28 Kasım 2018 Çarşamba

Felsefe Nedir?

1832-1918 yılları arasında yaşamış ve tümevarım problemine getirdiği çözüm yoluyla tinselci bir felsefeye ulaşmış olan Fransız filozofu Jules Lachelier, felsefenin diğer bilgi dalları gibi herkesin üzerinde uzlaşabileceği bir anlamı olmadığını bildiği için “Felsefenin tanımı nedir?” sorusuna “bilmiyorum” demişti. Oysa fizik, maddede hareketin ne olduğunu; kimya, maddenin iç  yapısını; biyoloji, canlıları; tarih, insanın geçmişini; antropoloji ise insanın kökenini inceler ve bu bilim dallarının ne olduklarına ilişkin bir tartışma söz konusu değildir. Ama felsefede böyle bir durum yoktur. Eğer felsefenin de bilim gibi kesin doğrular içermesini beklemek hayal kırıklığı yaratır.

Kant da bu sorunu erkenden fark etmiş ve felsefe için şöyle demişti: “Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir.” (Öğrenilmesi mümkün olan bir felsefe yoktur, ancak felsefe yapmanın kendisi öğrenilebilir.). Her filozof ya da her felsefenin amacı, daha öncekini ortadan kaldırmak değil, aksine yeni ve özgün bir bakış açısı ortaya koymaktır. Bu da felsefenin yeni sorunlar ve yeni yanıtlarla alanını genişletmesine ve Kant’ın da kısaca dediği gibi amaç, felsefe yapma olanağı sağlamaktır. Bu yüzden,  felsefe tarihindeki tanımlarına baktığımızda “felsefe” kavramının, farklı çağlarda, farklı filozoflarca farklı anlamlarda kullanıldığını görmekteyiz.

Felsefe, Yunanca Philla (sevgi) - sophia (bilgelik) kelimelerinden oluşan Philosophia “bilgelik sevgisi" anlamına gelmektedir. Philosophia, durup dinlenmeden doğru bilgiye ulaşma eylemidir. Philosophia kelimesinin ortaya çıktığı zaman diliminde iki düşünür tipi vardır, Bunlar: Philosophos: Bilgeliği arayan, hakikati elde etmeye çalışanlar. Sophos: Bilgeliğe ve hakikate sahip olduklarına inananlar.

Bilgiyi seven, bilgeliğe ulaşmaya çalışan ve bu amaç doğrultusunda felsefe yapan kişiye filozof denir. Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi philosophia, insanın hakikate ulaşması için çaba göstermesi gerektiğini ifade eder. Felsefe, bilgiyi ve bilgeliği sevme ve bu alanda çaba gösterme anlamındadır. Bilgelik, sınırlı varlık alanının bilgisi değil, bütün varlık alanlarını içine alan her şeyin tümel bilgisini ifade eder. Felsefe sözcüğünden bilgeliği inceleme, bilgelikten de, bütün var olanların tam bilgisi anlaşılır. Felsefede bilgeliğe ulaşmak için ilk nedenleri, ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu nedenle felsefe diğer bütün bilimlerle ilişki halindedir. Felsefede bu tümel bilgiye, hakikat (doğruluk) denir. Dolayısıyla felsefe hakikati arama çabasının ürünüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder