Sosyoloji
toplumsal olay ve olguları inceler. Toplumsal olay ve olgular insanların bir
arada yaşayarak birbirleriyle ilişki ve etkileşime girmeleri sonucu ortaya
çıkar. Sosyolog, toplumsal olay ve olguları inceleyerek toplum hakkında bilimsel
bilgilere ulaşır, aralarında bağlantı kurar ve genellemelerde bulunur. Bu nedenle
toplumun bilimsel olarak incelenmesinde toplumsal olay ve olgular sosyoloji
için önemli bir çalışma alanıdır.
Toplumsal olay, toplum içinde belli bir yerde meydana gelen, başlama
ve bitiş noktaları belli olan bir süreç içindeki, birden fazla kişiyi
ilgilendiren tek tek oluşum ve değişimlerdir. Örneğin, Ahmet ile Ayşe’nin
evlenmesi; belli bir tarihte ve yerde gerçekleşip o yer ve tarihte tek ve özel
olan, en az iki kişinin etkileşimde bulunduğu toplumsal bir olaydır. Ertürk
ailesinin taşınması, TBMM’nin kuruluşu, Birinci Dünya Savaşı, 2007 Öğrenci
Seçme Sınavı da birer toplumsal olaydır.
Toplumsal
olayın üç temel özelliği vardır:
* Bireyin
dışında gelişebilir.
* Zorlayıcılık
içerir.
* Toplumsal
idealler doğrultusunda oluşur.
Toplumsal
olaylar, insan ilişkilerinden doğar ama bireyin bu olaylara mutlaka katılması
gerekmez. Örneğin; bir uçak kazası, bir ülkedeki iktidar değişikliği her bireyin
katılmadığı olaylardır. Birey olaylara, tanık olur ya da bunlardan hiç haberdar
olmayabilir. Ama onlar birey dışında da varlıklarını sürdürür. Toplumsal
olaylar, bireye baskı yapar ve onu belirli biçimlerde davranmaya zorlar.
Toplumsal olgu, genellikle başlangıç ve bitiş noktaları belli olmayan
bir süreç içindeki toplumsal oluşum ve değişimdir. Tek tek meydana gelen sosyal
olayların genel bir ifade tarzıdır. “Ahmet ile Ayşe’nin evlenmesi” bir sosyal
olaydır. Ancak tüm evlilik olaylarını ifade eden evlenme toplumsal bir olgudur.
Bu ise toplumsal olgudur. Kentleşme, göç ve seçim de birer toplumsal olgudur.
Toplumsal
olgu bir süreci ifade eden genel bir kavramdır. Kentleşme olgusu, tek tek tüm
kentleşme olaylarını içine aldığı için geneldir. Genel olarak kentleşme olgusunun
ne zaman, nerede başladığı ve biteceği belli değildir. Belirli bir dönemde ve
yerde görülen kentleşmeler ise birer toplumsal olaydır. Bu olayların yeri,
başlangıcı ve bitiş süresi bellidir. Bu olaylar yer ve zamandan bağımsız ele alınarak
soyutlanınca genel olarak kentleşme olgusuna ulaşılır. Bu nedenle toplumsal olgu,
toplumsal olaylara göre daha süreklidir ve toplumsal olayları kapsar.
Sosyoloji,
"genelin bilgisi”ne ulaşmak
istediği için toplumsal olguların benzer yanlarını, ortak özelliklerini ve
ilkelerini araştırır, bunları belirlemeye çalışır. Kuşkusuz, sosyoloji bunu yaparken, söz konusu özellik
ve ilkelerin, onları gözleyen ve araştıran kişilerden olabildiği kadar bağımsız
olmasına özen gösterir. Başka bir anlatımla, konu edindiği olguları nesnel
(objektif) bir biçimde inceler.
Açıkçası, inceleme sırasında değer yargılarından kaçınır, kendisini bir toplumsal
olgunun "ne olduğu”yla sınırlar. Bu demektir ki sosyoloji, "olması gereken"i incelemez. Toplumun "hangi yöne gitmesi" konusunda ön yargılar taşımaz, var olanı belirlemekle yetinir.
Açıkçası, inceleme sırasında değer yargılarından kaçınır, kendisini bir toplumsal
olgunun "ne olduğu”yla sınırlar. Bu demektir ki sosyoloji, "olması gereken"i incelemez. Toplumun "hangi yöne gitmesi" konusunda ön yargılar taşımaz, var olanı belirlemekle yetinir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder