Güdü: 1.Organizmayı eyleme iten ve eylemi yönlendiren içsel uyarım durumu. 2.
Kişinin enerjisini belli bir hedefe yönlendiren davranışları için gösterilen
bilinçli veya bilinçsiz gerekçeler. Bu gerekçeler tipik olarak: duygular,
beklentiler, arzular, beklentiler ve kaygılardır. Yukarıda sözlük anlamını
verdiğimiz “güdü” ve “güdülenme” kavramının bir çok psikolog tarafından daha
değişik tanımları da yapılmıştır. Bu değişik tanımları biraz sonra aşağıda
göreceğiz. Ama bu tanımlar yapılırken ortak olarak ele alınan nokta,
güdülenmenin bir ihtiyaçtan dolayı oluşmuş olmasıdır. Tanımların çoğu bu
yönüyle benzerlik arz etmektedir. İsterseniz tanımlara geçmeden önce
güdülenmeyle ilgili güzel bir örneğe bakalım;
Akşam saat onu geçmiş durumda, yarınki sınava
hazırlanmak amacıyla ders çalışıyorsunuz. Okuduğunuzu anlamaya başlıyor ve
acıktığınızı fark ediyorsunuz. Canınız bir şey çekiyor ama ne olduğunu
isimlendiremiyorsunuz. Evet, buldunuz! Canınız işkembe çorbası istiyor.
İşkembeci 10 dakikalık uzaklıkta, sizinle aynı yurtta kalan arkadaşınız Selim’e
gidiyorsunuz ve “Haydi gel, köşedeki işkembecide birer işkembe çorbası içelim”
diyorsunuz. İşkembecide çorbayı zevkle içerken içinizden “iyi ki aklıma çorba
içmek geldi, tam da yerini buldu!” diye düşünüyorsunuz. Selim’ le beraber olmak
da hoşunuza gidiyor. Tekrar odanıza dönüp çalışmaya başladığınızda, okuduğunuzu
biraz öncesine göre daha iyi anlamaya başladığınız görüyorsunuz.
Yukarıda anlatılana benzer duygu ve düşünceleri herkes
günlük hayatında yaşamıştır. Nasıl oluyor da aç olduğunuzun farkına
varabiliyorsunuz? Yalnız aç olduğunuzun farkına varmakla kalmıyor, yukarıda
verilen işkembe çorbası örneğinde olduğu gibi, belirli bir türden bir yiyeceği
canımızın çektiğini de anlayabiliyoruz. Neden yalnız gitme yerine bir
arkadaşımızla gitmeyi tercih ediyoruz.? Böyle soruların cevabını bulmaya
çalıştığımız zaman güdülenme psikolojisinin alanı içine girmiş bulunuyoruz.
Organizmanın dürtü ya da ihtiyaçların etkisiyle
harekete hazır hale gelerek amaca yönelik davranışta bulunmasına ve amaca
yönelik davranışta bulunmasına ve amaca ulaştıktan sonra rahatlamasına
güdülenme (motivasyon) denir. Organizma amacına ulaşıp doyuma kavuşunca güdü
geçici de olsa giderilir ve organizma dengesini yeniden bulur. Dürtü bir istek
ya da ihtiyaçla (işkembe çorbası içme isteği) başlar, güdünün uyandırdığı
davranışla devam eder(çorbacıya gitme) ve amaca ulaşıp doyuma kavuşmakla
(işkembe çorbasını içmek) son bulur.
Güdülenme, psikoloğun konu hakkında söylemek istediği
hemen her şeyi içeren oldukça geniş kapsamlı bir terimdir.
Güdülenmenin üç ayrı yönü vardır:
1. Kişiyi belli bir hedefe iten güdüleyici durum
2. Hedefe ulaşmak için yapılan davranış
3. Hedefe ulaşmak
Güdüleyici durum davranışa, davranış hedefe öncülük
eder; hedefe ulaşıldığında güdü hiç değilse geçici olarak giderilebilir.
“İnsanları, bir başkasını kurtarmak için yaşamlarını
riske etmeye ya da belirli bir hedefe ulaşmak için saatler boyu çalışmaya
güdüleyen nedir?” diye sorduğumuzda, genellikle “insanlar neden davrandıkları
şekilde davranırlar?” demek isteriz.
Popüler olarak kullanıldığı haliyle “güdülenme”
terimi; davranışın sebebine veya niçinine işaret eder. Bu anlamda
kullanıldığında “güdülenme” psikolojinin bütününü kapsayacaktır. Ancak psikologlar,
güdülenme kavramını davranışa enerjisini veren ve onun yönünü çizen faktörlerle
sınırlar. Güdülenmiş bir organizma, bir faaliyeti; güdülenmemiş bir organizmaya
oranla daha istekli ve etkili bir şekilde sürdürecektir. Organizmaya enerji
vermesinin yanı sıra güdülenme, davranışı yönlendirme eğilimi taşır. ( aç bir
insan yiyecek aramaya ve yemeye; acı çeken bir insan, acı veren uyarandan
kaçmaya güdülemiştir)
Bir çok psikolog, bu tanımlarda uzlaşabilecek olmasına
rağmen güdülenme, halen tartışmalı bir kavramdır. Bazı psikologlar,
güdülenmenin yalnızca davranışın enerji verme yanlarının nedeni olduğu,
davranışın yönünü ise başka mekanizmaların (öğrenme ve biliş) açıkladığı
kanaatindedirler. Hatta kimileri, güdülenme kavramının gereksizliğini bile öne
sürmektedirler.
Güdü ve güdülenme kavramı psikolojinin keşfetmiş
olduğu en önemli kavramlardan biridir. İnsanların ve hayvanların
davranışlarının temelinde güdüler yatar. Güdüler ya bugün bilinen ve rahatlıkla
anlaşılabilen, ya da henüz pek açık seçik anlaşılamayan türden olabilir. Nerede
olursa olunsun ve ne yapılırsa yapılsın, her davranışın altında bir güdü veya
güdüler zincirinin yattığı unutulmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder