Modernizm
Kültürel bağlamda modernizm, 19. yüzyılda geleneksel anlamdaki edebi, sanatsal, sosyal organizasyon ve gündelik yaşamın geçerliliğini yitirdiği fikriyle ortaya çıkmıştır.
Modernist hareketin 19. yüzyıl ortasında Fransa’da ortaya çıktığı kabul edilir. Modernizm kabaca 1884-1914 yılları arasında hüküm sürmüştür. Temelde dayandığı fikir, geleneksel sanatlar, edebiyat, toplumsal kuruluşlar ve günlük yaşamın artık zamanını doldurduğu ve bu yüzden bunların bir kenara bırakılıp yeni bir kültür icat edilmesi gerektiğidir. Modernizm ticaretten felsefeye her şeyin sorgulanmasının gerekliliğini savunur. Böylelikle kültürün öğeleri yeni ve daha iyi olanla değiştirilebilir. Modernizme göre 20. yüzyılın ortaya çıkardığı yeni değişiklikler ve yenilikler kalıcıydı, aynı zamanda yeni oldukları için ‘iyi’ ve ‘güzeldi’ ve toplum dünya görüşünü bu öngörülere göre gözden geçirip uyarlamalıydı.
Modernizm tanınmış gelenekleri kıran bir stil anlatmak için kullanılmıştır. Yeni bir çağında duyarlılığına daha yerinde formları yaratmayı amaçlamıştır. Bazıları 20. yüzyılda gözlemlenen modernizmi “modernizm” ve “postmodernizm” olmak üzere iki harekette incelerler. Fakat bazı görüşlere göre modernizm ve postmodernizm bir hareketin sadece iki farklı açısıdır.
Ek bilgi:
Genel olarak, geleneksel olanı yeni olana tabi kılma tavrı, yerleşik ve alışılmış olanı yeni ortaya çıkana uydurma eğilimi veya düşünce tarzı.
Modernizm terimi aynı zamanda ve daha geniş bir felsefi çerçeve içinde, çoğunluk Aydınlanmayla irtibatlandırılan ideal ve kabuller için kullanılır. Başka bir deyişle, modernizm Aydınlanmayla birlikte gerçekleşen entelektüel dönüşümün ortaya çıkardığı dünya görüşünü, hümanizm, dünyevileşme ve demokrasi temeli üzerine yükselen bilimci, akılcı, ilerlemeci ve insan merkezci ideolojiyi ifade eder.
Modern dönemde ortaya çıkmış entellektüel akımlara ve sosyal değişime aktif katılımdır. İkincisi, bir kültürel ve artistik hareketle/akımla alakalıdır. Bu akım kendini manifestolarla, ilkeler ve kalıplarla (paradigma) donatmış ve romantizmin tükenişini ve hissiliğini gidermeye teşebbüs etmiştir.
Bir görüşe göre, ilginç bir şekilde, önemli sanatçı modernistler sosyal ve siyasal inançlarında muhafazakar olmuşlar ve kendilerini çok zaman bir geleneğin koruyucuları/yaşatıcıları olarak görmüşlerdir. Modernizmin ilk anlamında Marx ve J. S. Mill modernnisttirler. İkinci çizgide yer alanlar Eliot, Pound gibi isimlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder