Fârâbi (872 - 950) :
Türkistan'ın Fârâb kentinde doğduğu için bu adı almıştır. İkinci öğretmen (Muallim—i sani) olarak nitelendirilmiştir. Birinci öğretmen olarak (Aristoteles kabul edilir.) Doğa bilimleri, matematik, müzik konularında da eserler yazmıştır. Bilim sınıflandırması yapmıştır. Aristocu bir filozoftur.
Fârâbi'ye göre, gerçek varlık, varlığını başkasına borçlu olmayan Tanrı’dır. Tanrı dışındaki tüm varlıklar öze sonradan eklenmiştir. Tüm varlık Tanrı’dan türeyerek oluşur. Bu konudaki görüşleri kendisinden sonraki filozofları özellikle ibn-i Sina’yı etkilemiştir.
Fârâbi’ye göre herkesin istediği iyilik, güzellik ve doğruluk olan “hayır” dır. Hayırların en büyüğü de mutluluktur. Mutluluk felsefe, bilim ve sanatla uğraşmakla elde edilir. Kişinin mutluluğu ancak toplum içinde gerçekleşir. Toplum kişinin eksikliklerini bir diğerinin özellikleri ile kapatır. Bu görüşlerden hareketle Fârâbi siyaset felsefesi de yapmıştır.
Fârâbi’ye göre, insanın yetkinleşmesi, insan aklının “Hep Etkin Akıl” ile birleşmesidir. Hep etkin akıl’da bilen bilinen ve bilgi aynıdır.
Bu akla bilim, felsefe, sanat yoluyla ulaşılabilir. Tanrı bu akıl ile peygamberlere vahiy gönderir. Bu akla ulaşmak ruhu ölümsüzleştirir. Bu görüşleriyle Fârâbi felsefe, din ve bilimi birbiriyle uzlaştırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder