Kinizm
ya da sinizm, sofist Gorgias’ın ve daha sonra da Sokrates’in öğrencisi olan
Antisthenes’in öğretisidir. Antisthenes, Kynosarges Gymnasion’da okulunu
kurmuştur. Kinik okulun, kyon kelimesinden türediği söylenmektedir; kyon ise
köpek ya da köpeksi anlamındadır. Kinik okul, bu nedenle Sokratesçi okullardan
biri kabul edilir. Anthisthenes mutluluğa ancak erdemle ulaşılacağını ve bu
erdemin de dünyevi hazları yadsımakla mümkün olabileceğini (mülkiyet, aile, din
v.b. değer ve yargıları reddederek) savunmuştur.
Kinizme
ün kazandıran, dolayısıyla kinizmin yayılmasını sağlayan Diogenes’tir. Diogenes
bu öğretiyi eyleme dönüştürmüştür ve gerçek erdeme ancak bu şekilde
ulaşılacağını savunmuştur. Rivayete göre Diagones yaşamını bir fıçının içinde
devam ettirmeye vardırarak, toplumsal gereksinmelerden kendisini tamamen
yalıtmaya yönelmiştir. Kiniklerin temel felsefi konumları, zamanın uygarlık
değerlerine yönelik aldırmaz tavırları ve eleştirel yaklaşımları tarafından
şekillenir. Onların temel etik ilkesi erdemdir ve bundan anladıkları da,
insanın özgürlüğü ve kendi iç bağımsızlığı ile yaşamını sürdürmesidir. İnsan,
her tür gereksinmeye olan bağımlılığından kurtulmalıdır. Dolayısıyla böyle bir
erdem anlayışı, bilgi ile temellendirilir; yani, insan ancak bilgilenme
aracılığıyla kendisini kuşatmış olan gereksemelerden sıyrılabilir.
Onlar
açısından bilgi ve ahlaki ilkeler bu nedenle salt soyut bir bilme meselesi değil,
somut yaşamda yaşanması gereken şeylerdir. Kinik filozoflar, bütün bu
yaklaşımlarına uygun bir kişilik örneği olarak Sokrates’e işaret ederler.
Kinizme göre, insan kendi kendisine dayanmalıdır, ki erdemli, yani kendine
yetebilen bir kişi olabilsin. İnsanın doğaya karşı geliştirdiği toplumsallık,
büyük ölçüde gereksiz ve yozlaştırıcı nitelikler arz eder; kinikler buna karşı
doğal ve sade yaşamı öne çıkarırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder