Sanayi
Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni
buluşların üretime uygulanması ve buhar gücüyle çalışan makinelerin
makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa’daki
sermaye birikimini arttırmasına denir.
Sanayi Devrimi Nedenleri
Rönesans
ve Reform hareketlerinin yol açtığı özgür düşünce, bilim ve teknik alanda
gelişmelere ortam hazırladı. Coğrafi Keşiflerin başlattığı sömürgecilik
hareketleri ile Avrupa zenginleşti. Teknik gelişmelerin üretim
alanına uygulanmasıyla da endüstri devrimi doğdu.
Sanayi Devrimi Hazırlayan Düşünsel Nedenler
Sanayi
devrimini 16. ve 17. yüzyıldaki dinsel, siyasal, bilimsel ve felsefi
düşünceler hazırlamıştır. Protestan Reformu “bugün çok çalışıp yarını
düşünmeyi” önemli bir değer olarak yerleştirmiştir. 17. yüzyılda
Aydınlanma Çağı filozofları bilimsel yöntemi ve rasyonel düşünme
ilkelerini geliştirmişlerdir. Fransız Devrimi Napolyon aracılığıyla bu
düşünceleri Avrupa’ya yaymıştır. 17. yüzyılın bilimsel buluşları,
sanayi devriminin teknolojik gelişmelerine kaynak oluşturmuştur.
Sanayi Devrimini Hazırlayan Sosyo-Ekonomik Nedenler
Düşünsel nedenlerin yanında, sanayi devrimini doğuran
diğer nedenler şunlardır:
Hızlı nüfus artışı. 16. yüzyıldan başlayarak Avrupa’nın nüfusu hızla arttı. Tarımdaki gelişmeler bu sektördeki nüfus ihtiyacını azaltarak bu nüfusun kentlere göç etmesine neden oldu. Böylece kent sanayisine hazır işgücü oluştu. Yaşam düzeyi yükseldi.. Eskiden lüks sayılan şeker, kahve, çay gibi mallar artık orta sınıf ve alt sınıflar için doğal bir gereksinme olmaya başlıyordu. Bu da dolaylı olarak tüketim malı talebini arttırdı. Geniş çaplı yağmalar, sanayi devriminin en önemli finans kaynağı olmuştur. Gerek İspanyollar tarafından yağmalanan Orta Amerika altınları, gerekse de İspanyol gemilerini vuran, yağmacıları yağmalayan İngiliz gemileri, Avrupa’ya tonlarca altın taşımıştır. Bütün bunlar 16. ve 17. yüzyıllarda, sanayi devrimine götüren süreçleri desteklemiştir. Hindistan’da 23 Haziran 1753 tarihinde, Fransız birliklerini savaş alanında yenen İngilizler (Plessey Savaşı), Babür imparatorlarının devasa hazinesine el koymuşlardı. Bu hazinenin İngiltere’ye taşınmasıyla bu ülke ekonomisinde ortaya çıkan para ve finans olanaklarının, dokuma ve buhar makineleriyle ilgili tüm teknik buluşların 1758-1791 tarihleri arasında gerçekleşmesini açıklamada birincil argüman olduğu söylenebilir.18. ile 19. yüzyıllar arası oluşmuştur. Sömürgecilik. Avrupa ülkeleri yeni koloniler oluşturarak buradan getirdikleri malları sanayide kullanmaya başladılar, işlediler ve tekrar sömürgelere sattılar. Küçük burjuvazinin gelişmesi ve orta sınıfın zenginleşmeye başlaması bir itici kuvvet oldu. Kapitalizm. Orta sınıfın zenginleşmesi sürecine paralel olarak kapital birikimi oluşmaya başladı. Böylece yeni yatırım alanları aranmaya başlandı. Taşıma ve teknolojide meydana gelen gelişmeler Protestan reformu; “Bugün çok çalışıp yarını düşünmek” öğretisinin önemli bir değer olarak yerleşmesi, 17. yy Aydınlanma Dönemi’nde, aklın başat konumu ve bilimsel bilginin akıl yoluyla inşa edilme süreci. Bilimsel yöntem ve rasyonel düşünme ilkelerinin bilimleri ortaya çıkarması ve teknolojik gelişmeleri etkilemesi, Fransız Devrimi aracılığıyla sanayi toplumuna uygun siyasal bir yapılanmanın temellerinin atılması.
Hızlı nüfus artışı. 16. yüzyıldan başlayarak Avrupa’nın nüfusu hızla arttı. Tarımdaki gelişmeler bu sektördeki nüfus ihtiyacını azaltarak bu nüfusun kentlere göç etmesine neden oldu. Böylece kent sanayisine hazır işgücü oluştu. Yaşam düzeyi yükseldi.. Eskiden lüks sayılan şeker, kahve, çay gibi mallar artık orta sınıf ve alt sınıflar için doğal bir gereksinme olmaya başlıyordu. Bu da dolaylı olarak tüketim malı talebini arttırdı. Geniş çaplı yağmalar, sanayi devriminin en önemli finans kaynağı olmuştur. Gerek İspanyollar tarafından yağmalanan Orta Amerika altınları, gerekse de İspanyol gemilerini vuran, yağmacıları yağmalayan İngiliz gemileri, Avrupa’ya tonlarca altın taşımıştır. Bütün bunlar 16. ve 17. yüzyıllarda, sanayi devrimine götüren süreçleri desteklemiştir. Hindistan’da 23 Haziran 1753 tarihinde, Fransız birliklerini savaş alanında yenen İngilizler (Plessey Savaşı), Babür imparatorlarının devasa hazinesine el koymuşlardı. Bu hazinenin İngiltere’ye taşınmasıyla bu ülke ekonomisinde ortaya çıkan para ve finans olanaklarının, dokuma ve buhar makineleriyle ilgili tüm teknik buluşların 1758-1791 tarihleri arasında gerçekleşmesini açıklamada birincil argüman olduğu söylenebilir.18. ile 19. yüzyıllar arası oluşmuştur. Sömürgecilik. Avrupa ülkeleri yeni koloniler oluşturarak buradan getirdikleri malları sanayide kullanmaya başladılar, işlediler ve tekrar sömürgelere sattılar. Küçük burjuvazinin gelişmesi ve orta sınıfın zenginleşmeye başlaması bir itici kuvvet oldu. Kapitalizm. Orta sınıfın zenginleşmesi sürecine paralel olarak kapital birikimi oluşmaya başladı. Böylece yeni yatırım alanları aranmaya başlandı. Taşıma ve teknolojide meydana gelen gelişmeler Protestan reformu; “Bugün çok çalışıp yarını düşünmek” öğretisinin önemli bir değer olarak yerleşmesi, 17. yy Aydınlanma Dönemi’nde, aklın başat konumu ve bilimsel bilginin akıl yoluyla inşa edilme süreci. Bilimsel yöntem ve rasyonel düşünme ilkelerinin bilimleri ortaya çıkarması ve teknolojik gelişmeleri etkilemesi, Fransız Devrimi aracılığıyla sanayi toplumuna uygun siyasal bir yapılanmanın temellerinin atılması.
Sanayi Devriminin Başlangıcı
Tüm
ürünlerin artması ve aynı zamanda işgücünün açıkta kalması sanayi
devrimine yardımcı oldu. Endüstride hammaddeye ihtiyaç vardı. Ürünler için
Pazar gerekiyordu. Fabrika araç ve gereçleriyle binaların finansmanı için
de sermaye lazımdı. Hammadde ve pazarın bir kısmını deniz aşırı koloniler
sağlıyordu. Bu yüzden, ticaretteki atılım da sanayi devriminin yardımcısı
oldu. Sanayi devrimi aile içi üretimi büyük ölçüde etkiledi.
Makineler basit el araçlarının yerini aldı. El Tezgâhları ve eğirme
makineleri su veya buhar, kol gücünün ve hayvan enerjisinin yerini aldı.
1789’lardaki bu değişim yalnız bir kaç endüstriyi etkilemişti. Bunlar
ancak, madencilik, mühimmat, tekstil gibi anahtar sanayi kolları idi. Demir üreticilerinin
artan kömür ihtiyacı yüzünden, kömür madenciliği 18. yüzyılda büyük bir iş
alanı idi. Yüzyıllarca bu işte mangal kömürü kullanılmıştı. Ancak bu
maliyeti oldukça arttırıyordu. Bunun önüne kok kömürü kullanılarak
geçildi. Böylece daha yüksek kalitede demir üretimi gerçekleştirildi.
Askeri ihtiyaçları karşılamak için yeni döküm haneler ve askeri fabrikalar
kuruldu. Öte yandan tekstilde ucuz yünlü elbiselerin üretiminde
devrim oldu. “Uçan Mekik” denilen araç ilk kez el dokumalarında uygulandı.
Büyük başarı sağladı. Daha sonra su gücüyle çalışır hale getirildi.
Kapasite 100 misli arttı. Ancak 1760’larda su gücüne dayalı endüstri
yerini buhar gücüne bıraktı. 1789’larda İngiltere 150 adet pamuk
eğirme makinesine sahip olmasına rağmen, yünlü ve diğer ara ürünlerin
önemli bir kısmı halâ elde yapılıyordu. Endüstri gelişiminin bütünüyle
tamamlanması ucuz ve ağır kargoların, ulaşıma yarayan kanal
ve demiryollarının yapımına ve eğitilmiş insan gücü ile sermaye yokluğunun
üstesinden gelmesinden bağlıydı. Bütün bu gelişmeler ve çabalar 18. yüzyıl Sanayi Devriminin ilk adımlarını oluşturdu.
üstesinden gelmesinden bağlıydı. Bütün bu gelişmeler ve çabalar 18. yüzyıl Sanayi Devriminin ilk adımlarını oluşturdu.
Sanayi Devriminin Aşamaları
Birinci aşama: Makineleşme Çağı
18.
yüzyılda başlayıp 19. yüzyılın ortalarına kadar (1870′ler) süren bu
endüstrileşme sürecine demir ve kömürün asıl enerji kaynağı ve hammaddeyi
oluşturduğu makineleşme çağı denilebilir. Temel ve ayırıcı özelliği makine
kullanımının yaygınlaşması sonucu büyük fabrikaların ortaya çıkmasıdır.
Böylece, Avrupa’da temelde tarım işçilerinin toplumundan, fabrikalarda
eşya üreten nüfusa doğru düzenli bir değişim olmuştur. Bu dönemde
İngiltere’nin sahip olduğu zengin kömür yatakları bu devletin
öteki devletler üzerinde ekonomik üstünlük sağlamasına yol
açmıştır. Endüstri devriminin ilk aşamasında buhar, kömür ve demirin
birleşimi önemli siyasal, ekonomik ve toplumsal sonuçlarıyla birlikte
“demiryolu Çağı”nı da açmıştır. Kömür yalnızca demiryolunda hareket eden
araçlara güç sağlamakla kalmamış, aynı zamanda demiryolları da kömürü çok
uzak ve eskiden taşınamayan yerlere götürmüştür. Böylece Avrupa’da kömürle
çalışan makineleri barındıran fabrikalar hem büyümüş hem de en uzak
noktalara kadar yayılmıştır.
İkinci Aşama
Sanayi
devriminin ikinci aşamasında (1870′ler sonrası) temel hammadde ve enerji
kaynaklarında değişiklik ortaya çıktı. Kömür ve demirin yanında çelik,
elektrik, petrol kimyasal maddeler de üretim sürecine sokulunca
endüstrileşme bugün etrafımızda görülen biçimini almış oldu. ve Demir,
endüstri devriminin birinci aşamasında büyük ama başat olmayan bir rol
oynamıştı. İkinci aşamasında çelik tam anlamıyla her alana egemendir.
Çeliğin en önemli yararı demiryollarında görülmektedir. Örneğin bu dönemde
çelik sayesinde gelişen demiryolları Birinci Dünya Savaşı’nda savaşan
devletlere temel lojistik desteği sağlamıştır.
Üçüncü Aşama
Bilgisayarın keşfinin
ve ileri teknolojik gelişmelerin sanayi devriminin üçüncü
aşamasını oluşturduğu varsayılmaktadır.
İngiltere de Sanayi Devrimi
Sanayi
devriminin önce İngiltere’de başlamasının birkaç nedenini şöyle
sıralayabiliriz. İngiltere’de uzun süredir bir anayasal monarşi düzeni
oluşmuştur. Bu düzenin temelinde mülkiyet hakkının ve bireysel hak ve
özgürlüklerin korunması yatar. 18. yüzyıl İngiltere’si zaten dünyanın mali
merkezi konumunda idi. Borsa ve bankacılık sektörleri diğer ülkelerden çok
ileri idi. Parlamento, kapitalizm ilkeleri doğrultusunda iç piyasada özgür
rekabeti önleyici bütün engelleri kaldırmıştı. İngiltere, sanayi için
gerekli en temel hammaddeler olan kömür ve demir yönünden zengin yeraltı
kaynaklarına sahipti. İngiltere, dünyanın en büyük sömürge imparatorluğu
idi. Bu da ona hammaddekaynakları ve üretilmiş mallar için geniş pazar olanağı
sağladı. İngiliz donanması ve güçlü ticaret filoları, taşımacılığı
kolaylaştırdı. İngiltere Avrupa’da zaten Rönesans döneminden beri dokumacılık
sanayinde başı çekiyordu.
Fabrika Sistemine Geçiş
Fabrika
sistemi ile üretim, talep artışı doğrultusunda bir gereksinme
olarak ortaya çıktı. Büyük makineler ev üretimi için elverişsizdi. Bu
nedenle evler yerine işçilerin makinelerin bulunduğu büyük binalara giderek
çalışma sistemi, başka deyişle fabrika sistemi süreç içinde meydana
geldi. Fabrika sistemi hızlı üretim gibi olumlu sonuç yanında sosyal
açıdan olumsuz birtakım sonuçlar da doğurdu. Erkek işçiler yanında, hatta
onların yerine (daha ucuza çalıştıkları için) çocuk ve kadınlar
çalıştırılmaya başlandı. 20 saate kadar varan iş saatleri küçük çocuk ve
kadınları eziyordu. Buna rağmen ücretler yetersizdi. İşçilerin kalifiye
olması artık o kadar önemli değildi. Makineler tekdüze, basit, mekanik
hareketler yapabilen herkesle çalışabiliyordu. Kalifiye işçilerin normal
ücretle iş bulması imkânsızlaşıyordu.
Diğer Teknolojik Gelişmeler
Buharlı makine. Sanayi devriminin en önemli
gelişmelerinden birisi buharlı makinenin bulunuşudur. 1763′de James Watt,
İskoçya’da buharla çalışan makineyi buldu. Bu makinenin gelişmiş biçimi,
makine çağının gerçek başlangıç noktasını oluşturur. 1807′de Robert
Fulton adındaki Amerikalı buharlı makineyi gemilere uyguladı. 1840′da ilk
düzenli okyanus ötesi buharlı gemi seferleri başladı. 1825 tarihinde ilk
kez buharlı makine lokomotiflerde kullanılmaya başlandı. 1844′de Samuel
Morse Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk ticaret amaçlı telgraf servisini
hizmete soktu. 1876′da Alexander Graham Bell telefonu buldu. Tarım
teknolojisinde gelişmeler sağlandı. Almanya bu alandaki
gelişmelere öncülük etti. Almanlar pancardan şeker çıkarma tekniğini
buldu. Bir başka Alman kimyager suni gübreyi yaptı. 1834′de bir Amerikalı
mühendis bir biçerdöver icat etti. 1870′lerden sonra konserve yiyecek
imalatı hızlı bir biçimde arttı. 1830–1860 arasında İngiltere’de daha
etkili maden tasfiye yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak kömür
üretimi hızla arttı. Çünkü yüksek demir çelik talebi bu yöntemler
sayesinde kolayca karşılanabiliyordu. ve Bu üretim sayesinde 1800–1830
arasında köprü, kanal, demiryolu vb. gibi inşaatlar hızla arttı. 1850′lere
kadar genelde İngiltere’nin tekelinde olan sanayi devrimi, bu tarihten
sonar tüm Avrupa’ya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yayıldı.
Sanayi Devriminin Sonuçları
Batının Toplumsal Sınıf Yapısında Değişmeler
Sanayi devrimi
Avrupa’da
burjuva sınıfının yapı değiştirmesine ve yeni bir işçi sınıfı doğmasına
yol açtı. Eski burjuva sınıfına şimdi fabrika sahipleri de katılmıştı.
Burjuva sınıfı artık her ülkede en zengin sınıfı oluşturuyordu. Ancak
ülkelerin çoğunda orta sınıf pek çok siyasal ve sosyal
haklardan mahrumdular. Bu haklarını elde etmek için 19. yüzyılın bitişini
beklemek gerekecektir. Avrupa’da sanayi devrimi öncesinde de bir
işçi sınıfı vardı. Ancak bu sınıf her zaman çoğunlukta ama bilinçsiz
durumda idi. Sanayi devrimi sonucunda işçi sınıfı bilinçlenmeye başladı.
Toplumların hemen hepsinde en kalabalık sınıfını oluşturdu. İşçi sınıfı,
yoğunluğuna karşın ekonomik ve siyasal haklardan mahrumdu.
Ücretleri düşük, yaşama ve çalışma koşulları çok kötüydü. Çalışma saatleri
uzun, fabrikalar havasız ve her türlü sağlık koşullarından
uzaktı. Siyasal açıdan oy hakları yoktu. Sendikalaşma ve grev yasaktı.
Ancak işçiler artık bu durumun farkında ve bilincindeydiler.
Kentleşme ve Nüfus Artışı
Sanayi
devriminin bir başka etkisi de nüfus artışı konusunda oldu. Sanayileşme
sayesinde tarım makineleşmiş, böylece aynı miktar toprak daha fazla insanı
besleyebilir hale gelmişti. Ayrıca kent sanayi tarım sektörü
dışındaki insanlara iş sağlayarak daha fazla insanı besleyebilir duruma
gelmişti. Sanayi devrimi kentlerde nüfus yığılmalarına da neden olmuştur.
1920′lerde A.B.D. nüfusunun yarısı kentlerde yaşıyordu. Kentleşme önemli
sorunları da beraberinde getirdi. Gecekondu bölgeleri büyüdü. Bu bölgeler
havasız, pis ve kalabalıktı.
Kitle Toplumu
İşçilerin fabrikalarda
toplanması ve fabrikaların da kentsel alanlara yığılmasıyla giderek
kentler kırsal alanları yutmaya başladı. Bu gelişme tıp
bilimindeki yeniliklerle ortaya çıkan nüfus artışı ve bu nüfusu doyurmak
için gıda maddesi bulma çabalarıyla birleştiğinde 20. yüzyılın değişmez
özelliği olan kitle toplumu tarihteki yerini aldı.
Emperyalizm
Sanayileşmenin getirdiği
hammadde ihtiyacı ve mamül mallara pazar bulma çabası hızla saniyeleşen
devletleri daha yoğun emperyalist (sömürgeci) politikalar izlemeye itti.
Uluslararası Rekabet
Sanayi
devriminin bir başka sonucu da hızlı sanayileşen ülkeler arasında başlayan
rekabet ve gerginliktir. Ülkeler doğal kaynak ve pazar kapmak için adeta
yarışmaya başladılar. Bu yarış gitgide artan bir hızla, kanlı ya da kansız
savaşlarla, günümüze kadar sürecektir.
Sanayi devriminin önce İngiltere’de başlamasının nedeni
İngiltere’de
uzun süredir bir anayasal monarşi düzeni oluşmuştur. Bu düzenin temelinde
mülkiyet hakkının ve bireysel hak ve özgürlüklerin korunması
yatar. 18. yüzyıl İngiltere’si zaten dünyanın mali merkezi konumunda idi.
Borsa ve bankacılık sektörleri diğer ülkelerden çok ileri
idi. Parlamento, kapitalizm ilkeleri doğrultusunda iç piyasada özgür rekabeti önleyici
bütün engelleri kaldırmıştı. İngiltere, sanayi için gerekli en temel
hammaddeler olan kömür ve demir yönünden zengin yeraltı kaynaklarına
sahipti. İngiltere, dünyanın en büyük sömürge imparatorluğu idi. Bu da ona
hammadde kaynakları ve üretilmiş mallar için geniş pazar olanağı
sağladı. İngiliz donanması ve güçlü ticaret filoları, taşımacılığı
kolaylaştırdı. İngiltere Avrupa’da zaten Rönesans döneminden beri
dokumacılık sanayinde başı çekiyordu. İngiltere bir ada ülkesidir.
Bundan dolayı Avrupa’daki derebeylik mücadelesi, savaşlar, mezhep
kavgaları gibi olaylardan uzak kalmıştır. Fabrika sistemi ile üretim,
talep artışı doğrultusunda bir gereksinme olarak ortaya çıktı.
Büyük makineler ev üretimi için elverişsizdi. Bu nedenle evler yerine işçilerin makinelerin
bulunduğu büyük binalara giderek çalışma sistemi, başka deyişle fabrika
sistemi süreç içinde meydana geldi. Fabrika sistemi hızlı üretim gibi
olumlu sonuç yanında sosyal açıdan olumsuz birtakım sonuçlar da doğurdu.
Erkek işçiler yanında, hatta onların yerine (daha ucuza çalıştıkları için)
çocuk ve kadınlar çalıştırılmaya başlandı. 20 saate kadar varan iş
saatleri küçük çocuk ve kadınları eziyordu. Buna rağmen ücretler
yetersizdi. İşçilerin kalifiye olması artık o kadar önemli değildi. Makineler
tekdüze, basit, mekanik hareketler yapabilen herkesle çalışabiliyordu.
Kalifiye işçilerin normal ücretle iş bulması imkânsızlaşıyordu.
Sanayi Devriminin Osmanlı Üzerindeki Etkileri
Özet: Sanayi İnkılâbı
sonucunda Osmanlı İmparatorluğu’nda küçük atölyeler ortadan kalkmış
işsizlik artmış, dış ticarette denge bozulmuştur. Osmanlı Devleti, XIX
yüzyılının ortalarından itibaren Avrupa mallarının istilasına uğramıştır.
Osmanlı Devleti, dışarıya hammadde satan ve dışarıdan mamül alan bir ülke
haline gelmiştir. Sanayi İnkılâbı’nın sonunda sanayileşmesini tamamlayan
Avrupalı devletlerin sömürge ve pazar arayışları arttı, bu durumun
sonucunda Osmanlı Devleti toprakları üzerinde çıkar çatışmaları başladı.
Avrupalı devletler 19 yüzyılda azınlık haklarını ve kapitülasyonları
bahane ederek Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karıştılar. Ekonomide
başlayan bu gerileme siyasi çöküşü hızlandırmıştır. Sonuç olarak Osmanlı
Devleti, Avrupa’da meydana gelen bu gelişmeleri yeterince
takip edemediğinden ve ekonomik olarak gerilemesinden dağılması/çöküşü
hızlanmıştır.
Osmanlı Üzerindeki Etkileri
Sanayi
İnkılâbı, buhar gücünün bulunması, bu gücün üretimde kullanılmaya
başlanması sonucunda ortaya çıkan üretimin basit el aletleri ile pahalıya
ve yavaş yapılması uygulamasının terk edilmesi, üretimin fabrikalarda
hızlı ve ucuza gerçekleştirilmesi olayıdır. Yani Sanayi İnkılâbı üretimde
basit el aletlerinin yerini, makinenin almasıdır. Sanayi
İnkılâbı,”Globalleşme” denilen, pazarları ve üretimi dünya boyutuna
taşıyan ekonomik dönüşümün de başlangıcını teşkil etmektedir. Sanayii
İnkılâbı küçük sermayeden, büyük sermayeye, yani kapitalizme geçilmesini
sağlamış, küçük sanayii kuruluşlarının yıkılması, ucuz ve bol üretimi
dünya ticaret dengesini değiştirmiştir. Sanayii İnkılâbı ile birlikte Avrupa’da
hammadde ve Pazar problemi yaşanmıştır. Bu problem batılı ülkeleri hem
milli sınırları içinde, hem de sömürgelerinde koruyucu tedbirle almaya ve
yeni pazarlar bulmaya zorlamıştır. Kalabalık nüfusu, yer altı ve yerüstü
zenginlikleriyle Osmanlı Devleti bu açıdan Batılılar için önemli bir Pazar
niteliği taşımıştır. Osmanlı Devleti’nin Sanayii İnkılâbı’ndan olumsuz
yönde etkilenmemek için alması gereken önlem yüksek gümrük uygulayarak
Avrupa mallarına karşı yerli sanayisini korumak ve sanayiini çağdaş teknolojiyle
güçlendirerek, Batı malları ile rekabet edebilecek duruma getirmektir.
Ancak bunların hiçbiri yapılmadığı için Osmanlı Devleti, Sanayii
İnkılâbı’ndan olumsuz yönde etkilenmiştir. Mal üretimi çoğaldıktan
sonra, artık kapitülasyonların tanıdığı ayrıcalıkları da yeterli görmeyen
Batılılar, Osmanlı Devleti’nin uyguladığı ticaret yasaklarından,
tekel uygulamalarından şikâyetçi olmaya başlamışlardır. İngilizler, Mısır
valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın çıkarttığı isyan ortamından
faydalanarak,1838 Ticaret Antlaşmasıyla bu şikâyetlerden kurtulma imkânını
elde etmiş, bunu diğer büyük Batılı devletler izlemiş ve ülke adeta bir
yarı sömürge ağı içine düşmüştür. Avrupa malı ucuz ve bol miktarda Osmanlı
pazarına girerken, Osmanlı ülkesindeki hammadde daha ucuza yurt dışına
çıkarılmış, bu da yerli sanayinin gelişmesini engellemiştir. Osmanlı
Devleti’nin savaşlar yüzünden mali durumunun bozulması ve izlediği yanlış
ekonomik politika, Onu Batılı devletlerden borç almaya zorlamıştır. Alınan
borçlar yerinde kullanılmadığı için, devlet bu paraların faizlerini bile
ödeyememiş ve iflas ettiğini açıklamıştır. Batılıların, Osmanlı
Devleti’nden alacaklarını tahsil etmek gayesiyle 1881’de kurulan Duyun-u
Umumiye Teşkilatı, devletin gelirlerinin önemli bir bölümünü el koydurmuştur.
Bu da Osmanlı Devleti’nin mali bağımsızlığını yitirmesine neden olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin bu şekilde borçlanması yabancı müteşebbise yaramış,
Türk müteşebbisler ya tamamen ortadan silinmiş, ya da yabancılarla
anlaşarak çalışmalarına devam etmek zorunda kalmışlardır. Bunun sonucunda
demiryolu, limanlar, elektrik-havagazı, su ve maden ocakları hep Avrupalı
işletmeciler tarafından işletilmiştir. amacı kar etmek olan bu şirketler,
milli kaynakları rasyonel olmayan bir şekilde kullanarak zenginleşirken,
ülke kaynaklarını kurutmuşlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder