Bruno Bauer (6 Ekim 1809 – 13 Nisan 1882) Komünist
Alman teolog, filozof ve tarihçi. Yeni Ahit`in çıkış noktasını araştırdı, erken
dönem Hristiyanlık`ın aslında Musevilik`e değil Stoacılık`a daha fazla borçlu
olduğu sonucunu çıkardı. Hıristiyanlığın “Yahudi kılığındaki stoacılığın
zaferi” olarak tanımladı. Günümüze ulaşan Roma İmparatorluğu kayıtlarında
Nasıralı İsa diye birinin olmadığını, bunun sadece bir mitten ibaret olduğunu
söyledi. Bauer, yaşadığı dönemde Genç Hegelciler arasında önemli bir yere
sahipti.
Ek BİLGİ: 1809-1882 yılları arasında yaşamış
olan teolog ve toplum filozofu. sol hegelcilerin liderliğini yapmış olan
düşünür öncelikle teoloji alanında çalışmış ve yeni ahit üzerine olan
araştırmalarının ardından metnin tarihsel temellerinin hayli kuşkulu olduğu
sonucuna varmıştır. o da tıpkı ludwig feuerbach gibi, dinin yabancılaşmış insan
bilinci olarak tanımlanması
gerektiğini söylemiştir. geleneksel hıristiyan öğretilere yönelik eleştirel analizi nedeniyle üniversitedeki işinden koyulan bauer, kilise ili devletin birbiriyle bağdaşmaz olduğunu, bütünüyle hegelci bir tarzda öne sürmüştür. çünkü kilisenin özü itibariyle baskıcı olduğu yerde, hakiki devlet özgürlüğün bütünüyle hayata geçirildiği bir yeri tanımlar. o, din felsefesi alanındaki çalışmalarından sonra, toplum felsefesiyle meşgul olmuş ve bu bağlamda yerleşik burjuva düzenine olduğu kadar, ihtilalci programlara da şiddetle karşı çıkmıştır. ona göre, özel sınıf çıkarları kaçınılmaz olarak tek yanlı olup, kitleler de daha ziyade ölü maddeye benzer. bauer’in gözünde, ölüyü diriltecek, sınıf ideolojilerindeki yanlış kabul ve kavrayışları ayıklayarak, tek yanlılığı ve körlüğü ortadan kaldıracak, insan bilincinde bütünüyle özgürleştirici bir mahiyet taşıyan temelli değişmeyi başlatacak olan biricik şey eleştiridir. o, en ince ayrıntısına kadar dikkatle oluşturulmuş hiçbir programın kurumsallaştıramayacağı dönüşümü. tarihin kendi mantığıyla hayata geçirdiğini, eleştirinin bugün düşüncede yıktığını, tarihin yarın gerçek hayatta yerle bir edeceğini söyler. bu görüşlerini dünyanın egonun bir yansıtım olduğunu dile getiren bir tür bilinç felsefesiyle temellendirmeyi deneyen bauer, sosyal koşulların insanlarını kafalarını değiştirmek suretiyle değiştirebileceğini düşündüğü ve bilincin köklerine inemeyen ihtilalci programların boş ve zararlı olduğunu savunduğu için, marx tarafından idealist-teolojik terör yaratmakla suçlanmıştır.
gerektiğini söylemiştir. geleneksel hıristiyan öğretilere yönelik eleştirel analizi nedeniyle üniversitedeki işinden koyulan bauer, kilise ili devletin birbiriyle bağdaşmaz olduğunu, bütünüyle hegelci bir tarzda öne sürmüştür. çünkü kilisenin özü itibariyle baskıcı olduğu yerde, hakiki devlet özgürlüğün bütünüyle hayata geçirildiği bir yeri tanımlar. o, din felsefesi alanındaki çalışmalarından sonra, toplum felsefesiyle meşgul olmuş ve bu bağlamda yerleşik burjuva düzenine olduğu kadar, ihtilalci programlara da şiddetle karşı çıkmıştır. ona göre, özel sınıf çıkarları kaçınılmaz olarak tek yanlı olup, kitleler de daha ziyade ölü maddeye benzer. bauer’in gözünde, ölüyü diriltecek, sınıf ideolojilerindeki yanlış kabul ve kavrayışları ayıklayarak, tek yanlılığı ve körlüğü ortadan kaldıracak, insan bilincinde bütünüyle özgürleştirici bir mahiyet taşıyan temelli değişmeyi başlatacak olan biricik şey eleştiridir. o, en ince ayrıntısına kadar dikkatle oluşturulmuş hiçbir programın kurumsallaştıramayacağı dönüşümü. tarihin kendi mantığıyla hayata geçirdiğini, eleştirinin bugün düşüncede yıktığını, tarihin yarın gerçek hayatta yerle bir edeceğini söyler. bu görüşlerini dünyanın egonun bir yansıtım olduğunu dile getiren bir tür bilinç felsefesiyle temellendirmeyi deneyen bauer, sosyal koşulların insanlarını kafalarını değiştirmek suretiyle değiştirebileceğini düşündüğü ve bilincin köklerine inemeyen ihtilalci programların boş ve zararlı olduğunu savunduğu için, marx tarafından idealist-teolojik terör yaratmakla suçlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder