Hermetizm
adının sonundaki “izm” son ekine bakılarak ilk bakışta bunun günümüzdeki bir
felsefi akım olduğu sanılabilirse de, felsefi bir akım değildir. Kimilerine
göre Hermes Trismegistus bir inisiye (ezoterik güçleri olan, spirütüal düşünen
anlamında) idi, dolayısıyla öğretisi ezoterik bilgilerden oluşuyordu. Eski
Yunan yazarlarına göre bu ezoterik öğreti Mısır’ın özellikle Teb ve Memphis
tapınaklarındaki inisiyasyonlarda öğretiliyordu. Mısır kökenli Yunanca
metinlerde Hermes Trismegistus’tan majinin, simyanın, astrolojinin,
astronominin, tıbbın ve bilgeliğin kurucusu olarak söz edilir. Bu metinlerde
ondan “üç kere büyük Hermes” anlamında “Hermes Trismegistus” olarak söz edilir.
Kökeni ile ilgili varsayımlar Murry Hope gibi kimi araştırmacılar bu öğretinin
Mu Kıtası ve Atlantis’e indirilen Sirius kültürü ya da öğretisinin İ.Ö. 16.000
yıllarında Mısır’a getirilmiş biçimi olduğu görüşündedir.
James
Churchward bu öğretinin özgün adının Osiris dini olduğunu ve Osiris’in İ.Ö.
18-20.000 yıl önce Mu’da eğitilmiş bir Atlantisli bilge olduğunu ileri sürer.
Churchward’a göre Osiris Atlantis’te dinsel bir reform yapmış ve reform yaptığı
tek tanrılı din İ.Ö.16.000 yıllarında Atlantisli bilge Hermes Trismegistus
tarafından Mısır’a getirilmiştir. Mısır’da Osiris’in yolu denilince bu dinin ya
da öğretinin egzoterik (dış, şeriatla ilgili) kısmı İsis misterleri veya Horus
yolu denilince de ezoterik (iç, yalnız inisiyelerce bilinen) kısmı
anlaşılıyordu. Hermetika Hermetizm hakkında bilgi veren eski metinler günümüzde
hermetika ya da zümrüt tabletler olarak adlandırılır. Bunlar eski Mısır’da
kutsal alfabeyle yazılmış orijinal kayıtların farklı alfabelere çevrilmiş
kopyalarının kısmen eski Yunanca’ya ve Latinceye çevrilmiş bölük pörçük
parçalarından oluşurlar. Bu metinlerin İskenderiye yangınından ve bağnazların
ellerinden kurtulabilmiş kısımlarındaki bilgilerin de, hem çeviriler sırasında
hem de başka nedenlerle bir miktar anlam kaybına uğradıkları sanılmaktadır.
İskenderiye
Kütüphanesi’nin 5.yy.’da Kilise tarafından yönlendirilen yıkımından sonra bu
metinlerdeki bilgilerin günümüze dek korunabilmesinde, Pisagor, Platon ve eski
Yunanlı yazarlar kadar, Ortadoğu’daki ezoterik ekollerin de büyük katkısı
olmuştur. Ortadoğu’da korunan hermetik bilgiler Avrupa’ya özellikle Floransa
yoluyla aktarılmış olup Kilise’nin tüm çabalarına rağmen Avrupa’da yayılmayı
başarmıştır. Sözkonusu Yunanca ve Latince çevirilerin yazarları başta
Poimandres olmak üzere, Zosimos, Fulgentius, Iamblikos ve John Stobaeus’dur.
Hermetik bilgilerden bazıları eldeki metinlere göre şunlardır • Fiziksel alem
süptil alemin aynasıdır. • Ezeli ve ebedi olan Tanrı, düşüncelerle anlaşılmaz.
• Ruh ilahi bir ışıktır • Ruhlar yeryüzüne sınavlarla gelişim için gelirler,
almaları gereken dersleri alana kadar tekrar tekrar doğarlar. • Kişiyi ölüm
sonrasında vicdanı yargılar, kişinin yeryüzünde yaşarken yaptıkları unutulmaz.
• Bu ruhlar bir zaman sonra büyük ışığa doğru çekilirler, onlara yol
gösterilir. • Eski insanların kökeni Dünya-dışı’dır. • Evrende kozmik yasalar
işlemektedir. • İnsanlar kaderlerini yaptıkları iyi ya da kötü hareketlerle
belirler. • İnsanlar yaşadıkları dünyayı kirletmeleri halinde dört unsurun
başkaldırmasıyla karşılaşacaktır. • Yunuslar ve arslanlar diğer hayvanlardan
daha gelişmiş varlıklardır.
Kaynak:
http://www.estanbul.com/hermetizm-431371.html#.Vh_xfHrtlBc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder