Pragmatizm
(Faydacılık) ; Doğruluğu
ve gerçekliği tek yanlı olarak, yalnızca eylemlerin sonuçları ile değerlendiren
ve onlara yalnızca “fayda” açısından bakan akıma felsefede, pragmatizm adı
verilir. Faydacılık veya pragmatizm, deyim yerindeyse Amerika Birleşik
Devletlerinin ulusal felsefesidir. Bu akımın kurucusu Amerikan filozofu
James'tir. Bu akıma göre, gerçeklik ve doğruluk insanın bakış açısından,
kanaatlerinden ve dolayısıyla, eylemlerinden bağımsız değildir. Bundan dolayı,
gerçeklik ve doğruluk, insanın eylemlerinin sonuçlan, başarıları ve
yararlılıklarıyla değerlendirilmelidir. Eylemlerin sonuçlarında dikkate alınan
ölçüt ise, eylemin öncelikle bireye yarar sağlayan eylem olmasıdır.
Onu hem bilginin alanı, sınırlan hem de ölçütü hakkında özel bir görüş olarak adlandırabiliriz. Faydacılık, bilginin sınırlan ile ilgili olarak, Kant'ın başlattığı ve pozitivizmin devam ettirdiği çizgi içinde yer alır. Yani faydacılık da metafiziği reddeder. Faydacılık akımının başlatıcısı, Amerikan filozofu Charles Sanders Peirce (1839-1914)'tir. Peirce, felsefî bakımdan anlamlı önermelerin özelliklerini şöyle tanımlar: Bunlar "Herkesin ortak olarak paylaştığı deney dünyasına ait olmalıdır." ve "Deneyle doğrulanabilir veya yanlışlanabilir olmalıdır."
Pragmacı düşünüşün temsilcisi William James'e göre ise yaşamın amacı iş ve eylemdir. Çünkü insanın biricik ödevi kendi varlığını korumaktır. Bu da ancak "tavır takınmak" bir eylemde bulunmakla sağlanabilir. Gerçek işe yarayan, "yararlı olandır". Bu anlamda "gerçek, keşfedilmez, icat edilir" sözü ile W. James, doğru dediğimiz bilgilerin varlıksal bir temeli olduğunu büsbütün yadsıyordu. Var olan şey keşfedilebilir, oysa evreni bilme gücüne sahip olmayan insan için keşfedilecek bir gerçek yoktur. Olsa olsa insan yaşamı için yararlı olacak doğruları icat eder. İnsan yaşamı ve gereksinmeler değiştikçe doğrular da değişir. Pragmacı anlayışa göre bilgilerimiz değişken (rölatif) dir.
Örneğin; biz Salk Polio aşısının doğru olduğunu, ancak pratikte çocuk felcini önlemede işe yaradığım görmek suretiyle anlayabiliriz. Yalnız James, "pratikte işe yaramak"tan bazen "psikolojik olarak işe yarama"yı da kastetmektedir. Örneğin; acaba Tanrı'nın varlığını kabul etmeyen maddeci kuram mı doğrudur yoksa onu kabul eden ruhçu kuram mı? James'e göre, bu kabul veya reddin pratik sonuçlarına bakmamız gerekir. Şimdi eğer bir materyalist, Tanrı'nın varlığını reddetmesi sonucunda hayata olumlu bir şekilde bakamıyor ve geleceği olumlu bir biçimde kuramıyorsa, onun bu kuramı yanlıştır. Tersine, bir ruhçu bu kabulü sayesinde dünyayı daha olumlu bir şekilde düzenliyor ve hayata daha umutla bakabiliyorsa onun bu görüşü, daha fazla işe yaraması, daha yararlı olması açısından doğrudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder