18 Şubat 2019 Pazartesi

Psikodinamik Kuram

Psikodinamik Kuram:Freud tarafından ileri sürülmüştür. Bu kuramın temelinde psikolojik nedensellik ilkesi vardır. Bu ilkeye göre, bütün davranışlar anlamlıdır, amaçlıdır ve bir güdüye dayanır; hiçbir davranış rastgele ortaya çıkmaz. Freud, kişiliğin bazı yapılarını belirlemiştir. Bunlar id, ego, süperego ile bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışıdır. İd, kuralsız, hemen doyurulmak isteyen haz ilkesi ile işleyen kişilik dinamiğidir. Ego ise, gerçeklikle ilişkili kişilik bölümüdür. İd'in isteklerini ertelemeye ve uygun koşullarda doyurma yollarını aramaya çalışır; bunu da gerçeklik ilkesine göre yapar. Süperego, toplumun kural ve yasaklarını temsil eden, yargılayıcı, cezalandırıcı kişilik bölümüdür. 

İd, ego ve süperego, büyük ölçüde, kişiliğin bilinçdışı denilen, karanlık ve kolayca farkına varılamayan bölümünde bulunur. Bilinçaltı, kişiliğin biraz çabayla farkına varılan yönlerini içerir. Bilinç ise, tümüyle farkında olunan bölümüdür. Psikodinamik kurama göre kişilik id, ego, süperego ve çevre arasında kurulan bir dengedir. Bu denge düzgün olsun çarpık olsun herkeste vardır.

Ek Bilgi: Davranışı cinsel güdülerin ve toplumsal baskıların oluşturduğu bilinç dışı etkilerin yönlendirdiğini savunur. Bu yaklaşımı oluşturan Sigmund Freud, insanların cinsellik ve saldırganlık gibi iki temel dürtüsü olduğunu söyler ve bu güdüler çoğu zaman toplum tarafından kabul edilmez ve bilinç dışına itilir. Freud’a göre bu bir yok oluş değil yeni davranışların ortaya çıkması için bir başlangıç noktasıdır.
İnsanın doğuştan bencil ve kötü olduğunu belirten psikoanalitik yaklaşım genellikle davranış bozuklukları üzerinde durmuş ve bunları tedavi yoluna odaklanmıştır.

Ek Bilgi:
19. yy sonunda S. Freud öncülüğü ile bir grup hekim akıl ve ruh hastalıklarını psikolojik açıdan incelemeye çalışmışlardır. Zira bu hastalıklardan bir çoğunun fiziksel veya organik kaynakları bulunamıyordu. Hastalıkların kaynaklarının bulunmasında önce hipnoza başvurulmuştur, daha sonraları da psikanaliz yöntemi geliştirilmiştir. Freud akıl hastalıklarının psikolojik nedenlerini incelerken “Bilinçaltı” nı keşfetmiştir. Freud ve arkadaşları psikoz ve nevrozların coğunun, kişinin çocukluktan itibaren tatmin edilmemiş olan arzu ve ihtiyaçlarının baskı altına alınmasından, bilinç dışına itilmesinden meydana geldiğini öne sürmüşlerdir. Kliniklerde yaptıkları deneylerde bunu kanıtlamaya çalışmışlardır Freud’a göre içsel yaşantılar bilinçlilik bakımından birbirinden farklı üç düzeyde bulunurlar. Bunlardan tam bilinç düzeyinde kişi, anılar, düşünceler, duygular gibi içsel yaşantıların farkındadır. Bilinç tam olarak aydınlıktır. İkinci düzey bilinç öncesidir, burası bilince yakın olan anıların, arzuların bir deposu gibidir. Kişi bunların farkında değildir, ama istediği anda bilinç alanına çıkabilir. Üçüncü düzey ise bilinçaltıdır. Burada kişinin istediği zaman bilinç alanına çıkaramadığı varlıklarından bile haberdar olmadığı duyguları, düşünceleri, anıları, dürtüleri bulunur. Bilinçaltında bulunan bu düşünceler yok olmazlar. Kişiyi rahatsız eder, davranışlarını şu yada bu şekilde etkilerler. Bilinçaltı düşünceleri rüya ve hayallerde ortaya çıkar.
Freud’a göre anormal davranışlar, aslında insanların ruhsal çatışmalarından kurtulabilmek için başvurdukları çabalardır. Bu nedenle bu davranışlar asla anlaşılmayacak olan davranışlar değildir. Normal davranışlarla aralarında yanlızca bir derece fark vardır. Freud ayrıca kişilik konusunda da yeni bir görüş getirmiştir. İnsanın id-ego-süper ego denilen üç yanını ve bunların etkileşimini incelemiştir. Özet olarak şunu söyleyebiliriz: Psikanalitik psikologlar (Freud, Adler ve Jung) akıl hastalıklarını ve bilinçaltını klinik yöntemlere ve gözleme başvurarak incelemişlerdir. Psikolojinin bulgularını hekimlik alanında kullanmışlardır

Kaynak :http://www.psikolojikdanisma.net/kuramlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder