Psikodinamik Kuram:Freud tarafından ileri sürülmüştür. Bu kuramın temelinde psikolojik
nedensellik ilkesi vardır. Bu ilkeye göre, bütün davranışlar anlamlıdır, amaçlıdır
ve bir güdüye dayanır; hiçbir davranış rastgele ortaya çıkmaz. Freud, kişiliğin
bazı yapılarını belirlemiştir. Bunlar id,
ego, süperego ile bilinç, bilinçaltı
ve bilinçdışıdır. İd, kuralsız, hemen doyurulmak isteyen
haz ilkesi ile işleyen kişilik dinamiğidir. Ego ise, gerçeklikle ilişkili kişilik bölümüdür. İd'in isteklerini
ertelemeye ve uygun koşullarda doyurma yollarını aramaya çalışır; bunu da
gerçeklik ilkesine göre yapar. Süperego,
toplumun kural ve yasaklarını temsil eden, yargılayıcı, cezalandırıcı kişilik
bölümüdür.
İd, ego ve süperego, büyük ölçüde, kişiliğin bilinçdışı denilen,
karanlık ve kolayca farkına varılamayan bölümünde bulunur. Bilinçaltı,
kişiliğin biraz çabayla farkına varılan yönlerini içerir. Bilinç ise, tümüyle
farkında olunan bölümüdür. Psikodinamik kurama göre kişilik id, ego, süperego
ve çevre arasında kurulan bir dengedir. Bu denge düzgün olsun çarpık olsun
herkeste vardır.
Ek Bilgi: Davranışı cinsel güdülerin ve toplumsal baskıların oluşturduğu bilinç dışı etkilerin yönlendirdiğini savunur. Bu yaklaşımı oluşturan Sigmund Freud, insanların cinsellik ve saldırganlık gibi iki temel dürtüsü olduğunu söyler ve bu güdüler çoğu zaman toplum tarafından kabul edilmez ve bilinç dışına itilir. Freud’a göre bu bir yok oluş değil yeni davranışların ortaya çıkması için bir başlangıç noktasıdır.
İnsanın doğuştan bencil ve kötü olduğunu belirten psikoanalitik yaklaşım genellikle davranış bozuklukları üzerinde durmuş ve bunları tedavi yoluna odaklanmıştır.
Ek Bilgi: Davranışı cinsel güdülerin ve toplumsal baskıların oluşturduğu bilinç dışı etkilerin yönlendirdiğini savunur. Bu yaklaşımı oluşturan Sigmund Freud, insanların cinsellik ve saldırganlık gibi iki temel dürtüsü olduğunu söyler ve bu güdüler çoğu zaman toplum tarafından kabul edilmez ve bilinç dışına itilir. Freud’a göre bu bir yok oluş değil yeni davranışların ortaya çıkması için bir başlangıç noktasıdır.
İnsanın doğuştan bencil ve kötü olduğunu belirten psikoanalitik yaklaşım genellikle davranış bozuklukları üzerinde durmuş ve bunları tedavi yoluna odaklanmıştır.
Ek Bilgi:
19. yy sonunda S. Freud öncülüğü ile bir grup hekim
akıl ve ruh hastalıklarını psikolojik açıdan incelemeye çalışmışlardır. Zira bu
hastalıklardan bir çoğunun fiziksel veya organik kaynakları bulunamıyordu.
Hastalıkların kaynaklarının bulunmasında önce hipnoza başvurulmuştur, daha
sonraları da psikanaliz yöntemi geliştirilmiştir. Freud akıl hastalıklarının
psikolojik nedenlerini incelerken “Bilinçaltı” nı keşfetmiştir. Freud ve
arkadaşları psikoz ve nevrozların coğunun, kişinin çocukluktan itibaren tatmin
edilmemiş olan arzu ve ihtiyaçlarının baskı altına alınmasından, bilinç dışına
itilmesinden meydana geldiğini öne sürmüşlerdir. Kliniklerde yaptıkları
deneylerde bunu kanıtlamaya çalışmışlardır Freud’a göre içsel yaşantılar
bilinçlilik bakımından birbirinden farklı üç düzeyde bulunurlar. Bunlardan tam
bilinç düzeyinde kişi, anılar, düşünceler, duygular gibi içsel yaşantıların
farkındadır. Bilinç tam olarak aydınlıktır. İkinci düzey bilinç öncesidir,
burası bilince yakın olan anıların, arzuların bir deposu gibidir. Kişi bunların
farkında değildir, ama istediği anda bilinç alanına çıkabilir. Üçüncü düzey ise
bilinçaltıdır. Burada kişinin istediği zaman bilinç alanına çıkaramadığı
varlıklarından bile haberdar olmadığı duyguları, düşünceleri, anıları,
dürtüleri bulunur. Bilinçaltında bulunan bu düşünceler yok olmazlar. Kişiyi
rahatsız eder, davranışlarını şu yada bu şekilde etkilerler. Bilinçaltı
düşünceleri rüya ve hayallerde ortaya çıkar.
Freud’a göre anormal davranışlar, aslında insanların
ruhsal çatışmalarından kurtulabilmek için başvurdukları çabalardır. Bu nedenle
bu davranışlar asla anlaşılmayacak olan davranışlar değildir. Normal
davranışlarla aralarında yanlızca bir derece fark vardır. Freud ayrıca
kişilik konusunda da yeni bir görüş getirmiştir. İnsanın id-ego-süper ego
denilen üç yanını ve bunların etkileşimini incelemiştir. Özet olarak şunu
söyleyebiliriz: Psikanalitik psikologlar (Freud, Adler ve Jung) akıl
hastalıklarını ve bilinçaltını klinik yöntemlere ve gözleme başvurarak
incelemişlerdir. Psikolojinin bulgularını hekimlik alanında kullanmışlardır
Kaynak :http://www.psikolojikdanisma.net/kuramlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder