11 Şubat 2019 Pazartesi

Felsefe Açısından Varlık

Felsefe Açısından Varlık
Bilimin tartışmasız kabul ettiği nesnelerin varlığı, felsefenin çok ciddi bir araştırma konusudur. Örneğin, görme algısıyla algıladığım önümde duran masa, önden, yandan ve arkadan bakış açımıza göre değişen bir görünüş olduğu halde, biz bütün bu değişmeler içinde masayı hep aynı masa varlığı olarak kabul ederiz. O halde bu masanın varlığı nedir? Bunu daha genişletip varlık nedir? diye sorabiliriz. Varlık sorusunu soran ve varlığı açıklamak isteyen felsefeye metafizik ya da ontoloji adı verilir.

Duyularımla algıladığım şu masa vardır ve empirik bir gerçekliğe sahiptir. Ancak, duyularımla algıladığım bu masa gibi, yine duyularımla algıladığım sayısız masalar vardır. Bunların tek tek her biri bir masadır, ama, masanın kendisi değildir. Her bireysel masa, bir masa özünü (mahiyet, essentia) içerir ve bu masa-özü ile bir masa olur. O halde bir nesneyi, bir cismi bir masa yapan bu masa-özü nedir? Bu soruya empirik olarak yanıt veremem, çünkü masa-özünü duyularımla algılayamam, ama onu ancak düşünebilirim. Çünkü masanın-özü düşünsel bir varlıktır ve ancak düşünme ile kavranabilir. İşte, felsefe, metafizik ya da ontoloji olarak bu özleri araştıran bir temel bilgidir. Buna göre, metafiziğin konusu, empirik ve bireysel varlığın üzerinde bulunan, duyularla kavranamayan, mekân-zaman dışı olan, hiçbir zaman değişmeyen ve daima kendi kendisi ile aynı kalan özler ya da ideal varlıklardır. Böyle bir metafizik tanımı, diyebiliriz ki, Platon ve Aristoteles’den Kant’a kadar hüküm sürmüş olan klâsik metafiziğin tanımıdır. Bu tanıma göre, metafizik, duyusal olarak algıladığımız "görünüşler"in üstünde bulunan özleri, kendi-başına var olan varlığı, hakikî varlığı ve gerçekliği araştırır. Platon, vaktiyle böyle bir varlığa idea adını vermiş ve duyusal dünyanın üzerinde ideaların bir idealar kosmosu meydana getirdiğini kabul etmiştir. 

Ek Bilgi İçin:  Metafizik (Fizik Ötesi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder