18 Haziran 2020 Perşembe

Felsefede Tutarlılığın Önemi

Felsefede Tutarlılığın Önemi
Filozofların ortaya koyduğu düşünceleri sistemli kılan ve oluşturdukları akımların günümüze kadar gelmesini sağlayan sebep kendi içinde tutarlı olmalarıdır. Bir filozofun sisteminin diğer filozofların sistemlerine göre daha doğru veya yanlış olduğu söylenemez. Felsefi sistemlerin sonuçları, bilimde olduğu gibi deneyle, olgusal olarak test edilerek doğrulanamaz. Örneğin; Platon'un idealar kuramı, felsefedeki ütopyalar, doğruluk ya da yanlışlıkları söz konusu edilmeden tutarlılık bağlamında verilebilecek örneklerdir. Bundan dolayı tutarlılık ile doğruluğu birbiriyle karıştırmamak gerekir. 

Tutarlılık, düşüncelerin ortak bir ilkeyle; bağıntı, düzen, kavram ya da fikirle birbirine bağlanmış olması durumu; mantıklı bir bütünün parçaları, ögeleri arasında, karşılıklı bağlantı ve uyum bulunması hâlidir. Doğruluk ise bir düşüncenin, önermenin ya da iddianın, gerçeklikle uyuşmasıdır. Buna göre bir önerme onun işaret ettiği, kendisine karşılık gelen şey, var olduğu takdirde doğrudur. Örneğin; “Ahmet çalışma odamda oturuyor.” tümcesi, “Ahmet'in odamda oturması gözlemlenmiş” olgusuna karşılık geldiği takdirde doğrudur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder