Bilime Farklı
Yaklaşımlar
Bu
yaklaşım, bilimi bir ürün olarak değil, bilim insanları topluluğunun bir
etkinliği olarak görür. Dolayısıyla bilimin ne olduğunu anlamak, onu ancak ortaya
koyan insan topluluğunun içsel yapısı, inançları, ilişkileri, başka gruplara
veya kesimlere bakış tarzları ve buna benzer durumların incelenmesiyle mümkün
olabilir. Bu yaklaşımın önemli temsilcileri S.T. Kuhn ve S. Toulmin'dir.
Kuhn,
bilimi, bilim adamları
topluluğunun etkinliği olarak inceler. Bunu yaparken, temel bir kavrama başvurur:
Paradigma. Paradigma, onun yaklaşımında
"belirli bir gerçekliğin ortak
terimlerle algılanışını ve anlaşılmasını sağlayan kavramsal çerçeve” anlamına
gelir. Bilimi anlamanın ilk adımı bunu anlamaktır. Toulmin
ise, bilimsel kuramları, bu
çerçevede onların başarısız ya da başarılı olmalarını, Darwin'in biyolojisindeki
kavramları kullanarak açıklar. Yaşam mücadelesinde nasıl güçlü türler yaşamaya devam
ediyorsa, bilimde de yeni sorunları çözme gücü gösteren kuramlar kabul görür, yaşamaya
devam eder.
Bilimi bir ürün olarak ele alan yaklaşım
Bu
yaklaşımı savunanlara göre, bilimi anlamak için bitmiş eserlere, yazılmış
metinlere başka bir deyişle "bilim"
diye ortaya konmuş ürünlere bakılmalıdır. Çünkü ancak olmuş - bitmiş bir şeyi
anlamak mümkündür. Bilindiği gibi, bilime ait metinler, günlük dille yazılmış
metinlerdir. Bu yaklaşıma göre, söz konusu metinler, sembolik mantık diline
çevrilir. Sonra, ortaya çıkan dile bakılarak onun mantığı bulunmaya çalışır. Çünkü
ancak sembolik mantıkla, söz konusu metinler açıklığa kavuşturulabilir ve "düşünüşün çeşitli gidiş yolları"
hesaba katılabilir. Neo Pozitivizm (mantıkçı
olguculuk) olarak anılan bu
yaklaşımın en önemli temsilcileri H. Reichenbach, R. Carnap, L. Wittgenstein'dir.
Reichenbach'a göre bilgi olgusal dünyayla örtüşen (denk gelen)
bir kurgudur. Olgusal dünyada gösterilemeyen, olgusal dünya ile birebir denk gelmeyen
simgeler sistemi bilgi sayılmaz. Carnap,
Reichenbach'ın bu görüşlerine katılmakla
birlikte önermelerin doğrulanabilir olması yerine önermelerin pekiştirilebilir
ve sınanabilir olması gibi daha genel kavramlar geliştirmiştir. Wittgensteln,
Carnap gibi dil analizine dayanan
bir felsefe geliştirmiştir. Ona göre ancak dilin yapısına bakmakla evrenin
yapısını ortaya koyabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder