1)
Platon göre idea anlamında kullanılmıştır. Ona göre bütün varlıkların özleri
ideadır.
2)
Aristoteles bu deyimi metafiziğinde ve mantığında değişik anlamlarda
kullanmıştır. Aristoteles metafiziğinde öz deyimi töz ile anlamdaştır, “özdekle
bitişik olmayan töz öz diyorum” der. Bu anlamda öz deyimi, töz deyiminden soyut
ve varlık deyiminden düşünsel olmasıyla ayrılır. Buna karşı Aristoteles
mantığında öz somut varlıktır, “sözgelimi insan, at özdür.”der. bu somut özleri
de birinci ve ikinci özler olmak üzere ikiye ayırır. Birinci özler bireysel
olarak, ikinci özlerse türsel olarak ele alınan özlerdir. Şöyle der “ikinci öz
diye birinci anlamda alınan özlerin içinde bulundukları türlere denir. Ne var
ki bu türlere cinslerini de eklemek gerekir. Sözgelimi birey olarak insan,
insan türünün içine ve türün cinsi de hayvandır. Öyleyse ikinci öz diye bu
sonuncu özler, yani tür olarak insan ve hayvan gösterilir.
3)
Fransız varoluşçusu Sartre’a göre öz, varlaşmayla meydana gelir ve varoluştan
önce yoktur. İnsan, kendini ne yapar ve nasıl yaparsa odur. İnsandan başka
bütün varlıklar önceden belli bir öz’e göre varlaşırlar. Örneğin bir masa
yapmak için önce masanın özünü tasarlarız, sonra testereyi ve keresteyi alıp o
özü varlaştırırız. Bir bezelye taneciği bezelye özünden, bir papatya yaprağı
papatya özünden meydana gelir. İnsansa bir insan özünden meydana gelmez,
insanın özü varoluşundan sonradır. Sartre’a göre öz, varlığı belirleyen
anlamındadır ve varlığın herhangi bir özle belirlenmediği dile getirilmiştir.
4)
Alman düşünürü Kant’a göre öz, kendinde şey ve phenomenon karşıtı olarak
noumenon’dur. Asla bilinemez. Bizler sadece nesnelerin görünüşlerini
bilebiliriz, kendinde ne olduklarını bilemeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder