7 Ekim 2020 Çarşamba

Friedrich Wilhelm Nietzsche


Friedrich Wilhelm Nietzsche

Friedrich Wilhelm Nietzsche 15 Ekim 1844 tarihinde doğan ve 25 Ağustos 1900 yılında vefat eden, “Güç İstenci”, “Üstinsan”, “Bengidönüş” gibi özgün fikirlerle tanınan Alman filozoftur.

Nietzsche’nin felsefe öğretisi, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir. Kendisinin bütün derdi, insanı akılcılığın kıskacından kurtarıp kendisi üzerinden düşünmesini sağlamaktır. Ona göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya’da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrı’dan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya’ya adamalılardır. Böylece düşünce ile yaşam arasında bağ kurulması daha kolay olur.

Nietzsche, insanlara yeni değerler getirmeye çalışarak güçlü insanların egemenliğinde, çoğunluktan ibaret olan ve sürü olarak nitelendirdiği insanlıkta gelişmenin mümkün olduğunu savunmuştur. Sürü kendini feda ederek üst insanı belirleyecektir. Üst insan benim diyebilen, kendi gözleriyle gördüğü gerçekliği belirleyen insan olarak görülmektedir. Bütün varlığın temelinde daha güçlü olmaya yönelik irade vardır. Nietzsche’ye göre, insanoğlu yalnızca kendini korumak ve yaşamak istemez aksine asıl isteği daha da güçlü olmaktır.

Din, ahlak, çağdaş kültür, felsefe ve bilim gibi konularda eleştiriler yazmıştır. Nietzsche’nin etkileri felsefede, egzistansiyalizm ve postmodernizm üzerinde olmuştur. Değerlerin göreceliğini savunmuş, “iyi” ve “kötü” kavramlarını sorgulamış, eleştirmiştir.

Kendisini “Filozoflar içinde ilk psikolog” olarak tanımlayan Nietzsche, Psikanaliz’de kullanılan “BilinçAltı” (id) kavramından ilk kez bahseden kişi olmuş ve bu yönüyle Sigmund Freud ve Psikanaliz’i etkilemiştir.

Kıta felsefesinde ve analitik felsefede alternatif yollar göstermiştir. Yaşamı olumlama, bengi dönüş, anti platonizm onun felsefesinin temel taşlarıdır.

Nietzsche, erken ölümü ve hastalığı nedeniyle, “ne ahlaksal idealini, ne de trajik şiirini gerçekleştirebilmiştir.”

15 Ekim 1844′te doğmuştur. Babası Karl Ludwig Protestan Kilisesinde papazdı. Karl Ludwig; Friedrich Nietzsche’nin annesi Franziska Oehler ile 1843′de evlenmişti. Doğumu Prusya (Almanya) Kralı IV. Friedrich Wilhelm’in doğum gününe rastladığı için adı Friedrich Wilhelm olmuştu. (Nietzsche daha sonra ikinci adı “Wilhelm”‘i çıkardı.) Kız kardeşi Elisabeth, 1846′da doğdu ve ondan sonra 1848′de Ludwig adında bir erkek kardeşi oldu. Babası Karl Ludwig’in baş ağrılarına tanı konulamamıştı. Daha sonra hızlı ilerleyen bir tümör olduğu saptandı fakat babası kör oldu ve öldü (1849). Onun ölümünü Friedrich’in erkek kardeşi Ludwig izledi (1850). Bu kayıp yüzünden annesi ve kız kardeşi ile birlikte Naumburg’a taşındılar (1850). Böylece çocukluk yılları kadınların himayesinde geçti.

İlk öğrenimini Bürgerschule’de tamamladı. Orada Gustav Krug ve Wilhelm Pinder ile arkadaş oldu ve müzik de dahil pek çok konuda zekasını gösterdi. Müzik konusundaki üstün yeteneğine rağmen Müzikte sıradan biri olmaktansa hiç olmam diyerek müzik kariyerini başlamadan bitirdi. On üç yaşında ilk eserini yazdı (1857). İlk şiirini de takiben 1861 yılında kafasını kurcalayan varoluş soruları üzerine yazdı.

1858 yılında ünlü protestan okul Schulpforta’yı kazandı. Orada Paul Deussen ve Carl von Gersdorff ile dost oldu. Şiir konusunda çalışmalarda bulundu. Müzikte kendini ilerletti. Üstün başarılar gösterdi ve öğrenimi esnasında da Antik Yunan ve Roma klasikleri ile tanıştı. Daha sonra teoloji ve klasik filoloji okumak için Bonn Üniversitesi’ne gitti. Burschenschaft Frankonia grubuna üye oldu ve ilk yarıyıldan sonra okulu bıraktı. İnancını kaybetmesi üzerine annesi bu duruma çok öfkelenmişti. Bunda David Strauss’un Life of Jesus kitabı da etkili olmuştu. Bununla birlikte hayat felsefesi yavaş yavaş oluşmaya başladı. Alkol alıyordu ve sık sık kavga ediyordu.

Bonn Üniversitesi’nden ayrıldı ve arkadaşı Friedrich Wilhelm Ritschl’in peşinden Leipzig Üniversitesi’ne gitti. Ölümüne sebep olan frengi hastalığını da yine bu dönemde bir genelevden kaptığı iddia edilir. Ayrıca bu dönemde Schopenhauer’in eserleriyle de tanıştı. Eğitimine devam ederken de, Rheinisches Museum dergisinde yazıları yayınlanıyordu.

1866 yılında Schopenhauer ve Friedrich Albert Lange Geschichte des Materialismus ile tanıştı.

Basel’de profesörlüğü

Ritschl’in desteğiyle, Nietzsche Basel Üniversitesi’nden Filoloji profesörlüğü olarak oldukça cömert bir teklif aldı.

1869 yılında Wagner, Nietzsche’yi, Tibschen’e davet etti. Noel için gittiği Wagner’lerde, ilk kitabı Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Musik’i (Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu) yazmaya başladı.

Daha sonra Alpler’e giden Nietzsche, Prusya vatandaşlığından çıkıp İsviçre vatandaşı olup Prusya ve Fransa savaşına gönüllü sıhhiye eri olarak katıldı (1870).

“Karşımızda devlet var. Başlangıcı insana utanç verici. Çünkü devlet insanların çoğu için kurumak bilmeyen bir acı kuyusu, ikide bir buhranlara salarak onları tüketen bir alev. Ne var ki, çağırmaya görsün, ruhlarımız kendilerini unutuyor; kanlı çağrısına yığınlar koşa koşa gidiyor, kahraman oluyorlar.”

Frankfurt’ta, resmi geçit yapan bir süvari birliği görmüş ve o anı şöyle tasvir etmiştir:

“En güçlü ve en yüksek yaşama isteminin sefil bir varoluş mücadelesinde değil, savaş isteminde, güç isteminde, yenmek isteminde olduğunu duydum ilk defa.”

Savaşı Fransa kaybetti ve Nietzsche savaşta, difteri ve dizanteri hastalıklarına yakalandı. Walter Kaufmann’a göre burada Nietzsche, ölümüne sebep olan sifilis’e de yakalandı. Daha sonra Nietzsche Basel’e geri döndü ve Üniversitede Homer ve Klasik Filoloji konularında dersler vermeye devam etti. Nietzsche burada Franz Overbeck ile de tanıştı. Overbeck, ölümüne kadar Nietzsche’nin arkadaşı olacaktı.

Yine bu dönemde Afrikalı Spir ve meslektaşı Jacob Burckhardt, Nietzsche’yi konferanslarıyla etkilemişlerdi. Nietzsche, ilk kitabı Müziğin Ruhundan Tragedya’nın Doğuşu’nu bitirdi ve 1872′de yayımladı. Kitabı akademik çevrelerce beğenilmedi ve çok ağır eleştirilere maruz kaldı.

1872 ve 1876 yılları arasındaysa Nietzsche, Çağa Aykırı Düşünceler dörtlemesini yayınladı. Dörtlemeyi yayınladıktan sonra Nietzsche, Paul Ree ve Hans von Bülov, Malthilda von Maysenburg gibi isimlerle tanışmıştır.

1878′de evlenme teklifi yaptığı bir kadından ret cevabı aldı. Daha sonra sağlık problemleri iyice arttı ve üniversiteden istifa etmek zorunda kaldı. Sağlığına uygun yer aradı. Sils Maria, Cenova, Rapolla, Tunus, Turin ve Nice şehirleri bunlardan bazılarıdır.

Nietzsche daha sonra Naumburg’a ailesini görmeye geldi. Fakat kız kardeşi ile aralarındaki gerginlik sürüyordu. Daha sonra arkadaşı, öğrencisi ve sekreteri Peter Gast’dan Basel’e gelmesi için bir davet aldı. Gast ve Overbeck çok yakın arkadaşlarıydılar. Malwida von Meysenbug, Wagner olayında Nietzsche’yi savunuyordu. Daha sonra Nietzsche bir müzik eleştirmeni olan Carl Fuchs ile iletişime geçti. Bu sürede edebî açıdan oldukça üretkendi. Yine bu dönemlerde Salome’a aşık oldu. Salome, Nietzsche’nin evlenme teklifini reddettikten sonra ilişkileri sona erdi. Nietzsche bu yüzden oradan ayrılıp Rapallo’ya gitti.

Bağımsız filozof

1882′de Nietzsche Lou Salome ile buluştu. Nietzsche ve Lou, Tautenburg’da yaz ayını birlikte geçirdiler. Burada Paul aracılığıyla Lou’ya evlenme teklifi yapan Nietzsche, red cevabıyla çok sarsıldı. Bundan sonra kış ayını geçirmek için Rapallo’ya gitti ve eseri Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü burada on günde yazdı. Kitabı hiç tutulmadı ve sadece kırk adet basıldı. Bunlar da yakın arkadaşlar tarafından nezaketen satın alındılar.

1886′da editörü Ernst Schmeitzner’den ayrıldı. Anti-semitik görüşlerinden rahatsız olmaktaydı. Daha sonra, İyinin ve Kötünün Ötesinde, Tragedya’nın Doğuşu, İnsanca Pek İnsanca, Tan Kızıllığı, Şen Bilim eserleri üzerinde çalışmalar yaptı.

1886′lı yıllarda Meta von Salis, Carl Spitteler ve Gottfried Keller’la tanıştı. 1886′da kardeşi Elizabeth, anti-semitik görüşleriyle tanınan Bernhard Förster’la evlenip Nueva Germania’yı bulmak için Paraguay’a yerleşti. Nueva Germania bir Alman kolonisiydi. Bu iki kardeş bir daha Nietzsche hastalandığında görüşebileceklerdi.

Artık hastalığının daha da kötüleştiğinden şikayet ediyordu. Neredeyse yazamaz olmuştu. 1887′de Ahlak’ın Soykütüğü Üzerine adlı eserini bitirdi. Dostoyevski’nin eserleriyle tanıştı ve çok etkilendi.

1886 yılında, İyinin ve Kötünün Ötesinde adlı eserini bitirdiğini, Güç İstenci eserini de yazmaya başladığını ilan etti. Ayrıca Deccal ve Putların Alacakaranlığı eserlerine de başladı.

Sağlığı bir süre düzeldi ve yaz ayını iyi geçirdi. 1888′den itibaren çalışmaları “kendi durumu” ve “kaderi” üzerine yoğunlaşmıştı. 44. doğum gününde, Putların Alacakaranlığı ve Deccal eserlerini de bitirdi. Aynı zamanda, Ecce Homo ve Wagner Olayı eserlerini yazmaya karar verdi.

Son zamanları

Nietzsche Turin’de klinikte

3 Ocak 1889′da polis tarafından kargaşa çıkarmaktan tutuklandı. Gerçekte orada tam olarak ne olduğu bilinmiyor fakat söylentiler, Nietzsche’nin kırbaçlanmakta olan bir ata sarıldığı ve ağlayarak onu korumaya çalıştığı, sonra yere yığıldığı üzerinedir. Aynı olay Dostoyevski’nin romanı Suç ve Ceza’nın I/5 bölümünde, Raskolnikov’un da başına gelmiştir.

Bu olaydan sonra Nietzsche, “Mutsuz Mektuplar” olarak bilinen mektuplarını kaleme alıyor. Alman imparatorundan Papalık’a kadar pek çok yere mektup yazıyor.

3 Ocak’ta Buckhard, Nietzsche’nin mektuplarından durumunu anlıyor ve onu Basel’de bir kliniğe yatırıyorlar. Daha sonra annesi onu “Jena”‘daki bir kliniğe nakil ettiriyor. Fakat doktorlar, Nietzsche’nin durumunun umutsuz olduğunu bildiriyorlar. Annesi, mart ayında Nietzsche’yi eve getirtiyor.

Bu süreçte, Nietzsche’nin eserleri üzerindeki tahrif süreci başlıyor. Önce arkadaşları tarafından, sonra Paraguay’dan kocasının intiharı üzerine geri dönen kız kardeşi tarafından eserleri değiştiriliyor.

Nietzsche 1889′un başlarında sokakta yürürken birden yere düştü. Uzmanlara göre bunun sebebi “sifilis”. Nietzsche’nin semptomları beyin kaynaklı. Felsefcilere göre bu hastalık Nietzsche’nin bazı eserlerindeki fikri tutarsızlığın da sebebi.

Nietzsche, bir süre sonra zihinsel yetilerini tümüyle kabetti. On bir ay boyunca bitkisel denebilecek bir hayat sürdü. 25 Ağustos 1900 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Kız kardeşi ve arkadaşları onu, babasının kilisesinde yaktılar ve şöyle dua ettiler: “İsmin kutsal olsun, tüm kuşaklar için…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder