21 Ocak 2019 Pazartesi

Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm)

Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm): İnsanın varoluşunu, somut gerçekliği içinde ve toplumdaki bireyselliği açısından göz önüne alan felsefi öğretidir. Varoluşçuluk felsefesinde insan varoluşunun anlamı, insanın kendini gerçekleştirmesi, insan varoluşunun rastlantılar içinde oluşu, güvensizliği söz konusudur; güçsüzlüğü ve hiçliği içinde insan, zaman içinde, tarihselliği içinde insan, ölüme mahkum bir varlık olarak insanın varoluşu, hiçlik karşısında insanın varoluşu, insan varoluşunun arılığı (katışıksızlığı-saflığı) ve bu asıl olmaya çağrı, özgürlüğü içinde insanın varoluşu topluluk içinde kaybolmuş insanın, tek insanın kendini bulması, kendi olması varoluşçuluk felsefesinin konularını oluşturur.

Varoluşçuluk felsefesinin çıkış noktası, insanın bireysel ve yaşanmış deneyimleriyle belirlenen varoluşudur. Varoluşçu filozoflara göre, birey; evreni ve toplumu anlamak için biricik dayanaktır. Varoluşçuluğa göre insan, kendi varlığını kendisi yaratmıştır.

Varoluşçuluk, varlığın özünü değil, kendisini ele alır. İnsanın varoluşu onun özünden önce gelir. İnsan dünyaya gelir, var olur, sonra kendi kendini tanımlayıp, belirleyerek özünü ortaya çıkarır, insan ne olacağını kendisi seçer ve özünü oluşturur. Kendisini çevreleyen tüm şartlara karşı istediği gibi davranır. Varoluş, bir durum değil, bir eylemdir, bir süreçtir, insanın kendini sürekli var edebilmesi için özgür olması gerekir. Çağımızın düşünce ve sanatı üzerinde çok etkili olan varoluşçu felsefenin önemli temsilcilerinden Jean Paul Sartre (Jan Poul Sartır, 1905-1980)’dır.

Ek Bilgi İçin:  Jean Paul Sartre

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder