan dini inancının karşılaşması söz konusudur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder