26 Temmuz 2020 Pazar

Spor Sosyolojisi

Spor Sosyolojisi

Spor Sosyolojisinin Amacı
Spor sosyolojisi, sosyolojik yaklaşımın spor olgusuna tatbik edilmesidir. Sportif faaliyetlerin toplumdaki yerini ve işlevini belirlemek; spor olgusunun, diğer sosyal kurumlarla olan ilişkilerini, farklı gruplar ve kategorilerde oluşturduğu görüntüleri ortaya koymak spor sosyolojisinin başlıca amaçlarıdır1.
Spor Sosyolojisinin Konusu
Yukarıda yapı, değişme, tabakalaşma ve bütünleşme şeklinde çizdiğimiz genel çerçeve, spor sosyolojisinin konularını da belirtmektedir. Sporun aile, eğitim, iktisat, siyaset ve din gibi temel kurumlarla ilişkileri, sosyal değişme sürecinde sporun yeni görüntüleri “yeni sporlar”ın ortaya çıkması, sportif faaliyetteki farklılaşma ve çeşitlenmeler-, sporun toplumsal tabakalarla ve sosyal bütünleşmeyle ilişkileri spor sosyolojisinin “genel konuları”nı oluşturmaktadır.
Spor, toplumsal bir olgu olduğu kadar kurumsal bir yapıyla da ortaya çıkmakta, bu çerçevede spor sosyolojisi diğer toplumsal kurumlara benzer bir inceleme alanı oluşturmaktadır. Spor kurumsal bazda ele alındığında, amatör ve profesyonel spor veya elit ve kitle sporu yâda takım sporları ve bireysel sporlar gibi spordaki biçimsel ve amaçsal farklılaşmalar değerlendirilmekte, spor kuruluşlarının yapı ve nitelikleri üzerinde durulmaktadır.
Spor Sosyolojisinin Yöntemi
Spor sosyolojisi, genel sosyoloji ve kurumlar sosyolojisi düzleminde incelenebilen bir alandır. Sosyolojik araştırmalar kurumsal ya da ampirik düzeyde olabilmektedir. Spor sosyologları uygulamalı sosyolojinin anket, mülakat ve içerik analizi gibi araştırma tekniklerinden yararlanarak alan çalışmaları yapmaktadırlar. Bu çalışmalar günümüz spor sosyolojisinin “uygulamalı spor sosyolojisi” anlamı oluşturmaktadır.
Spor sosyolojisinin kendine özgü araştırma yöntem ve teknikleri yoktur. Spor sosyologları çalışmalarını genel sosyolojik yöntem ve tekniklerle yapmaktadırlar. Bu durum sosyolojinin alt dallarının tümü için söylenebilir. Zaten özgün yöntem ve teknikler geliştirilebilen alt-dallar alt-dal olmaktan büyük ölçüde uzaklaşmakta ve bağımsızlığını kazanmaya başlamaktadır. Anlaşıldığı üzere, ‘spor sosyolojisinin sosyolojinin alt dalı olduğu’ ifadesi, spor sosyolojinin sosyolojiden bağımsız özgün bir metodolojisinin olmadığını da belirtmektedir.
SPORUN TANIMI, İŞLEVLERİ VE SINIFLANDIRILMASI
Spor; çeşitli toplumlarda, çeşitli toplumların farklı dönemlerinde, çok değişik şekillerde algılanmaya ve değişik amaçlarla kullanılmaya uygun görülen, bu arada pek çok tanım kargaşasına yol açan, esnek bir kavramdır. Sosyolojik açıdan da tanımlanması son derece güç bir kavramdır. Bu güçlük aşağıda açıklanacak üzere, sporun yüklenmiş olduğu anlamların ve araçların çokluğundan, içerdiği çeşitliliğin dinamizminden, kapsamının belirsizliğinden, sporun toplumdan topluma değişen tarihsel arka planından ve günlük dilde yaygın bir biçimde kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Kısacası sporun çok boyutlu karmaşık yapısı onu kolayca tanımlanamaz kılmaktadır.
Sporun Tanımlanmasını Güçleştiren Faktörler
Anlam, Amaç ve Araçların Çokluğu
Spor, her şeyden önce birbirinden son derece farklı, değişen, hatta birbiriyle çelişen anlamlar içeren çok yönlü bir faaliyettir. Bu faaliyete yönelen bireyin amacı, eğlenmek, dinlenmek ve hoşça vakit geçirmekten, sağlığını korumaya, güçlü olmaya, sosyal bir çevre edinmeye yâda para kazanmaya kadar geniş ve değişken bir yelpaze içinde yer almaktadır. Profesyonel sporcu için geçimini sağlayan “iş”; hastanın tedavi, mankenin formunu korumak için katlandığı “eziyet”; iş adamının gözünde “mal”; televizyoncunun “reyting”, reklâmcının “dikkat çekme” aracı; tribünlerdeki seyircinin psikolojik “deşarj”; yolu; üst sınıfın “farklılıklarını koruma”, orta sınıfların “yukarıya sıçrama arzusu”, alttakilerin “güç arayış çabası”; gencin “gençliğinin gereği”, yaşlının “yaşlanmadığının delili” olabilmektedir. Spor bu amaçlardan bazen birini bazen de bir kaçını birlikte gerçekleştirmeyi sağlayan bir faaliyettir. Görüldüğü gibi, sadece “amaçları” açısından bakıldığında bile, sporun tanımlanması güçtür. Diğer taraftan sporun, çok çeşitli toplardan, raket, gülle, kürek, sırık, yay ve ok, halat ve fileye kadar uzanan ve burada sayamayacağımız daha pek çok malzemeyi gerektirecek ölçüde çeşitlilik kazanmış bir faaliyet haline geldiği görülmektedir. Anlaşılacağı üzere, sporun kusursuz bir tanımı yapılacak olursa yukarıda işaret edilen fiziksel bir faaliyetin yöneldiği “amaçlar”ı ve yaralandığı “araçlar”ı içermek zorundadır. Kısa bir tanım yapılmak istenirse, “değişik amaçlar için, çeşitli araçlarla yapılan” şeklinde kapalı bir ifade ile geçiştirilebilir. Doğal olarak bu durum, tanım yapıldıktan hemen sonra onu açıklamayı da gerekli kılar.
Sınırların Belirsizliği
Basketbol, tenis, futbol gibi fiziksel aktivitelerin spor olması noktasında bir anlaşmazlık söz konusu değildir. Avlanma, balık tutma, folklor, bilardo, satranç, briç ve poker gibi bazı bedensel veya zihinsel faaliyetlerin spor olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Kimi ülkelerde spor olarak görülen bir faaliyet, bir başka ülkede spor içinde değerlendirilmiyor olabilmektedir.
Çeşitliliğinin Dinamizmi
Günümüz dünyasında her gün yeni spor branşları ortaya çıkmakta ve bunların bir kısmının spor olup olmadığı tartışılmaktadır.
Tarihsel Arka planın Toplumdan Topluma Değişmesi
Spor kelimesi etimolojik olarak incelendiğinde ülkeden ülkeye değişen anlamlar ifade edebilmektedir. Örneğin İngilizcedeki “sport” sözcüğünde “oyun” anlamının hala mevcut olduğu; ama diğer ülkelerde spor teriminin bu anlamı içermediği bilinmektedir. Bu durum, değişik kültürlere mensup insanlar tarafından “spor” sözcüğü kullanıldığında terime yüklenilen anlamların detayda farklılaşmasına neden olmaktadır.
Günlük Dilde Yaygın Bir Biçimde Kullanılması
Günlük dilde yaygın olarak kullanılan terimler kişiden kişiye değişen ve belirsizleşen anlamlar içerirler. Farklı amaçlar için spor yapan kimselerin spor kavramına yükledikleri anlamlar da farklı olur. Bütün bunların sonucu olarak sosyologlar spor tanımlanamaz bir olgu olduğunu düşünmektedirler. Bununla birlikte “eksik olacağı” peşinen kabul edilerek çeşitli tanımlar da yapılmaktadır.
Sporun Tanımı
Sporu tanımlamak kolay değildir. Spor, çok yönlüdür. Hedefleri, biçimleri, içerikleri, yapılış biçimi o kadar birbirine karşıt; sporcuların kişilik yapısı ve resmi desteği o kadar farklıdır ki sporu açıklamak isteyen çabalar eksik ve aykırı kalmaktadır.
Aşağıda, sporun bazı tanımlarına yer verilmiştir:
Spor, kendine özgü kurum ve kuralları olan, yarışma tarzında uygulanan, bazı özellikleri ile oyuna, bazı yönleri ile de işe benzeyen, profesyonel faaliyete dönüşmeye elverişli, baskın yönü fiziki efor olan serbest zaman aktivitesidir.
Spor, anında fayda gözetmeksizin, uygulamada bazı kurallar göz önünde bulundurularak, bireysel olarak ya da grup halinde, oyun olarak kendisini ortaya koyan fiziki çalışmaların bütünüdür.
Spor isteğe bağlı olarak yapılan egemen değerler ve normların damgasını vurduğu bedensel bir harekettir.
Spor, çok çeşit amaç ve araçlarla yapılan, önceden belirlenmiş ve benimsenmiş kurallara farklı derecelerde olsa da uymayı gerektiren, performansı artırıcı bedensel aktivitelerdir.
Bu tanımlar analiz edildiğinde, fiziksel efor, organizasyon, kurallar, amaç(lar), rekabet/yarışma ve yönelim gibi çeşitli unsurların altının çizildiği görülmektedir. Hepsi birleştirildiğinde sporu, haz unsuru önde gelmekle birlikte farklı amaçlar, değerler ve yaptırımlar tarafından yönlendirilen, az yâda performans ilkesine dayalı, bilinçli olarak zorlukların oluşturulmasını ve bunların aşılmasını hedefleyen bedensel faaliyetler olarak tanımlamak mümkündür.
SPORUN İŞLEVLERİ
Toplumsal alanda çok boyutlu bir olgu olarak karşımıza çıkan sporun çeşitli işlevler üstlendiği görülmektedir:
Haz, Eğlence, Mutluluk
Spor her şeyden önce haz, eğlence ve mutluluk sağlama işleviyle kendini göstermektedir. Tarihsel ir çerçeveden bakıldığında sporun bu işlevi, ister “modern sporun ilkel formları” olarak görülsün, isterse “spora benzeyen aktiviteler” olarak değerlendirilsin tarihsel olarak belirlenen ilk toplumlara kadar uzanmaktadır. Arkeolojik veriler ışığında bir “haz arayış yolu” olarak sporun tarihi için insanlığın tarihi kadar eskidir demek yanlış olmaz. Bu yönüyle spor sosyal antropoloji dilinde “kültürel evrenseller” olarak adlandırılan kültür öğeleri arasında yer almaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder