Felsefe
Açısından Varlık
Bilimin tartışmasız kabul ettiği nesnelerin varlığı,
felsefenin çok ciddi bir araştırma konusudur. Örneğin, görme algısıyla
algıladığım önümde duran masa, önden, yandan ve arkadan bakış açımıza göre
değişen bir görünüş olduğu halde, biz bütün bu değişmeler içinde masayı hep
aynı masa varlığı olarak kabul ederiz. O halde bu masanın varlığı nedir? Bunu
daha genişletip varlık nedir? diye sorabiliriz. Varlık sorusunu soran ve
varlığı açıklamak isteyen felsefeye metafizik
ya da ontoloji adı verilir.
Duyularımla algıladığım şu masa vardır ve empirik
bir gerçekliğe sahiptir. Ancak, duyularımla algıladığım bu masa gibi, yine
duyularımla algıladığım sayısız masalar vardır. Bunların tek tek her biri bir
masadır, ama, masanın
kendisi değildir.
Her bireysel masa, bir masa özünü (mahiyet,
essentia) içerir ve bu masa-özü ile bir masa olur. O halde bir nesneyi, bir cismi
bir masa yapan
bu masa-özü nedir? Bu soruya empirik olarak yanıt veremem, çünkü masa-özünü
duyularımla algılayamam, ama onu ancak düşünebilirim. Çünkü masanın-özü düşünsel bir
varlıktır ve ancak düşünme ile kavranabilir. İşte, felsefe, metafizik ya da
ontoloji olarak bu özleri araştıran bir temel bilgidir. Buna göre, metafiziğin
konusu, empirik ve bireysel varlığın üzerinde bulunan, duyularla kavranamayan,
mekân-zaman dışı olan, hiçbir zaman değişmeyen ve daima kendi kendisi ile aynı
kalan özler ya da ideal varlıklardır. Böyle bir metafizik tanımı, diyebiliriz
ki, Platon ve Aristoteles’den Kant’a kadar hüküm sürmüş olan klâsik metafiziğin
tanımıdır. Bu tanıma göre, metafizik, duyusal olarak algıladığımız
"görünüşler"in üstünde bulunan özleri, kendi-başına var olan varlığı,
hakikî varlığı ve gerçekliği araştırır. Platon, vaktiyle böyle bir varlığa idea adını vermiş
ve duyusal dünyanın üzerinde ideaların bir idealar kosmosu meydana getirdiğini
kabul etmiştir.
Ek Bilgi İçin: Metafizik (Fizik Ötesi)
Ek Bilgi İçin: Metafizik (Fizik Ötesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder