Orphic
(Orfe)sözcüğü efsanevi bir şair-şarkıcı-filozof ve ruhsal kişi olan Orpheus
adından gelir. Orphic ruhsal öğretisinin Tanrısı, Yunanistan’a; kuzeyden,
Trakya'dan gelmiş olan Dionysius’tur. Bu Tanrı, taşkınlığın, coşkunluğun ve
sarhoşluğun bir simgesi. Dionysius değişmelerin ve ışığa kavuşmak isteyenlerin
Tanrısıdır. Bu tanrı onuruna düzenlenen törenlerde coşku, sevinç ve aynı
zamanda da korku birbirine karışmıştır. Homer’in Tanrıları ise, idealleştirilmiş
insan şekilleriydiler ve bu Tanrılara ibadet için muhteşem ve aydınlık
tapınaklar yapılır ve ibadetler, ölçülü merasimler çerçevesinde yürütülürdü.
Yunan’da M.Ö. 5.YY, din, ahlak ve psikoloji ile ilgili konular yüzyılıdır. Bu
yüzyılda birinci problem, Tanrıların karakteri konusudur. Homer’in Tanrıları
iyilik ve kötülük bakımından insana benzeyen ama onlardan daha kuvvetli olan ve
gamsız mutlu bir hayat süren varlıklardı ve Olymp denen bir sarayda
otururlardı. Oysa, beşinci yüzyılda, Tanrıların, kötülükten uzak ahlak ve
fazilet sahibi varlıklar olarak anlaşılmak istendikleri görünmektedir.
M.Ö
5:YY.’da görünmeye başlayan Opheus doktrini, hemen aynı kavramları içeren
Eleusinian (Elözis) misterleriyle birleşmeye başladı ve özellikle
Pythagorasçılığı (Pisagorculuğu) etkiledi. Daha sonra bu öğreti Yeni
Pisagorcular ve Yeni Eflatuncular tarafından benimsendi. Orpheus’çulara göre:
“öbür dünyada var olabilmek için bu dünyada çileli bir yaşam sürmek gerekliydi.
Bu görüşte ruh Tanrısaldır. İnsanin ilahi ve şeytani iki yönü vardır. Şeytani
yönünü eğiterek, dünyaya gelip gitme çemberinden kurtulmak ve ruhu
özgürleştirmek mümkündür.” Ölümden sonra dirilme Orpheus öğretisinin ana
prensiplerinden biridir. Bu inanç Pythagorasçılıkta devam etmiştir. Ana gaye,
insanın kendisini, bedenin ve tekrar doğuşların esaretinden kurtarmasıdır. Ruhu
beden üzerinde hakim kılmak için bilim ve sanatta özellikle matematik, geometri
ve müzikten yararlanılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder