26 Mayıs 2020 Salı

Pythagoras'cıların Ana Madde Hakkındaki Görüşleri

Pythagoras'cıların ana madde hakkındaki görüşleri
İlk çağ felsefesinin başlangıçlarında yer alan bir başka Yunan filozofu da evrenin ve varlıkların kaynağının yani ana maddenin ne olduğunu sormuş ve bu soruya «sayılar» diye cevap vermişti. Bu filozof Sisam adasında doğmuş ve güney İtalya'ya göç ederek Kroton şehrinde yaşamış olan Pythagoras'tı.Gizli bir din tarikatınında kurucusu olan bu filozofun düşünceleri bu dini topluluğa bağlı kimseler tarafından benimsenmiş ve savunulmuş olduğu için Pythagoras'ın felsefesinden çok Pythagoras'çılıktan söz edilir.
Bu felsefe akımına göre varolan her şeyde bir uyum ve oran bulunmaktadır. Tarikatın dini kurallarına sıkı sıkıya uyan Pythagoras'cılar maddi zevklerden el etek çekerek disiplinli bir hayat sürüyorlardı. Bu arada özelikle matematik ve müzikle ilgilenmişlerdi. Pythagoras kendi yaptığı incelemeler sonunda bir çalgı telinin uzunluğunun değiştirilmesi sonunda çıkardığı sesin perdesinin de değiştiğini ve bu ikisi arasında bir oran bulunduğunu ortaya koydu. Böylece matematik ile müzik arasında bir ilinti de kurmuş oluyordu.
Pythagoras'cılar bütün gökcisimlerinin ve kürelerin ateşten yapılmış bir merkez çevresinde ve belirli yörüngeler çizerek döndüklerini ileri sürmüşlerdi. Cisimlerin kapladığı yer büyüklükleri şekilleri ve aralarındaki mesafeler birtakım sayılardan başka şey değildi. Eşyanın biçimini ve oranlarını sayılarla dile getirmek ya da sayılara indirgemek (irca etmek) mümkündü. Herhangi bir nesne belli bir biçime bürünmeden mevcut olamayacağına göre sayıları bu nesnelerin temel ilkesi yani ana maddesi olarak kabul etmek gerekiyordu. Demek ki var olan her şeyin temelinde «sayılar» vardı («A History of Philosophy» Albert Sohvveglers. 30-31 New York 1899). Ama Pytjhagoras'cılar sayıları düşüncemizin ürünü olan olan soyut varlıklar olarak görmüyorlardı. Bundan ötürü onların ana maddesi de tam anlamıyla soyut bir. ilke değildi. Pythagoras'cıların gözünde sayılar maddî bir yana sahip olan cisimlere benzeyen temel gerçeklerdi. Varlıklar bu temel ilkelerden (sayılardan) türemişti. Bununla birlikte varlığın temelinde sayıların ve niceliksel oranların bulunduğunu ileri sürmeleri felsefî düşünce bakımından önemli bir yenilikti. Böylece varlığı matematik açıdan incelemenin ve dile getirmenin ilk örneği verilmiş oluyordu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder