23 Mart 2019 Cumartesi

Thomas More’un Utopia ’sı

Thomas More’un Utopia ’sı
İngiliz devlet adamı Thomas More, Platon'dan 20 yüzyıl sonra "Utopia" adlı eserinde, onun “İdeal Devlet”ine benzer bir devlet tasarlar. More, Utopia'yı yazdığında İngiltere toplumsal bir kargaşa içindedir. Örneğin, tekstil endüstrisinin gelişmesi üzerine toprak sahipleri geniş tarım alanlarını boşaltıp otlak yapmışlardır. Ona göre;Bütün İngiltere’yi saran koyun sürüleri, başka yerlerde o kadar tatlı, o kadar tok gözlü olan bu hayvanlar burada öyle aç gözlü, öyle doymak bilmez olmuşlar ki insanları bile yiyorlar; kırları, köyleri, evleri silip süpürüyorlar. Geriye bir yığın işsiz ve yoksul bırakıyorlar, ” Bu durum karşısında MoreMalın mülkün kişisel bir hak olduğu, her şeyin parayla ölçüldüğü bir yerde sosyal adalet ve rahatlık hiçbir zaman gerçekleşemez. Ama siz aslan payını kötülere bırakan bir toplumda doğru bir yan bulursanız, büyük çoğunluk yoksulluk içinde kıvranırken, doymak bilmez bir avuç insana memleketin bütün zenginliklerini sömürten bir devlet mutlu olabilir derseniz, o başka.” diyor.

Thomas More'un bir ada olarak tasarladığı Utopia'da elli dört büyük şehir vardır. Hepsinde aynı dil konuşulur; aynı töre, kurum ve yasalar yürürlüktedir. Elli dört şehrin hepsi aynı plan gereğince kurulmuştur ve hepsinde bölge özelliklerine göre biçimlenen aynı devlet yapıları vardır. Her aileye bir ev verilmiştir. Aileler evlerini on yılda bir kur'a ile değiştirmek zorundadırlar. Her şehirde altı bin aile yaşar ve her aile yirmi iki kişiden oluşur. Bunların ikisi köledir. Aileyi en yaşlı erkek yönetir. Utopia'da aile toplumun çekirdeğini oluşturur. Birbirlerini sevenlere, sağlıklı olmaları koşuluyla, evlenme olanağı sağlanır. Kızlar 18, erkekler 22 yaşından önce evlenemezler. Evliliğe ancak ölüm son verir; ama eşler birbirini aldatır ya da eşlerden biri dayanılamayacak kadar huysuzsa yöneticiler kurulunun izniyle eski eşlerini bırakabilir, bir yenisiyle evlenebilirler. Suçlu olan eş ise ömrünün sonuna kadar bir daha evlenemez.

Utopia toplumunun temel özelliği sınıfsız toplum oluşudur. Burada herkes -köleler dışında- birbirine eşittir. Kadın erkek arasında fark gözetilmemiştir. Ne var ki Platon gibi More da yurttaşlara tanıdıkları hakları kölelere tanımamıştır. Ülkede planlı ekonomi sistemi geçerlidir. Yalnızca en gerekli olan nesneler üretilir, lüks üretim yasaktır. Yirmi dört saatin yalnız altı saati işe ayrılmıştır. Tüm üretilenler toplumun ortak malıdır. Özel mülk edinme yasaktır. Üretilenler tüketiciler içindir. Bu amaçla her şehir dört mahalleye ayrılmıştır. Her mahallenin ortasında, içinde her çeşit eşya ve yiyecek bulunan bir çarşı bulunur. Her ailenin başkanı bu çarşıdan gerek gördüğü kadar eşyayı paraya da yazılı bir belge vermeden alıp evine götürür. Her şey bol olduğu ve insanlar iyi eğitildikleri için (Eğitim herkes için zorunludur.) hiçbiri gereğinden fazlasını almaz.

Utopia'da temel ilkelerden biri de hoşgörüdür. İsteyen istediği dine inanabilir, dinsiz de olabilir; ama onların çoğunluğu tek tanrıya inanırlar. Ülkede dinsizlik suç değildir; ancak herhangi bir dini küçümsemek suçtur. Thomas More, Platon gibi içinde yaşadığı toplumu mutlu kılmak istemiştir; çünkü ona göre de devletin amacı mutluluğu sağlamaktır. Günümüzde görüşlerinin bir ölçüde de olsa gerçekleşmiş olduğu söylenebilir: Eğitim ve öğretimin zorunlu ve parasız olması, kadın erkek eşitliğinin gerçekleşmesi, çalışma saatlerinin azaltılması, kamu hizmetleri alanının genişletilmesi, toplumsal devlet anlayışının benimsenmesi, dinsel hoşgörünün evrensel nitelik kazanması gibi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder