DİN
FELSEFESİ
Konusu:
Din felsefesi, dini konu edinen, dinin
temellerini ve öğelerini ele alan, sorgulayan felsefe dalıdır.
Teoloji, doğrudan doğruya inanca dayanır;
inancın sınırları dışına çıkmaz. Teoloji açıklamalarında Tanrının gönderdiği
kutsal kitaplara, peygamberlerin bildirdiklerine ve din alimlerinin yorumlarına
dayanır. Her dinin ayrı teolojisi vardır. din felsefesi genel olarak din ya da
dinleri ele alır.
Din
Felsefesinin Temel Kavramları
Tanrı: Evrende var olan her şeyin
yaratıcısı olduğuna inanılan yüce varlık.
Vahiy: Peygamberlere gelen
ilahi ilham anlamına gelir.
Peygamber:
Tanrı’nın
buyruğunu insanlara bildiren elçidir.
İman: Dinin ortaya koyduğu
doğrulara inanmaya denir.
İbadet:
Tanrının
buyruklarını yerine getirmeye ibadet adı verilir.
Yüce: önünde eğinilen üstün
varlık anlamına gelir.
Kutsal:
Din
açısından saygıya değer olan,
Din
Felsefesinin Temel Problemleri
---Tanrının Varlığı Problemi
---Tanrının Temel Niteliklerinin Tanımlanması
Problemi:
---Vahyin İmkanı Problemi:
---Tanrıyla Evren Arasındaki İlişkinin Ne Olduğu
problemi:
---Evrenin Yaratılışı Problemi:
---Ruhun Ölümsüzlüğü Problemi
TANRI’NIN
VARLIĞINA İLİŞKİN BAZI YAKLAŞIMLAR
1---Tanrının
Varlığını Kabul Edenler:
Tanrının varlığını kabul eden yaklaşımlar üç
tanedir. Teizm, Deizm, Panteizm.
Teizm:Tanrının varlığını ve
onun evrenin yaratıcısı, koruyucusu ve egemeni olduğunu kabul eden dini
felsefedir. Teizme göre Tanrı öncesiz ve sonrasızdır.
Deizm: Tanrının varlığına inanmakla
birlikte Tanrının evrenden aşkın (transandantal) olduğunu, evrenin dışında
olduğunu, bir kez yaratıp sonradan evrene müdahale etmediğini savunur.
Panteizm: Tanrı ile evreni bir kılan, her şeyi Tanrı
olarak gören felsefi öğretidir. Tanrı evren ile özdeştir. En önemli temsilcisi
Spinozadır.
Tanrının
Varlığını Kabul Eden Görüşün Kanıtları
*Ontoloji
Kanıt:
Yetkin bir varlık, var olmadığı takdirde yetkin olamaz. Tanrının var oluşu Tanrı tanımından zorunlu
olarak çıkacaktır. Descartes de bu kanıtı kullanmıştır.
*Kozmolojik
Kanıt:
İlk neden kanıtı. Hiçbir şey nedensiz olamaz, var olan her şeye mutlak olarak,
kendisinden önce gelen bir şey neden olmuştur. Evrenin var olduğunu bildiğimize
göre onu var eden tanrı gereklidir.
*Düzen
ve Amaç Kanıtı:
dünyaya baktığımızda, her şeyin kendi işlevini yerine getirecek şekilde,
ayrıntısına kadar düzenlenmiş olduğunu göreceğimizi belirtir. bu durum
yaratıcının var oluşunu kanıtlar.
*Ahlak
Kanıtı:
İyi ve kötünün bir anlam ifade edebilmesi için karşılıklarının görülebilmesine
bağlıdır. İyi ve kötünün karşılığının teminatı ise Tanrı’dır.
*Dini
Tecrübe Kanıtı: Bir çok insan Tanrının varlığının kanıtı
olarak iç duygularını ve sezgilerine başvurmaktadır.
2---Tanrının
Varlığını Reddedenler:
Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm denir. Ateizm “Tanrıtanımazlık”
olarak dilimize çevrilmiştir. Genel anlamda dini inançsızlığı ve tüm dinlere
karşı olmayı ifade eder. Ateizmin
felsefi temeli Materyalizmdir.
Tanrının
Var Olmadığını Savunan Kanıtlar:
* Kötülük Kanıtı: İçinde yaşadığımız dünyada kötülükler vardır.
Savaşlar, hastalıklar, depremler, açlık vb. Olsaydı bu kötülüklere karşı
çıkardı der.
* Sartre’a göre evrende kendi kendini yaratan
tek varlık insandır. Her nesnenin bir özü, bir varlığı bir de varoluşu vardır. Ona
göre yalnız insanda varoluş özden önce gelir. İnsan önce vardır, sonra şöyle ya
da böyle olur. Çünkü özünü kendisi yaratır. (Varoluşculuk – Egzistansiyalizm)
Nietzsche’ye göre insan gücünün bir değeri
olacaksa, insan için bir özgürlük ve ahlaktan söz edilebilecekse, soncuzca güce
sahip olan bir varlığın var olması gerekir. İnsanın kendisini özgürce
yaratabilmesi için Tanrıdan vazgeçmek gerektiğini söyler.
3---Tanrının
Varlığının Ya Da Yokluğunun
Bilinemeyeceğini savunan Görüş: Tanrıya ilişkin bilgiye sahip olunamayacağını,
dolayısıyla Tanrı’nın var olduğunun da var olmadığının da kanıtlanamayacağını
savunan öğretiye felsefe de agnostisizm
(bilinemezlik) adı verilir. Tanrının var olduğunun ya da olmadığının
ilke olarak bilinemeyeceğini öne süren bir görüştür. Bu görüşü ilk olarak
Sofist Protogoras vermiştir.
BİLİM FELSEFESİ
-bilimin mantıksal niteliğini anlamaya çalışan,
süreç ve sonuç olarak bilimi açıklamaya çalışan, bilim üzerine yargılarda
açıklamalarda buluna felsefe disiplinidir.
-bilim nesnelere ilişkin gözlem ve deneyle
açıklama yapmaya çalışırken, felsefe kavramlara ilişkin açıklamalar
yapmaya çalışır.
Bilim felsefesi, bilim üzerine açıklamalar yapan
felsefe alt disiplini iken
Bilimsel felsefe, bilimsel düşünüş biçiminin
felsefeye uygulanabileceğini iddia eden bir düşüncedir.
Bilime
Farklı Yaklaşımlar
1-Ürün
Olarak Bilim:
temsilcileri
Hans Reichenbach, Rudolph
Carnap Ve C.Gustav Hempel dir...
bu yaklaşım; bilimi anlamak için,bilim diye ortaya konmuş eserleri(ürünleri)
ele alır ve onları tarihsel gelişmeleri içinde anlamaya çalışır.bunun yolunu da
bilim eserlerini mantık açısından çözümlemekte görür.böyle bir çözümleme
bilimlerin dillerini incelemek ve yöntemlerini belirtmektir.. bilimle ilgili
eserler,günlük dille yazılmış metinlerle oluştuklarından,çözümleme işlemini
kolaylaştıracak bir tekniğe ihtiyaç vardır. bu da söz konusu metinleri sembolik
mantık diline çevirmekle sağlanır. yani "doğru" ve "yanlış"
değerleri ile çözümlenir. böylece incelenen metnin genel-geçerli olup olmadığı
ortaya çıkarılabilir.. bu yapılırken metindeki önermelerin doğrulanabilirliği
veya yanlışlanabilir olmasına bakmak yeterlidir. çünkü doğrulanabilir
önerme,”anlamlı” önermedir. anlamlı önermeler bilimsel önermelerdir.
Reichenbach’a
göre
dedüktif(tümdengelimssel) önermelerde sonuç, öncüllerde saklıdır yani sonuç
zorunludur. Fakat endüktif(tümevarımsal) önermelerde sonuç, öncülde saklı
değildir yani sonuç zorunlu değildir.
İndüksiyon öndeyisel bilginin aracıdır.
carnap’a
göre;
bilimselliğin ölçütü doğrulamadır ve iki türlü doğrulama yapılabilir;
1-doğrudan
doğrulama: doğrulama için kanıtlama gerekmeyen önermelerdir
2-dolaylı
doğrulama:doğrulama için kanıtlama gereken önermelerdir
carnap’a
göre doğrulanamayan önermeler metafizik önermelerdir. Çünkü kanıtlanamazlar..
2-Etkinlik
Olarak Bilim:
Temsilcileri
Thomas Kuhn Ve Stephan Toulmin’ Dir bu yaklaşıma göre bilim bir süreçtir. bilim bir kültür
ortamında oluştuğundan bilimi, anlamak için bilim adamları topluluğunun yaşayış
biçimlerine, inançlarına, kültürlerine bakmak gerekir. t.kuhn bilimi anlamaya yönelik
çalışmasında “paradigma”
kavramını kullanır.
paradigma: belli bir
bilimsel yaklaşımın,doğayı ya da toplumu sorgulamak ve onlarda bir ilişkiler
bütünü bulmak için kullandığı açık ya da üstü kapalı tüm inançlar, kurallar,değerler,kavramsal
ve deneysel araçlardır.. paradigma aynı zamanda bilim adamları için
dünyaya bakılan bir standartlar ve ölçüler yumağı olduğu gibi,gerçekliğin
belirli kurallara göre algılanmasını kavranmasını ve genelleştirilmesini
sağlayan bir şablondur.
Klasik görüş açısından bilim
1-bilim
yeryüzündeki nesneleri araştırma etkinliğidir.2-bütün bilimler temelde
birleştiklerinden birbirleriyle bağlantılıdır.3-bilim (yanlış bilgilerin
ayıklandığı) birikimsel bir süreç izler.4-bilimin yardımıyla daha önce
bilinenler kesinleştirilir,bilinmeyenler bilinir duruma getirilir.
Klasik görüşe göre bilimi niteleyen özellikler
1-bilim
olgusaldır 2-bilim mantıksaldır 3-bilim genelleyicidir 4-bilim
nesnel(objektiftir) 5- eleştiricidir.
Bilimsel yöntem
bilimsel
yöntem olguları açıklama amacıyla izlenen sistemli bilgi edinme yoludur.
gözlem: konu ile ilgili olgular gözlenir bilgiler
toplanır.
hipotez (varsayım) :
denenceler yani varsayımlar oluşturulur.
deney: denenceler, varsayımlar
hipotezler denenir.
teori(kuram): doğrulanan ve kabul
edilen hipotezler teori olur.
yasa: birçok kez kanıtlanan ve yanlışlaşmayan
teoriler yasalaşır.
Bilimsel açıklama-öndeyinin özellikleri
öndeyi olgular arası
ilişkilerden ve ya bu ilişkileri ifade eden genellemelerden yararlanılarak
henüz olmamış bir olguyu önceden
kestirmedir..örn:newton fiziğindeki yasalardan yararlanılarak
gelecekteki ay ve güneş tutulmalarını önceden bilmek gibi.
bir
teori ve ya hipotezden çıkarılan her mantıksal sonuç bir öndeyidir.
Öndeyi
hipotezden çıkarılan ve denenmemiş bilgidir.
Açıklama: bir olguyu izah etme
oluş nedenini ortaya koyma işidir.
her
açıklamada önceden bir öndeyinin olmasına karşılık; öndeyi niteliğindeki her
çıkarımın bir açıklama sağlayacağı iddia edilemez.
Klasik görüşe yapılan eleştiriler
1-bilime
gereğinden çok değer verilmiştir
2-klasik
görüşün; bilinmeyen şeylerin nedenini bilimin gelişmemiş olmasına bağlamaları
doğru değildir.çünkü evren sonsuz ve sınırsızdır ve bilmeye konu olacak
olanların tümünü bilim açıklayamaz.
3-tüm
bilimlerin bir tek bilime indirgenmesi mümkün değildir.
4-klasik
görüşün sandığı gibi bilim; birikimsel bir süreç izlemez.bilim evrimsel değil
devrimseldir..
5-bilimi
oluşturan bilim adamları kültürlerinden bağımsız ele alınamaz.
6-gelecekte
tüm sorunların çözüleceği bir ütopyadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder