Wilhelm Maximilian Wundt; Doğumu: 16 Ağustos 1832 – Ölümü: 31 Ağustos 1920 Alman Fizyolog,
Psikolog ve Tıp Doktoru.
Wundt Almanya’nın küçük bir kasabasında doğdu.
Wundt’un ailesinde, hakikaten her disiplinde tanınmış insanlar ve güçlü bir
bilginlik geleneği vardı. Söylenen oydu ki, “hakikaten Almanya’daki hiçbir aile
ağacında Wundt’un ailesindeki kadar zihinsel olarak aktif ve üretici bireyler
yoktur” Wundt hayatını kazanırken aynı zamanda da bilim üzerine çalışmak
amacıyla doktor olmaya karar verdi. Tedaviye yönelik çalışmaları Wundt’un bir
yılını Tübingen Üniversitesi’nde geçirmesine sebep oldu Sonraki üç buçuk yılını
anatomi, fizyoloji, ilaç ve kimya okuduğu Heidelberg’te geçirdi ve burada kimya
alanında ünlü olan Robert Bunsen’den çok etkilendi. Yavaş yavaş tıp eğitiminin
kendisine göre olmadığını anladı ve fizyolojiye yöneldi. Almanya’da 1879
yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını
atmıştır. Zihnin yapısını incelemeye alan yapısalcılık ekolünün kurucusu
sayılır. Almanya’da Leipzig Üniversitesinde kurulan bu labaratuar sayesinde
insan davranışlarının sebepleri bilimsel ortamda araştırmaya tabi tutulmuştur.
Wundt ilk çalışmalarında duyum ve imgeleri araştırdı.
O ve izleyenler karmaşık zihinsel yaşantıların yapısını incelemeye çalışmıştır.
Bu nedenle bu ekole yapısalcılık denir. Örnek aldıkları bilim dalı kimyadır.
Kimyada, nasıl birleşik maddelerin yalın elementlerden oluştuğu çözümleme ile
anlaşılıyorsa karmaşık bilinç olaylarının yapısal açıdan çözümlenmesi ile de
psişik olayların daha iyi anlaşılıp açıklanabileceğini ileri sürmüşlerdir. Onlara
göre psikolojinin amacı, bilincin karmaşık yapısını çözümlemek zihnin en yalın
öğelerini araştırmak ve bunlar arasındaki ilişkileri bulup yasalar halinde
formüle etmektir. Artık duyumlar, algılar, anılar laboratuvarda incelenmeye
başlanmıştır. Yapısalcıların araştırmalarında kullandıkları yöntem iç
gözlem ve deneydir. Temsilcileri Wundt ve Titcher’dir.
Fechener’in Elementler (1860) adlı kitabıyla Wundt’un
bu çalışması çoğunlukla yeni bilimin literatür alanındaki doğuşu olarak
düşünüldü. Beitrage’yi 1863 yılında ondan daha önemli başka bir kitap
izledi: İnsan ve Hayvan Zihinleri Üzerine Dersler. Kitabın ilk baskısından
yaklaşık 30 yıl sonra İngilizce tercümesiyle revizyondan geçirilmesi ve
Wundt’un 1920′de ölümüne dek yeni baskılarının tekrar tekrar basılması bu
kitabın öneminin bir işaretidir. Kitap birkaç yıl boyunca deneysel
psikologların dikkatini çeken pek çok problemi tartışıyordu.
Heidelberg’teki bu çalışmanın dışında sık sık
psikoloji tarihinin en önemli kitabı şeklinde anılan Fizyolojik Psikolojinin
İlkeleri 1873 ve 1874 yıllarında iki bölüm halinde basıldı. Kitabin 37 yıl
içerisinde, sonuncusu 1911 yılında olmak üzere altı baskısı yapıldı. Kuşkusuz,
Wundt’un şaheseri olan bu kitap psikolojinin kendine özgü problemleri ve
deneyleme metotlarıyla, bir laboratuar bilimi olarak resmen kurulmasını
sağlamıştır. Uzun yıllar Grundzüge’nin müteakip baskıları deneysel psikologlara
bir bilgi deposu ve yeni psikolojinin yükselişinin bir tutanağı olarak hizmet
etti. Bu hizmet Wundt’un kitabin ön-sözünde belirttiği “yeni bir bilim alanının
işaret edilmesi” girişiminin amacıydı. Kitabın kullandığı fizyolojik psikoloji
başlığı yanıltıcı olabilir. 19. yüzyılın ortalarında “fizyolojik” kelimesi
Almanca’da ‘deneysel’ kelimesinin eşanlamlısı olarak kullanılıyordu. Bu
nedenle, Wundt bugün bildiğimiz fizyolojik psikolojiyi değil, deneysel
psikolojiyi yazıp öğretiyordu.
Kaynak. Vikipedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder