Engelleri
aşmamıza ve gerçeğe ulaşmamıza yardımcıdır. Gerçeği görebilmek için hayata
objektif bir gözle bakmak gerekir. Hayatın dışında çıkıp hayatı göremeyeceğimiz
için, içeride felsefi tutum edinebiliriz. Felsefe, insanı aldatabilecek
etkenleri bertaraf etmemizi sağlar. Yanılgılara kapılmamayı ve gerçeği
keşfetmeyi felsefe sayesinde başarabiliriz. Gerçeği arama çabasında, “felsefe”
adı altında toplanan etkinlikler en önemli desteklerdir. Hiçbir cevapla
yetinmeyen, sürekli devinen bir gerçek arayışına sahiptir.
İlk
filozoflardan beri felsefe, sınırsız sorgulama ve şüphe özelliği ile, eskimeyen
bir anlayışı temsil etmiştir. Bu etkinlik dünyanın aldatıcı hazlarından el
çekerek görünenin ardına bakmayı amaç edinmiştir. Felsefenin en büyük
işlevlerinden biri aldatıcı heveslerden uzak olmasıdır. Böylelikle geçici
olaylara kapılmayıp kalıcı olanı düşünmektedir. Bir filozofun da ilk özelliği
budur. Hayatın maddi hırslarını bırakmak, fani dünyada anlık zevklere yol
vermemek filozofça bir davranıştır. Felsefe, gerçeği perdeleyen iştahları
söndürmeye yarar. Ancak böylece ardına bakabilir, temelini görebilir ve kalıcı
olana ulaşabiliriz.
Felsefenin
işlevi hayatın her alanında görülebilir. Her şeyin felsefesi yapılabilir. Her
konuya felsefeyle, tarafsız ve eleştirel yaklaşılabilir. Gerçeği perdeleyen
engelleri felsefeyle aşmıştık. Şimdi de felsefenin en büyük ikinci özelliği
olarak “sorgulama”yı sayabiliriz. Felsefe bize yetinmeyen bir sorgulamayı ve
eleştirel bakışı salık verir. Felsefenin hiçbir konusunda uzlaşı yoktur. Kabul ve
varsayım da felsefe içerisinde yer almaz. Felsefe adına yapılan her şey
eleştiriye ve şüpheye açıktır. Sorgulama sınırsızdır. Herhangi bir alan ya da
bilgi kesin olana ulaşmak isteyebilir, bunun için varsayımlardan yola çıkar.
Felsefe kesin olanı arar ancak ona ulaşmak gibi bir amacı yoktur. Felsefe
sürekli arayış içerisindedir. Filozoflar bireysel nazariyelerinde varsayım veya
kabullerle çalışmıştır ancak genel bir kanı oluşturan bir filozof yoktur.
Felsefe
maddi engelleri aşmayı sağlar. Felsefe sürekli sorgulama sayesinde gerçeği
güçlendirir. Felsefenin iki temel işlevi bunlardır. Bu işlevler sayesinde tüm
alanlara uygulanabilir. Felsefe sayesinde her konuda eleştirel bakış
sergileyebiliriz. Felsefe, hayatın kaynağını, hayatı nasıl yaşamak gerektiğini,
farklı görüşlerin niteliğini merak ederek başlamıştı. Halen de aynı şeyleri
sorgulayarak ve sorular üreterek ilerlemektedir. Hayatın içinde türeyen tüm
bilgilere de sorularını tatbik etmektedir. Felsefe cevabı vermeye çalışmaz.
Felsefe sorulara odaklanmıştır. Cevabı bilimler verebilir. Önemli olan
bilimlere soru sordurabilmektir. Bu da felsefeyle olur.
Mesela
tarımla uğraşan bir kişi tarımın ne olduğunu, neden yapıldığını düşünebilir. Bu
düşüncesini felsefece yürütürse iyi veya kötü- tüm sıfatlardan arınmış bir
düşünce sürdürecektir. Nitelendirmeyecektir. Soracaktır. Mesela beslenme nedir?
diye sorabilir. Günün büyük kısmını yemek yiyerek geçiriyoruz ancak hiç
sorgulamıyoruz. Neden acaba? Beslenme dediğimiz şey bir enerji transferi
olabilir mi? Olabilir. Besinlerin enerjisiyle hareket ediyoruz. Peki enerji
transferi nasıl olmalı? Tüm besinler aynı mıdır? Neyi yemeli/ neyi yememeliyiz?
Mesela bazı insanlar et yemiyor. Mesele enerjiyse bu görüşleri yanlış olabilir
mi? Et ile bitki arasında ne fark vardır? Etin vücuda etkileri tartışılabilir
ancak maliyet konusu biraz karışıktır. Üretim aşamasında et, 125 kat daha fazla
tüketime yol açıyor. Yani sebze ile doyacağımıza et ile doyarsak dünyaya 125
kat daha fazla zarar veriyoruz. İnsanın tüketim hastalığına bir önlem olarak
etyemezlik hayırlı bir şeye benziyor. Ancak yine de yetinemeyiz. Felsefe bunu
da sonsuz sorulara maruz bırakacaktır. Örneğin: Binlerce yıldır süregelen yeme
alışkanlıklarımız ne olacaktır? İnsan biyolojik olarak hazır mı? Bitkilerin
zararlı olmadığını nasıl bilebiliriz? Bu konuda bilimler sorgulandı mı?
Örnekler
çoğaltılabilir. Felsefe bulunduğu yeri sorgular, eleştirel bakış sağlar. Nihai
hedef ne olursa olsun felsefeyle ardını görebiliriz. İnsan haz peşinde ya da
hırslanmış olabilir. Buna dair felsefe okulları da mevcuttur. Hazzı
yönetebilmek, mutluluğa ulaşabilmek de felsefeyle doğru oranda artar. Felsefe
bir sonuca sahip değildir ancak daha iyi bir sonuca götürebilir. Mesela:
felsefe komedi yapmaz ancak komedi felsefesi yapabilir. Gülmek nedir? diye
sorarak gülmeyi neden ve sonuçlarıyla inceler. Böylelikle komedi yapan kişi,
insanın sadece iştahına seslenmeyebilir. Güldürürken düşündürebilir. Komedi
sadece bir oyalanma aracı olmaktan çıkabilir. Toplumun sorunları, dile
getirilemeyen problemler, eleştiri kabul etmeyen kişiler komedi yoluyla
eleştirilebilir.
Her
şeyin ardını ve en işlevsel halini felsefeyle görebiliriz. Felsefenin en büyük
işlevinin işlevleri ortaya çıkarmak olduğu söylenebilir. Keşfetmeye ve
anlamlandırmaya dair sorular sorduran bir etkinlik olarak, tüm tarafsız
sorgulamalarda yer aldığını söyleyebiliriz. Felsefe adına yapılmasa da şüphe
eden, sorgulayan düşünceler felsefe olarak adlandırılagelmiştir. Konfüçyüs,
Farabi,Mevlana gibi düşünürler felsefe için uğraşmamışlardır ancak birer
filozof olarak bilinirler. Felsefe ve filozofluk, temelleri ve dayanakları
irdeleyen bir çalışma olarak benzer etkinlikleri kendi adında toplamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder