James'e göre “Bir düşünce yararlıdır, çünkü doğrudur” ya da “Bir düşünce doğrudur, çünkü yararlıdır.” diyebiliriz; çünkü bu iki cümle aynı anlamı taşır. “Yarar sağlayan bilgi doğru bilgidir” diyen Amerikalı filozof, bilgi için geçerli olan kuralın toplumsal kurumlar, söz gelimi ahlak ve din için de geçerli olduğu görüşündedir: Eğer din bir kişinin yaşamında bir işe yarıyor, onu yaşama bağlıyor, sağlıklı ve mutlu kılıyorsa o kişi için din hakikattir. Gene din, bir toplumun gelişmesine, çağdaşlaşmasına katkıda bulunuyorsa hakikattir; tersi sonuç veriyorsa yanlıştır. Görülüyor ki bir pragmatist için hakikat, yararlı olan, başarıya ulaştıran pratik bir sonuçtur. Başka bir deyişle hakikatin ölçütü yarardır, sonuçtaki başarıdır; klasik bilgi kuramlarının benimsedikleri "nesnel gerçeklikle uygunluk" değildir.
*Ek
Bilgi:
William James, Amerika'da pragmatizmin yaygın olarak kabul edilmesini sağlayan düşünürdür. Pragma, Yunanca eylem, uygulama anlamına gelir. Pragmatik yöntem çözülememiş olan tartışmaları çözmek için bir uygulama, olayların ya da sorunların uygulama değerine yönelik bir sorgulamadır. Pragmatizme göre, uygulamada etkisi olan her şey anlamlı ve gerçektir. Uygulamada sonuç vermeyen her şey anlamsızdır. Metafizik terimler bile, bir uygulama değeri taşıyorsa gerçektir. Örneğin, Tanrı, ruh, madde ve benzerleri uygulamada bize yararlıysa gerçektir. Her düşünce, yaşayışımız için elverişli olduğu sürece doğrudur. Pragmatizmin gerçeklik konusundaki tek ölçütü, neyin bize en iyi yol gösterdiği, neyin yaşama en iyi uyduğu ve yararlı olduğudur.
Duyumladığımız olgular dünyası sürekli değildir. Olgular ne eksiksiz bir birlik oluşturur ne de birbirleriyle tam bir ilişki içindedir. Bu nedenle olguların gerçekliğinin tek ölçütü yine "yarar" kavramında yoğunlaşır. Tanrı'nm bile var olup olmadığı, Tanrı'ya inancın yaşamımızı etkileme düzeyine bağlıdır. Bu inanç güç, yüreklilik ve mutluluğumuzu artırır mı? Hayata daha iyi uyum sağlamamıza yardımcı olur mu? Eğer bu sorulara olumlu cevaplar veriyorsak, o zaman Tanrı'nm var olduğunu kabul edebiliriz. William James'e göre, ruh bedene bağımlı değildir. Bu nedenle beden yok olduktan sonra, o varlığını sürdürebilir. Beyin düşünceyi üretmez, sadece ona akış içinde kalma imkânı verir. Bu nedenle, ruh dış dünyayla iletişiminde beyini kullanıyor olsa da, beden ölümle yok olduğunda bile varlığını sürdürebilir. Ruh, renkli cam (beyin) İçinden ışıyan ışık gibidir. Cam yittiği zaman ışık (ruh) kalır ve daha parlak olarak ışır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder