1 Şubat 2019 Cuma

Metafizik (Fizik Ötesi)

Metafizik (Fizik Ötesi)
Metafizik; tarih boyunca bilimin ele alamadığı konuları inceleyen daha çok çözümlenmemiş konularla ilgilenen, tüm varlıkların ilk nedenlerini araştıran, varlık, bilgi, ahlâk, sanat, din, adalet gibi tüm konulan bütüncül bir yaklaşımla ele alan felsefe dalıdır.

Aristoteles, felsefe ve bilimi birbirleriyle özdeş anlamında kullanmıştır. O çağlarda, bilim ve felsefe aynı şeyleri inceliyordu. Aristoteles ise farklı durumları farklı felsefelerde incelemekteydi. Bunlar içinde daha temel gördüğü felsefeye “ilk felsefe” adını verdi. Metafizik olarak varlığın meydana gelişini açıklayan Aristoteles, değişmenin amaçlı olup olmadığını da inceleyerek, varlığın ilk nedeninin olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Metafiziğin sözcük anlamı “fizikten sonra” olmasına rağmen zamanla “fizik ötesi” anlamında kullanılmıştır.

Aristoteles’in, metafizik olarak incelediği diğer konu ise, varlığın ve hareketin ilk kaynağı olan varlık, yani Tanrı konusudur. Çünkü Aristoteles’e göre Tanrı, duyular ve doğaüstü bir varlık olması nedeniyle metafiziğin konusu olmuştur. Aristoteles’in ölümünden sonra öğrencileri bu çalışmaları iki sınıfta topladılar. Bunlardan doğa üzerine yazılanlarına fizik, varlığın ilk ilkeleri üzerine yazılanlara da metafizik adını verdiler.

Metafizikte ele alınan sorular şunlardır:
1) Genel olarak varlıkla ilgili sorular, yani ontolojik sorular; burada gerçek varlığın ne olduğu sorulur.
2) Evrenin yapısı ve oluşumu ile ilgili sorular. Yani Kozmoloji ile ilgili sorular.
3) Ruhun varlığı, ruh-beden ilişkisi, ruhun ölümsüzlüğü gibi sorular.

Felsefe tarihinde, her zaman var olan bir etkinlik olan metafiziğe karşı çıkışlar elbette vardır. Ama varlığa, bilgiye, insana, insanın evrendeki yerine, değere ilişkin tam yanıtlanamayan ve çözümlenemeyen sorunlar var oldukça metafizik de var olacaktır. 

Ek Bilgi:

Etimoloji ve Tarihçe

Metafizik terimini ilk olarak Aristo’nun eserlerini kendine göre düzenleyen Yunan Peripatetik filozof Rodos’lu Andronicus’un, MÖ 70 civarında Roma’da kullandığı sanılıyor. Onun düzenlemesine göre, asıl adı İlk Felsefe veya Teoloji olan risale, Fizik risalesinden sonra gelmekteydi. Böylece de, İlk Felsefe meta (ta) physica, ya da fiziği izleyen, olarak biline geldi ve zamanla kısaltılarak metafizik oldu. Aristo’nun Metafizik’indeki konular (cevher, nedensellik, var olmanın mahiyeti, ve Tanrının varlığı) yüzyıllarca metafiziksel spekülasyonların içeriğini belirledi. Metafizik Ortaçağın skolastik filozofları arasında transphysical (fizik ötesi) bilim olarak bilinirdi. Bunun nedeni de onların, bir öğrencinin fiziksel dünyadan algıların ötesindeki dünyaya metafizik vasıtasıyla felsefi olarak geçiş yapabileceğine inanmalarıydı. 13. yüzyıl skolastik filozof ve ilahiyatçısı Aziz Thomas Aquinas, metafiziğin amacının, sonlu ve algılanabilir varlıkların nedensel açıdan incelenmesi yoluyla Tanrının tanınması olduğunu bildirdi. 16. yüzyılda bilimsel araştırmaların yükselişiyle birlikte bilim ve imanın uzlaştırılması gittikçe önem kazandı.

Akademik Anlam

Metafizik, geleneksel olarak, görünen-görünmeyen tüm gerçekliğin esas mahiyetini anlamaya çalışan felsefi bir alandır. Metafizikçi, ilahi, insani veya başka ne türlü olursa olsun, her şeye uygulanabilecek en temel, esas itibariyle en basit ve her şeyi kapsayan bir tanımlama peşindedir.
Bu geleneksel ve felsefi anlamda birine metafizikçi demek, onun her şeyin neden, öz ve mahiyetini anlamaya çalışan biri olduğunu söylemekle aynı anlamdadır. Bu anlamda fizikçiden tek farkı, fizikçinin bu kavramları açıklamak için gözlenebilen, ölçülebilen ve denenebilen nicelikler araması, metafizikçinin ise sadece bunlara başlı kalmayıp fiziksel alemin ötesindeki, gözlenemeyen, ölçülemeyen ve denenemeyen açıklamaları da kabul etmesidir. Bu da fizikçinin metafiziksel açıklamaları kabul etmeyeceği fakat metafizikçinin fiziksel açıklamaları kabul edebileceği anlamına geliyor.
Böyle bakınca, madde ve hareketten başka bir şey yoktur diyen eski materyalistler ve her şeyin cansız ve deneyim kazanamayan enerjiden ibaret olduğunu söyleyen yeni materyalistler kadar, ideler veya zihin ya da ruhtan başka bir şeyin var olmadığını benimseyen idealistleri de metafizikçi kategorisine sokmak yanlış olmaz.

Popüler Anlam

Metafiziğin yaygın olarak kullanılan popüler ikincil anlamı, bir çok insanın inandığı, fizikselin ötesindeki ve tartışmalı bir çok olguyu içerir. Popüler metafizik, tamamen ayrılması mümkün olmasa da, geleneksel olarak birbirine zıt iki alanı birbirine bağlar : Mistisizm: Nihai olanla (ki buna genel olarak Tanrı denir) bir olma deneyimlerine verilen isim (hakk al-yakin veya fena fillah).

Occultism (Gizli bilimler, gizlicilik, okültizm)

Telepati, duru-görü veya uza-görü (algıların ulaşamayacağı kadar uzaklardaki olay ve nesneleri görme, clairvoyance), hissi kablel-vuku veya geleceği bilme (precognition), uzak geçmişi bilme (kaydı olmayan tarihsel olaylar gibi, retrocognition) ve medyumluk gibi bilmenin uzantılarına (duyu ötesi algı, extrasensory perception, ESP) ve telekinezi, psikokinezi, büyü gibi bunların tatbikatına verilen isim; çoğunlukla normal insan faaliyetlerinin dışındadır. Occultün akademik incelenmesi psişik araştırmalar adıyla anılırdı, daha sonra parapsikoloji olarak isimlendirildi.

Metafizik Ek Bilgi
Metafizik nedir?
Metafizik felsefenin belirli bir bölümüdür. Bu bölüm de «Varlık nedir?» «Bir dış dünya var mıdır?» «Vücut ile ruh arasındaki ilişkiler nelerdir?» «Tanrı var mıdır?» «Ruh ölümlü müdür ölümsüz müdür?» gibi sorulara cevap aranır. Ayrıca bilgimizin nereden geldiği; neleri bilmemiz mümkün olduğu gibii problemler de ele alınır. Filozoflar tarih boyunca metafizik kelimesini çeşitli biçimlerde kullanmışlardır; metafizikten yana olmuşlar ya da metafiziği eleştirmişler ve yermişlerdir. «Metafizik» kelimesi ilk olarak isa'dan önce birinci yüzyılda Rodoslu Andronikos tarafından ortaya atılmıştır. Andronikos büyük yunan filozofu Aristoteles'in (İ.Ö. 384-322) eserlerini bir araya getirdiği zaman fizikle ilgili bölümden sonraya gelen esere «metafizik» yani «fizikten - sonra - gelen» ya da «fizik -ötesi» adını vermiştir. Daha sonraları Aristoteles'in bu eserinde incelediği konular metafiziğin konuları olarak kabul edilmiştir. Metafizik konular deyince duyularımızı ve algılarımızı (idraklerimizi) aşan konular kastedilmiştir. Aristoteles bu kitabında incelenen konulara «ilk felsefe» diyordu. İlk felsefe yani metafizik varlığı varlık olarak inceliyor; genel olarak varlığın şartlarını kaç çeşit «neden» (illet) olduğunu bütün varlıkların kaynağını yani tanrıyı açıklıyordu. Ortaçağın sonuna kadar klasik felsefenin temel konusunu metafizik teşkil etmişti. Bilimlerin ilerlemesiyle felsefe içinde metafiziğe karşı eleştirici bir tavır ortaya çıktı. Duyularımızı ve algılarımızı aşan konuları inceleyen metafiziğin sağlam bilgiler veremeyeceği ileri sürüldü. Bilgilerimizin kaynağının ve değerinin araştırılması gerektiği ileri sürüldü. Böylece modern çağlarda felsefenin ağırlık noktası metafizikten bilginin kaynağını imkânlarını ve değerini araştıran «bilgi teorisi» ne kaydı. Bundan ötürü modern çağlar felsefesi eleştirici bir tutumu benimseyerek felsefe (philosophia) kelimesinin ilk anlamına ' yeniden döndü ilerde felsefe tarihîni kısaca gözden geçirirken felsefeyi geniş anlamda ele alarak çeşitli filozofların hem metafizik alanında hem de felsefenin öteki kollarında ileri sürdükleri görüşleri bir arada vermeye çalışacağız.

Ek Bilgi İçin:  Felsefe Açısından Varlık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder