Hint Felsefesi
Hindistan’ın Tarihi ve Coğrafi Özellikleri Üzerine Notlar…
*Hindistan coğrafyasının belirgin iki özelliği vardır.Birincisi verimli-sulak topraklarıdır. Dünyada tarımın ilk başladığı yerlerden biri de İndus-Ganj havzasıdır. İkincisi Hindistan’ın dağlık kuzey bölgesi nedeniyle Asya’dan görece kopukluğudur.
*İÖ 3500’de
yarı-göçebe topluluklar ortaya çıktı. İÖ 2500’de yerleşik köy yaşamına geçildi.
Dünyada ilk kez Hindistan’da aynı topraktan bir yılda iki kez ürün alındı.
(buğday-pirinç)
*İÖ 1200-500 yıllları
arasında Orta Asya’dan Ariler Hindistan’a geldiler. Kast sistemini ülkeye
soktular. Kast net ve cüretli bir sınıf ayrışmasının ilanıdır.
*Tarımın yanında
ticaret de gelişti. Batı kıyıları ile Batı Asya arasında ticaret İÖ 100’lere
kadar uzanır. Altın, baharat, değerli taşlar ve kereste ticarete konu olan
mallardı. Ticarete önce Babilliler, sonra Araplar ve sonunda Yunanlılar egemen
oldu.
*Hindistan tarih
boyunca çok uluslu-çok dilli-çok kültürlü-çok dinli, renkli bir mozaik
olmuştur. Bu da demografik yapısının en belirgin özelliğidir.
Hint Mitolojisi
Hint mitolojisinin temel metinleri Sanskritçe yazılmış olan, Ari kaynaklı Veda’lardır (İÖ 1500-500). Bunlar karşılıklı konuşma biçiminde kurgulanmıştır ve bu anlamda Hint tiyatrosunun da kökenidirler. Diyaloglar karmaşıktır; genellikle Ari gelenekleri ve savaşlar üzerinedir. Bunlar Hint-Avrupa edebiyatının da ilk örnekleridir.
Hint mitolojisinde
tanrılar insanlar gibidir. Doğar ve ölürler. Bunun yanında garip özellikleri
vardır. Göz kırpmazlar; tükürmezler…
Hinduizm
Veda metinlerinden kaynaklanan bir sentezdir. Yaşamın tüm alanlarını kapsar. Alanı genişlediği oranda, tanımı güçleşmiştir. Bazı temel kavram ve tanrılar:
-Vişnu (tanrı):
Çoğalma ve yayılmayı temsil eder. On ayrı biçimde bedenleşir.
–Şiva (tanrı):
Evrenin yaratıcısı, koruyucusu ve yok edicisidir. Şivacıların çilecidir. Yogacı
mistisizmin de temelidir.
-Şakti (tanrıça):
Yaratıcılığı simgeler.
-Brahman: Her şeyi
kucaklayan, yüce-sonsuz ilke. Tüm varlıkların içindeki öz. Hinduizmde en yüksek
dinsel amaç benliği, bu evrensel ilke içinde eritmektir.
-Karma: Geçmişteki
eylemlerin gelecekteki iyi ve kötü sonuçları.
-Moksha: Dünyevi
varoluştan kurtulma. Nirvananın da temelidir. Moksha için;
1-Ayin kurallarına
uymak, çıkar gözetmeden davranmak. (karma-marga)
2-İyi işlerle gerçek
bilgiyi aramak. (cnana-marga)
3-Kendini tanrıya
adamak gerekir. (bhakti)
Dharma: Bireysel
davranışa yön veren temel dinsel ve ahlaki yasa
-Kast sistemi: En
üstteki sınıftan başlayarak: rahipler, savaşçılar, çifçiler, tüccarlar,
hizmetkarlar biçiminde sıralanır. Ayrıca kasta dahil edilmeyenler- buna layık
görülmeyenler de vardır.
-Hindu tapınakları
Tanrıların kolayca gelebileceği yerlere yapılır. Ama çevreyle-doğayla uyumlu
olmaz. (Uyumu bozarak Tanrıların dikkatini çekeceği düşünülmüş olabilir.)
Gökyüzüne açılan birer kapı olarak kurgulanırlar.
*Günümüzde Hinduizm:
-Sihler: İslam ile Hinduizmi
sentezlemişlerdir.
-Hindistan’da Budist
sayısı, Hinduistler aleyhine artmaktadır. Çünkü Budizm kastları reddetmektedir.
Mahayogi Kapila (İ.Ö. 8. yy)
Altı Veda okullundan birinin (Samkhya’nın) kurucusudur. Yaşamına ilişkin net bilgiler yoktur. Dinsel bir cemaat kurmamış, kitleleri etkilemeye çalışmamıştır. Bir münzevi gibi yaşamıştır. Doğa temelli felsefesinde, heptanrıcı bir öz vardır. Prakrti denen bu maddesi olmayan öz tek üstün gerçekliktir. İnsan doğa uyumunu-birliğini savunur. Bunun için meditasyonu öğütler. Meditasyonla insan tüm sınırlarından ve bağlarından kurtularak Prakrti ile birleşir.
Patancali (Gonardiya, Gonikaputra (İ.Ö. 2 yy)
Yoganın kurucusudur. Ancak takma isim olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Yoga-sutra adlı eserinde ruhsal güç, yoga uygulaması, kendinden geçmenin sağladığı aşkınlık durumu (samadhi) ve özgürleşme (kaivalya) başlıklı dört bölümde yoganın esaslarını oluşturmuştur. Bu eserin ciltlerinin farklı yüzyıllarda yazılmış olması, Patancali’nin bir takma isim olarak farklı düşünürlerce kullanıldığının kanıtıdır. Gramer üzerine de Mahabhashya (Büyük yorum) adlı bir eseri vardır.
Yoga Sanskritçide
bağlanma-birlik anlamına gelir. Temeli manevi kurtuluştur. 8 aşaması vardır.
1 ve 2 (hazırlık):
Hiçbir canlıya zarar verme. Yalan, hırsızlık ve şehvetten uzak dur. Vücut
temizliğine özen göster, sade yaşa, çalışkan ol ve kendini tanrıya ada.
3 ve 4 (fiziksel
hazırlık): Rahatsızlanmadan-uyuşmadan uzun süre aynı pozisyonda kal, soluk alıp
vermeni yavaşlat.
5: Duyularını
denetle. Dış dünyadan kop, kendi zihnine yönel
6-7-8 (yoğunlaşma
aşamaları): Tek nesneye (Tanrı-evrensel öz) yoğunlaş. Tek nesnede sabitlenip,
sadece onu düşün. Nesne ve özne bütünleşecektir.
Yoga felsefesi ve
pratiği İslam düşüncesini tasavvuf anlayışıyla etkilemiştir.
Jainistler
Kurucusu Mahavira’ (İ.Ö. 599-527)dır. Jainistler, evrenin sonsuz ve canlı olduğuna, bir tanrı tarafından yaratılmadığına inanırlar. Reenkarnasyon ve Moksha’ya ulaşma inançları yönünden Budizm’e benzer. Her eylemden kaçınırlar, çünkü eyleme girmek karmamızı bozar. Eylemde bulunmak için maskeler takılır savıyla buna karşı çıkarlar. Karşı çıktıkları yedi temel maske vardır.1-Kocalık 2-Kadınlık 3-Statü 4-İktidar 5-Saygılı olma 6-Terbiyeli Görünme 7-Ahlaklı olma
Jainistler, ‘ahimsa’
(acı vermemek) ilkesine çok önem verirler. Bu ilkeye göre; hiçbir canlı
varlılığına zarar vermemeye çalışan Jainistler, nefes alıp verirken bile
herhangi bir canlıyı öldürmemek için ağızlarına maske takarak dolaşır; katı ve
kesin bir vejeteryan yaşam sürerler. Bir yere oturacakları zaman herhangi bir
karınca veya böceği ezmemek için yanlarında taşıdıkları süpürge ile oturulacak
yeri süpürürler.
Jainistler,
Shvetambara ve Digambara adında iki büyük mezhebe bölünmüştür. Digambara
mezhebindekiler çok katı ve kesin bir tutum içindedirler, ‘gök elbisesi’
anlamına gelen isimlerinin hakkını vererek tamamen çıplak olarak gezerler. Bu,
maddi olan tüm şeylerden uzak durulması anlamına gelir. Bu uygulamayı günümüzde
de sürdüren Jainistler genellikle manastır ve tapınaklardan dışarıya pek
çıkmazlar.
Çarvakalar
Çarvaka Sanskritçe’de dünyevi olanlar anlamına gelir. Maddeci bir felsefedir. Vrihaspati adlı bir ateist tarafından kurulmuştur. Öte dünyayı, kutsal kitapları, Veda metinlerini, ölümsüzlüğü reddederler. Jainizme karşıdırlar. Eylemsizliği eleştirirler, dünyayı bir eylem alanı olarak görürler. Çilecilik ve oruç tutmak hayata karşıdır.
Dört temel element
olarak hava, su, toprak ve ateşi kabul ederler. Bilgi edinmenin tek yolu
algıdır. Yapay kurumlara karşı çıkarlar, doğal kurumları savunurlar. Kölelik,
devlet, aile, kast sistemi yapaydır.
“Ahlak, ahlaksızların
koyduğu kurallar bütünüdür.”
“Devlet
haksızlıkların yasalar yoluyla gizlendiği bir haydutlar örgütüdür.”
“Aile toplumun kötülüklerini yeni kuşaklara aktaran kurumdur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder