John Locke, (1632-1704) : Locke, İngiliz
aydınlanmasını, dolayısıyla Avrupa'daki
aydınlanmayı başlatan düşünürdür.
"Deneycilik" öğretisini kurmuş,
toplumsal yönetim kavramını temellendirerek çağdaş demokrasi ve özgürlükçü devlet anlayışının doğmasına öncülük etmiştir. Locke, deneyci yaklaşımın kurucusu olmasına rağmen, toplumsal yaşamın ve devlet yönetiminin akla uygun (akıl ilkelerine göre) düzenlenmesini, ölçülü düşünmeyi ve davranmayı önemsemiştir. Yazıları ile düşünce özgürlüğünü ve eylemlerin akla uygun düzenlenmesi anlayışım en geniş ölçüde yayan ilk
düşünürdür.
Locke, bilgilerimizin
kaynağının deney olduğunu belirtir.
Locke, “İnsan Zihni Üzerine Bir Deneme" adlı kitabında zihni, üzerinde hiçbir yazı
bulunmayan boş bir kağıda benzetir. Bilginin
bütün kaynağı deneyde, gözlemde, duyuların kullanımı
sonucunda zihne gelen verilerde
bulunmaktadır. Locke,
ılımlı bir deneycidir; çünkü insan
zihnini duyumlara indirgemez.
Bilginin kaynağının deney olduğunu ileri sürerek,
aynı zamanda aklın ilkelerini de deneye indirgemektedir.
Locke'a göre Rasyonalistlerin iddia ettiği gibi doğuştan ne teorik ne de pratik bir ilke gelir. Çünkü “özdeşlik”, “çelişmezlik” gibi teorik ilkeler veya "mutluluk”, "haz",
"iyi” gibi pratik ilkeler doğuştan gelmiş
olsalardı; herkesin
bunların farkında olması gerekirdi; ayrıca
bunlarda herhangi bir göreleliğin de
olmaması gerekirdi.
Oysa çocuklar ve eğitimsizler teorik
ilkeleri bilmezken,
pratik ilkeler toplumdan topluma farklılık gösterir, çünkü bütün ilkelerin ve bilgilerin kaynağı deneydir. Bütün bilginin kaynağını deneye
indirgeyen amprist Locke, anlığı (zihni) başlangıçta üzerine hiç bir şey
yazılmamış boş bir levhaya benzetir. Bu levha deneyle
yavaş yavaş dolar.
Locke, bilginin kaynağı olarak gördüğü deneyi
iki guruba ayırır; dış deneyin konusu bilincin dışındaki objeler ve onların
nitelikleri ses, renk, biçim olurken, iç deneyin konusu dış deneyden gelen fikirlerin
(ide) bilinç tarafından düşünülmesi, anımsanması, duyulmasıdır. Bu iki
kaynaktan gelen “ide”lerin bir kısmı basit bir kısmı da bileşiktir. Bilinç dış deneyden
aldığı basit fikirleri tekrarlayarak, kompoze ederek bileşik fikirleri elde
eder, buradan "karşılaştırma”, "bağlama” ve yine bu bileşik fikirleri
”soyutlama” işlemleriyle tümel kavramlara ulaşır. Görülüyor ki, Locke’e göre
tümel kavramların bir gerçekliği yoktur, onların tamamı anlığın bir ürünü olup,
psikolojik süreçlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder