Fordizm kavramı genel olarak Amerika’da Henry Ford
tarafından geliştirilen ve daha çok kapitalist endüstriyel üretim sürecinde
uygulanan ilkeleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Önceleri gramsci
tarafından Amerikan endüstriyel yaşam biçimini belirtmek için kullanılmış, daha
sonra literatürde fordizm kavramı, kavramsal olarak kapitalist endüstrileşmenin
daha çok 2.dünya savaşı sonrası gelişimiyle ilgili olarak kullanılmıştır.
Fordizmin özellikleri, a) üretimin standartlaştırılması, b) otomasyon yoluyla kitlesel üretim
yapılması, c) sosyal refah devletinin düzenleyici ve kontrol edici rolü,
d) üretimde merkezi örgütlenme ve taylorist yönetim anlayışı, e)
kalifiye düzeyi düşük işçilerin büyük ölçekli işletmelerde yoğunlaşması olarak
sayılabilir.
fordizmi çözümlemeye çalışan yaklaşımlarda temel
olarak üç bakış açısı söz konusudur:
1) Fransız düzenleme okulu (aglietta, boyerve lipietz)
fordizmi incelerken iki dinamik üzerinde durur:
a)Birikim rejimi: Fordist
birikim rejimi, sermaye birikimine bağlı olarak kapitalist üretim süreci ile
nihai tüketim arasındaki uyumluluktur. fordist birikim rejimi, devletin makro
ekonomik politikalar ile piyasa ilişkilerini düzenlemesine, sosyal refah
devletinin toplumsal hizmetleri etkin bir şekilde sağlamasına ve piyasadaki
kitlesel talebe karşılık olarak kitlesel üretimin (bkz: seri üretim) standart
olarak üretilmesine dayanır.
b)Düzenleme biçimi: gerek üretim
sürecinde gerekse piyasada ortaya çıkan değişmelere paralel olarak var olan
birikim rejiminin kendisini değiştirebilmesi ve geliştirebilmesidir.. bu, bütün
kurumsal yapıların, normların, politik uygulamaların, kültürel değerlerin ve
piyasa ilişkilerinin uyumlu bir şekilde birikim rejimine bağlı olması ve
istikrarlı bir bütünlük göstermesidir. (örneğin fordist birilim rejiminde
sosyal refah devletinin izlediği keynesyen politikalar, piyasa ilişkilerini
düzenleyip kapitalist ekonomilerde planlı ve istikrarlı büyümeyi sağlamıştır.
Fransız düzenleme okuluna getirilen eleştirilere göre
bu okul fordizmi incelerken sermaye birikim rejimi ve düzenleme biçimi esas
almış ve kapitalist üretim süreci içindeki önemli role sahip diğer olgulara
yeterince önem vermemiştir; hâlbuki fordizm teknolojik donanımdan devletin
yapısına, endüstriyel yönetim anlayışına, piyasadaki tüketim kalıplarının
değişimine, işgücünün istihdam ediliş biçimine, üretimdeki farklılaşmaya kadar
bir çok etkeni içerir.
2)Piore-sabel ise fordizmi
piyasadaki değişmelerle bağlantılı olarak ele alır. fordizm, kitlesel üretim ve
kitlesel tüketim arasındaki dengelerin kurulduğu bir sistemdir. büyük ölçekli
kitlesel üretim yapılan fordizm, düşük vasıflı işçilerin makinelerde rutin
işleri yapmak üzere örgütlenmesidir. Asıl hedef piyasadaki istikrarlı ve büyük
ölçekli talebi düşük maliyetli kitlesel üretimle karşılamaktır.
Ancak piore ve sabel’in fordizmi ele alış biçimi,
ekonomik koşuların zorlamasıyla ortaya çıkan teknolojik gelişmeler ve bunun
toplumsal değişim süreçlerine etkisi çerçevesindedir. Williams’a göre piore ve
sabel’in yaklaşımı, toplumsal çatışmaların biçimlendirdiği teknolojik
değişmelere dayalı bir ekonomik determinizmdir. piore ve sabel, kapitalist
üretim sürecindeki değişimleri piyasalardaki gelişmelerle açıklarlar ama üretim
sürecinin değişmesinde, ekonomik faktörler kadar endüstri ilişkilerinin
bozulması gibi sosyolojik ve sosyal refah devleti anlayışının terk edilmesi
gibi siyasal faktörler de etkilidir.
3) Murray, fordizmin temel
ilkelerinin sadece kapitalist değil, sosyalist ülkelerin de endüstriyel
yapılarını kapsadığını ileri sürer. Stalin dönemi temelli eski Sovyetler
birliğinde de fordist özellikler taşıyan büyük ölçekli kitlesel üretimin esas
alındığını belirtir. Sosyalist ülkelerde de büyük işletmelerde, kitlesel
üretime uygun teknoloji kullanılmış, işgücü de taylorist-fordist ilkelerle,
makine ve teçhizatların rutin hareketlerine uyumlu bir şekilde
çalıştırılmıştır. Endüstriyel model de makro dengeleri kurmaya yönelik
fordist-keynesyen anlayışa benzer bir şekilde piyasayı düzenleme, merkezden
karar verme, ekonomik gelişmeyi planlama ve üretim-tüketim arasındaki
uyumluluğu sağlama anlayışı ile hareket etmiştir.
(özetlenen kaynak: suğur, nadir(1999), “fordizm,
post-fordizm ve ötesi”, anadolu üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, nisan,
cilt: 1, sayı: 1, sayfa: 134-152.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder