Çokça papaz yetiştirmiş bir Alman ailenin çocuğudur.
En önemli eseri; ‘Cemaat ve Cemiyet’tir. Tönnies, bu eserinde sosyolojinin bir
taslağını çizerek, toplumsal ilişkilerin başlıca biçimlerinin olgulara dayanan
bir çözümlemesini de yaparak sosyolojinin genel karakteristiğini belirlemiştir.
Ona göre toplumun veya toplumsal kişilerin iki temel biçimi vardır; cemaat ve
cemiyet. Cemaat; kendisine özgü iradesi olan, dayanışması da baba akrabalığı
gibi doğal kuvvetlerle sağlanan, bireylerin topluluğudur. Bir yerde cemaatler,
doğanın bir ürünüdür. Bu toplulukların meydana gelmesinde, kişisel iradelerin
hiçbir etkisi yoktur. Bireyler, doğal dayanışmanın karşılıklı uyum içinde
etkileri bulunan bir toplumsal yapının üyelerinden başka bir şey değildirler.
Bireylerin istemlerinde aynılık vardır. Çünkü bireysel irade, toplumsal irade
tarafından silinmiştir. Bu türlü topluluklarda mülkiyet; mal birliğine, hukuk
da aile hukukuna dayanır. Cemiyet ise belirli bir amaç ya da amaçları
gerçekleştirmek için bireysel irade ile karşılıklı etkide bulunan bireylerin
meydana getirdiği topluluğa denir. Tönnies, bu tip toplulukları doğanın bir
ürünü olarak değil, daha çok yapma bir mekanizma olarak tanımlamaktadır.
Tönnies’e göre cemaat; örf ve adetlerin, akrabalığın, resmi olmayan samimi
ilişkilerin hâkim olduğu, ilkel, kırsal, tarıma dayalı karmaşıklaşmamış toplu
veya sosyal grupları yansıtan bir terim anlamına gelmektedir. Özetle cemaatte
birincil sosyal ilişkiler denilen, samimi, yüz yüze, duygusal yönü kuvvetli,
kişisel ve resmi olmayan ilişkilerdir. Cemiyet ise ikincil sosyal ilişkilerin hâkim
olduğu yani resmi, sözleşmeli ve uzmanlaşmış sosyal ilişkilerin hâkim olduğu
topluluk veya gruptur. Bu toplum türü kent özellikle metropoliten bölgeleri
yansıtan bir terim olarak kullanılmıştır. Cemiyet, rekabetin, kişisel
faydacılığın, bireyciliğin arttığı, aile bağlarının zayıfladığı, teknoloji ve
uzmanlaşmanın yaygınlaştığı bir topluluk olarak belirmektedir.
Cemaat tipi toplumlardaki sosyal ilişkiler:
1-Genellikle yüz yüze temas ve ilişkiler hâkimdir.
2-Bireyler arasında samimi, duygusal yönü kuvvetli bir
işbirliği vardır.
3-Bireyler kişilikleriyle bir bütün olarak kabul
edilirler ve genellikle bir bireyin yeri başkasına devredilemez.
4-Üyelerin birbirleriyle olan ilişkileri sosyal
hayatın birçok yönünü içermektedir.
5-‘Ben’ değil ‘biz’ duygusu hâkimdir.
6-Birey kendini grubuyla özdeşleşmiş olarak görür.
Grubun temel amacı, bireyin temel amacıdır.
7-Bireyler arasında yıkıcı rekabete, ihtirasa yer verilmez.
Rekabet ve ihtiras, sosyal bir nitelik kazanmış grubun yararına yöneltilmiştir.
Cemaat ve cemiyet tipi toplumların karşılaştırması:
1-Cemaatte ortak irade, cemiyette ise bireysel irade
vardır.
2-Cemaatte üyelerin bağımsız kişiliği yoktur, cemiyette
ise vardır.
3-Cemaatte grubun menfaati önde gelir, cemiyette ise
bireylerinki önde gelir.
4-Cemaatte karizmatik inanç önemli, cemiyette ise
doktrin önemlidir.
5-Cemaatte din, cemiyette ise toplumsal kanaatler önde
gelir.
6-Cemaatte töreler, adetler yaygın cemiyette ise
geçici zevkler, modalar vs.
7-Cemaatte doğal dayanışma, cemiyette ise sözleşmeli,
ticaret ve değişim vardır.
8-Cemaatte doğal dayanışma, cemiyette ise bireysel
mülkiyet yaygındır.
Son olarak tarih bakımından cemaatler, cemiyetlerden
daha önce meydana gelmişlerdir. İlkel toplumlar, kabileler bu tip toplumların
somut birer örnekleridir.
Zamanla cemaatler çözülmeye başlayınca cemiyetler
doğmaya başlamıştır. Ve cemiyetler, cemaatlerin zararına olarak gelişmiştir.
Kısacası insan gitgide cemaatlerden sıyrılmıştır. İnsan giderek bir zümrenin
üyesi olmaktan çıkmış çeşitli zümrelerin üyesi olmuştur. Bu sosyal evrimin
yeniden tersine dönmesi mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder