Estetiğin Konusu
Estetik,
18. yüzyılda A. G. Baumgarten
(Bomgarten, 1714-1762) tarafından kurulmuştur. Estetik, eski Yunancada 'aisthesis’ sözcüğünden gelir ve anlamı duyusal algı demektir. Her ne
kadar estetik bağımsız bir felsefe alanı olarak iki yüz yıllık bir geçmişi gösteriyorsa
da aslında estetik problemler ile uğraşma daha İlk Çağ’a kadar geri gider. Ne
var ki, böyle uzun bir geçmişe sahip olan estetik problemler özel bir ad
altında toplanmamıştı. İşte, Baumgarten bu problemleri ortak bir ad altında toplayarak
ona estetik dedi. Baumgarten’ın bu bilime estetik
(duyular teorisi) adını vermesi, estetik olayların duyularla ilgili
olmasından ileri gelir.
Baumgarten, duyusal algıya dayanan bilgiyi bulanık ve karmaşık bir bilgi olarak görür ve bu bilginin mükemmelliğini araştıracak olan bilime de estetik adını verir ve onu açık ve seçik bilginin bilimi olan mantığın yanına onun "ikiz kız kardeşi" olarak koyar. Estetik olaylar da, tıpkı bilgi olayında olduğu gibi, bize bir süje ile bir obje arasındaki ilgiyi gösterir. Bilgi olayı nasıl algılayan, düşünen vb. süje ile bu süjenin kendisine yöneldiği varlık, obje arasında meydana gelen bir ilgi ise, estetik olay da aynı şekilde estetik olarak algılayan süje ile bu süjenin estetik algı ile kendisine yöneldiği varlık, doğa ya da sanat eseri dediğimiz obje arasındaki ilgidir. Estetiğin ödevi, bulanık ve karmaşık olan duyusal bilginin mükemmelliğini araştırmaktır. Duyusal bilginin mükemmelliği güzellik adını alır. Buna göre, estetiğin konusu güzelliktir. Estetiğin konusu içine yalnız güzellik ve diğer estetik değerler girmez, sanat da girer. Çünkü sanatın ereği de sanat eserlerinde güzelliği ya da estetik değerleri ortaya koymaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder