4 Aralık 2018 Salı

Doğruluk-Gerçeklik

Doğruluk-Gerçeklik: Gündelik hayatımızda kendilerini sık sık birbirlerine karıştırmamıza rağmen doğru, gerçekle; doğruluk da gerçeklikle aynı şey değildirler. "Senin bu sözün yanlış." dediğimiz gibi, "Senin bu sözün gerçek değil." dediğimiz de olur. Mesela bazı  Amerikan filmlerindeki mahkeme sahnelerinde tanığa ettirilen yemin Türkçeye bazen "doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğime...", bazen ise "gerçeği ve yalnızca gerçeği söyleyeceğime..." şeklinde çevrilmektedir. Aslında doğrusu birinci, yani tanığın yalnızca "doğru”yu söyleyeceğine yemin etmesidir. Çünkü "gerçek" asla söylenemez.

Bilgi kuramının amacı, varlığın doğru bilgisini elde etmek, hakikate ulaşmaktır. Doğruluk, bilginin bir özelliğidir. "Kömür siyahtır." dediğimizde; "kömür" için de "siyahtır" için de doğruluk ya da yanlışlık söz konusu değildir. Ancak; "Kömür siyahtır." önermesinin doğruluğundan söz edilebilir. Bilen ve bilinen varlıkların ise gerçekliği söz konusudur.

Gerçeklik, var olan şeylerin tümüdür; belli bir zamanda yaşanmış, somut olarak karşılaşılmış şeylerdir. Başka bir deyişle, gerçeklik düşünülmüş, zihinde tasarlanmış şeylere karşıt olarak bilinçten bağımsız olarak var olandır. Varlığın bir özelliği, var oluş tarzıdır gerçeklik. Düşünülenden, zihinde tasarlanandan bağımsız olarak var olandır. Gerçeklik sadece insan zihninde var olandan, düşünülenden farklıdır. Ejderha, deniz kızı gibi varlıklar, sadece insan zihninde var olan varlıklardır. Bunların birer gerçekliği yoktur. Kömürün varlığı ise insan zihninin varlığına bağlı değildir. Gerçeklik (realite) olarak vardır. Bu, günlük yaşamda "gerçek" olandır.

Doğruluk (hakikat), gerçek varlığa ait bilgilerimizin, o varlık ile tam uyuşmasıdır. Eğer gerçek varlığa ait bilgilerimiz o varlık ile tam uyuşmuyorsa, bu bilgi yanlıştır. Tam uyuşuyorsa, bu bilgi doğru bilgi, yani hakikattir. Bu hakikat ise bilgi kuramı açısından "gerçek" olandır. Görüldüğü gibi, günlük yaşamda "gerçek"; dış dünyada var olandır. Bilgi kuramı açısından "gerçek"; dış dünyada var olana ilişkin bir önerme, bir yargıdır ve bu, felsefede "hakikat" (doğruluk) olarak ifade edilir.

Doğruluğun (hakikatin), deneyle kontrol edilme, aklın özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü hâlin imkânsızlığı ilkelerine uygunluk gibi ölçütlerinin dışında daha başka ölçütlerinin olduğunu savunan anlayışlar da vardır. Örneğin, bir anlayışa göre, doğruluğun ölçütü, insana sağlanan faydadır. Bize fayda sağlayan şeyler doğrudur. Bir başka anlayışa göre de, doğru bilginin ölçütü, onun sezgi ile kavranmış olmasıdır. Bu anlayışa göre, bize doğru bilgiyi, hakikati yalnız sezgi sağlayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder