Bir
gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol
kenarında. Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi
aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir
´yabancı´yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini. Biri karga, biri leylek…
…
O kadar farklıdır ki kuşlar ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine,
türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle ya, karga
dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle. Yaklaşır ve merakla
inceler kuşları. Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar. O
zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, birlikte yaşarlar beklenenlerin
yanında tutunamayanlar.O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip
olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakın kılan. Topal kuşlar birbirlerinin
´arıza´larını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine.
En
sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine
kurulanlardır. Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak
paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner. Ortak acı, ortak hüzün, ortak
pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder