Bir
yeşil tepenin yamacında yaşlı bir ağaç yaşarmış. Bir tarafı uçurum bir tarafı
yeşillik çimenmiş. Çok yıllar yaşamış, çok günler, çok insanlar
görmüş. Ama bu güne kadar onun gibisini hiç görmemiş. Onun gibi
güzeline ömrünce rastlamamış. Güzel bir kızmış bu, yaşlı ağacın yamacında
dolaşırmış. Güzel olduğu kadarda soğukmuş. Ağaca sırtını yaslar
onunla derdini paylaşırmış. Kızın derdi yalnızlıkmış. Eh buna da
biraz kendi sebep olmuş. Hiç bir şeyi beğenmez kendinden başkasını da
sevmezmiş. Ağaç yüreğine söz geçirememiş ve kıza âşık oluvermiş. Gel
gelelim o güzel kız onu hiç görmezmiş. Sadece gölgesinden faydalanır ve
orada eğlenirmiş. Yaşlı ağaç ateşsiz yanmış, yanıp tutuşmuş.
Kıza
yalvarmış yakarmış, bir kere bana bak, belki sende beni seversin
demiş. Ama güzel kız ona hiç bakmamış. Sadece gölgesinde
dinlenmiş. Her gün ağacın yanına gelir yeşil tarafında
eğlenirmiş. Aradan zaman geçmiş, ağaç kızdan umudu
kesmiş. Yüreğindeki aşkı söküp atmış, yerini de umursamazlığa vermiş
yanına da birazcık nefret katmış. Ne de olsa bir zaman o kız onun yüreğini
yakmış. Kız geldiğinde gözlerini yummuş kızı duymamış. İşte o günden
sonra ağaç duygularını bedeninden atmış. Yine o güzel günlerden biriymiş
kız her zamanki gibi gelmiş. Ama bu gün o olağan günlerden
değilmiş. Ne olduysa kız ağacın yeşil tarafından uçurum tarafına geçivermiş. Kızın
ayağı uçuruma kaymış tam yuvarlanmaya başlamış. Anında ağaca sarılmış
ağacın dallarını yakalamış. Sımsıkı tutmuş bırakmamış, kızın ağırlığı
ağacı yerinden sarsmış. Ağaç bir kıza bakmış birde uçuruma.
Sonrada
kızın gözlerine bakmış kız ona gene bakmamış. Kız sadece tutunacak dal
aramış. Ağaç, bırak beni aşağıda daha sağlam dallar var onları yakalarsın
demiş. Kız ağacı dinlememiş, inadından vazgeçmemiş. Hem ağacı
bırakmamış, hem de ağaca bakmamış. Toprak ağaçla kızı fazla
çekmemiş. Yeter artık sizinle uğraşamam demiş. Onları uçuruma
bırakıvermiş. Kız hem kendine, hem ağaca yazık etmiş, inadına kurban
gitmiş. Giderken ağacıda yerinden yurdundan etmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder