Bütüncü (Gestaltçı) Yaklaşım
Bütüncü
yaklaşım 1912-1924 yıllan arasında, Almanya’da ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımın
temeli, ‘algının birliği üzerinde odaklanmaya' dayanır,
yaklaşman öncüleri; Kurt Kofifka (1886-1941), Kurt Levin (1890-1947), Wolfgang Kökler
J1887-1967)dir.
Bütüncü
yaklaşıma göre davranış ve yaşantılar kendilerini oluşturan tek tek parçalarla
belirlenmemiştir. Bütünler söz konusudur ancak parça, kendisini bütünün gerçek
yapısı sayesinde belirler. Kısaca bütün, anlamlı ve karmaşık olaylardan meydana
gelir. Yaşantıların ve davranışların anlamını keşfetmek için fiziksel, ruhsal ve
çevresel birçok faktörün örgütlenmesinden oluşan bütüne bakmak gerekir.
Yaşantılar ancak bu bütünlük içerisine kavranabilir. Bu da doğal gözlemle bilinir.
Gestaltçılar,
duyumlar yığınından değil, bünyeleşmiş bütünlerden söz eder; yani ağaçlardan
bulutlardan ve gökyüzünden. Bu açıklama inşam, günlük hayatında her zaman
yaptığı gibi sadece gözlerini açıp dünyaya bakarak bütünü görmeye ve onun
doğruluğunu kanıtlamaya davet eder. Bütün birbirleriyle ilişki içindeki parçalardan oluşur. Bu yaklaşıma
göre, *Bütün kendisini oluşturan parçaların toplamından farklı ve fazladır.
Chicago Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde bütüncü yaklaşımı öğrenciler anlamayınca
Profesör Albert öğrencilerden bir bardak su ister. Suyu içip bardağı sınıfın ortasında
kırar, öğrencilerden bu cam kırıklarını toplayıp bir bardak su daha getirmelerini ister; fakat öğrenciler bardağın artık kırıldığını ve camların bardak
olma özelliğini kaybettiğini söyler, öğrenciler Profesörün bu küçük
gösterisinden sonra bütüncü yaklaşımı anlamış olurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder