2 Ağustos 2020 Pazar

Panik Atak

Panik Atak

Panik atak, başta panik bozukluk olmak üzere birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda görülen yoğun korku, kaygı, yoğun endişe karışımı bir nöbettir.

Günümüzün değişken, oynak yaşam ortamlarında, yaşam kaygılarının artması, maddi ve manevi kaos ile belirsizlik durumunun yarattığı “hiçlik duygusu”nun çoğalmasıyla paralellik gösteren panik atak, tüm dünyada toplum sağlığını tehdit eder boyuta gelmiş durumdadır.

Uzmanlar tarafından “psikolojik bir sendrom” olarak tarif edilmesine karşın, hasta, çoğunlukla yaşadıklarının gerçekten fiziksel kaynaklı sorunlar olduğunu ama kimsenin hastalığının gerçek sebebini bulamadığını düşünmektedir. Doktorların hastanın durumuna “psikolojik” tanısı koymasının ardından, bu sefer de bilinçsiz hasta yakınlarının tavrı hastaya zarar vermektedir. Panik atağın önemsiz bir sorun olduğunun düşünülmesi ve kişiye “hastalık hastası” yakıştırmasının yapılması panik ataklı hastanın durumunu zorlaştırmaktadır. Kendisini yalnız ve çaresiz hisseden hasta ise kısır döngü içine girmektedir.

Özellikleri

Hastalığın başlangıç yaşı değişkenlik göstermektedir. Çoçuklarda çok nadir ortaya çıkan hastalığın ilk ortaya çıkış yılları 18-25 yaş arasıdır. Hastalık 30-40’lı yaşlarda yüzünü ciddi biçimde göstermektedir.

Panik atağın genetik olup olmadığı konusunda herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.

Panik atak krizi geldiğinde 5-45 dakika sürmekte ve şiddeti hastadan hastaya değişmektedir.

Panik atak hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Krizler ve ölüm korkusu gibi nedenlerle hasta evde tek başına kalamamak, tek başına dışarı çıkamamak gibi olumsuzluklarla karşılaşmaktadır. Sürekli başına kötü bir şey geleceği ve yabancıların ona yardım etmeyeceğinden korkan bazı hastalar mesleklerini sosyal hayatlarını bırakmak zorunda kalabilmektedirler. Korkuların ve yaşananların ciddiye alınmaması ise ailevi ilişkilerin zedelenmesine dahi yol açabilmektedir. İzole bir hayat yaşayan hastaların durumu ise ağırlaşmaktadır.

Panik atakla panik bozukluk aynı değildir. Panik bozukluk kalp krizi geçireceğini, öleceğini, atakların tekrar olacağını, felç geçireceğini düşünerek sürekli endişe, korku içinde bulunma şeklindedir. Başka bir rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkmaz. Bu bozukluk iki şekilde bulunabilir: agorafobili ya da agorafobisiz. Agorafobi yalnız kalma korkusudur. Kapalı yerlerden kalabalık yerlerden uzak durma, evde tek başına kalmak istememe gibi durumlar görülür. Dışarıya yalnız çıkmaktan korkar ve sosyal olmaktan çıkar.

Belirtileri

Panik atakta görülebilen fiziksel belirtilerden bazıları

Mideye bir şey çöküyor hissi
Avuç içlerinde terleme
Her tarafta sıcaklık hissetmek
Hızlı ve şiddetli kalp atışları
Ellerde titreme
Diz ve bacaklarda güçsüzlük veya esneklik
İç titremesi, titreme duygusu
Ağız kuruluğu
Boğazda yumruk hissi
Göğüste basınç
Hızlı nefes alıp verme
Bulantı veya ishal
Baş dönmesi, sersemlik, göz kararması
Gerçek dışılık hissi (rüyada gibiyim)
Açık olarak (net olarak) düşünememe
Bulanık görme
Kısmen felce uğramışlık duygusu
Ayrılma ya da hayal gibi hareket etme duygusu
Çarpıntılar veya düzensiz kalp atışları
Ellerde, ayaklarda ve yüzde karıncalanma
Göğüs ağrısı
Bayılma hissi
Midede titreme heyecan
Soğuk ve ıslak eller

Bunlara da şu korkular ya da negatif düşünceler eşlik edebilir

Ölmek üzereyim
Kalp krizi geçiriyorum
Aklımı yitirmek üzereyim
Kendimden geçmek üzereyim
Tıkanmadan öleceğim
Nefes almam mümkün olmayacak
İnme inecek,felç olabilirim
Kontrolümü kaybediyorum
Tansiyonum çok yükseldi ve beyin kanaması geçirmek üzereyim.

Eşlik eden unsurlar

Tehlike beklentisi
Sonunun geldiği düşüncesi
Bulunduğu ortamdan kaçma isteği (kaçınma davranışı; “yardım alamazsam, hastaneye yetişemezsem” düşüncesi ile evde yalnız kalamaz, yalnız sokağa çıkamaz, toplu taşıma araçlarına binemez, kalabalık ortamlara giremez, asansörü kullanamaz, toplumsal ve mesleki etkinliklere katılamaz.)
Tekrar panik atak geçirme kaygısı (beklenti kaygısı)
Alkol ve madde bağımlılığı
Depresyon sıklığının artması
Atak sırasında yapılması gerekenler

Bir yere oturmalı ya da uzanmalısınız. Kendi kendinize bunun sadece bir atak olduğunu, korkulacak bir durum olmadığını söyleyin ve atağın geçmesini bekleyin. Atak sırasında üzücü, heyecanlandırıcı tartışmalardan kaçmak gerekir. Kafeinli içecekler, sigara ve alkol kullanımından uzak durmalısınız. Kendinizi kontrol etmeye çalışın. Atak sırasında derin nefes almayın, çünkü şikayetler artar. Nöbet geçene kadar bir torbaya soluk alıp verilebilir.

Tedavi

Panik atak tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Hastaya öncelikle hastalığı nasıl kontrol edebileceği öğretilmektedir. Bunu başarabilen hasta ilerleyen zamanlarda panik atağı tamamen hayatından çıkartabilmektedir.

Panik atak tedavisindeki en büyük sorun hastanın fiziksel bir rahatsızlığı olduğuna inanması ve bu nedenle psikolojik desteği geç aramasıdır. Yapılan araştırmalar, panik atak tanısı konulan hastaların yüzde yetmişinin hastalığın ne olduğunu bulmak için en az on doktora gittiğini göstermektedir. Birçok defa tam sağlık denetimi (check-up) yaptırmış ve gereksiz bir sürü ilaç kullanmış olan hasta doğru yere geldiğinde panik atak teşhisi koymak ise kolay olmaktadır.

psikiyatristler ve psikologlar tarafından tedavi edilen ve dönem dönem ilaç kullanılmasını da gerektiren tedavi aşamasında hastanın doktoruna güvenmesi çok önemlidir. Güven duyulan ve rahat hissedilen bir uzmana gidilmesi tedavi sürecini hızlandırabilmektedir.

Tedavi sırasında nefes ve rahatlama egzersizleri, atağın üstüne gitme teknikleri ve kas gerginliğini yok etmeye yönelik alıştırmalar hastaya öğretilmekte ve uygulanmaktadır. En sık kullanılan psikoterapi tekniği bilişsel-davranışçı terapi tekniğidir.

Panik atağın bir hastalık olduğu kavranmalı, buna göre tedaviye devam edilmelidir.

Geçerli tedavi yöntemleri

Psikoterapi
İlaç kullanımı
Relaksasyon teknikleri
Nefes egzersizleri
Spor ve egzersiz
Biofeedback
İmajinasyon
Üstüne gitme teknikleri
Grup terapisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder