6 Haziran 2019 Perşembe

Felsefe Ders Notları-10

DİN FELSEFESİ
Konusu:
Din felsefesi, dini konu edinen, dinin temellerini ve öğelerini ele alan, sorgulayan felsefe dalıdır.
Teoloji, doğrudan doğruya inanca dayanır; inancın sınırları dışına çıkmaz. Teoloji açıklamalarında Tanrının gönderdiği kutsal kitaplara, peygamberlerin bildirdiklerine ve din alimlerinin yorumlarına dayanır. Her dinin ayrı teolojisi vardır. din felsefesi genel olarak din ya da dinleri ele alır.
Din Felsefesinin Temel Kavramları
Tanrı: Evrende var olan her şeyin yaratıcısı olduğuna inanılan yüce varlık.
Vahiy: Peygamberlere gelen ilahi ilham anlamına gelir.
Peygamber: Tanrı’nın buyruğunu insanlara bildiren elçidir.
İman: Dinin ortaya koyduğu doğrulara inanmaya denir.
İbadet: Tanrının buyruklarını yerine getirmeye ibadet adı verilir.
Yüce: önünde eğinilen üstün varlık anlamına gelir.
Kutsal: Din açısından saygıya değer olan,
Din Felsefesinin Temel Problemleri
---Tanrının Varlığı Problemi
---Tanrının Temel Niteliklerinin Tanımlanması Problemi:
---Vahyin İmkanı Problemi:
---Tanrıyla Evren Arasındaki İlişkinin Ne Olduğu problemi:
---Evrenin Yaratılışı Problemi:
---Ruhun Ölümsüzlüğü Problemi
TANRI’NIN VARLIĞINA İLİŞKİN BAZI YAKLAŞIMLAR
1---Tanrının Varlığını Kabul Edenler:
Tanrının varlığını kabul eden yaklaşımlar üç tanedir. Teizm, Deizm, Panteizm.
Teizm:Tanrının varlığını ve onun evrenin yaratıcısı, koruyucusu ve egemeni olduğunu kabul eden dini felsefedir. Teizme göre Tanrı öncesiz ve sonrasızdır.
Deizm: Tanrının varlığına inanmakla birlikte Tanrının evrenden aşkın (transandantal) olduğunu, evrenin dışında olduğunu, bir kez yaratıp sonradan evrene müdahale etmediğini savunur.
Panteizm:  Tanrı ile evreni bir kılan, her şeyi Tanrı olarak gören felsefi öğretidir. Tanrı evren ile özdeştir. En önemli temsilcisi Spinozadır.
Tanrının Varlığını Kabul Eden Görüşün Kanıtları
*Ontoloji Kanıt: Yetkin bir varlık, var olmadığı takdirde yetkin olamaz.  Tanrının var oluşu Tanrı tanımından zorunlu olarak çıkacaktır. Descartes de bu kanıtı kullanmıştır.
*Kozmolojik Kanıt: İlk neden kanıtı. Hiçbir şey nedensiz olamaz, var olan her şeye mutlak olarak, kendisinden önce gelen bir şey neden olmuştur. Evrenin var olduğunu bildiğimize göre onu var eden tanrı gereklidir.
*Düzen ve Amaç Kanıtı: dünyaya baktığımızda, her şeyin kendi işlevini yerine getirecek şekilde, ayrıntısına kadar düzenlenmiş olduğunu göreceğimizi belirtir. bu durum yaratıcının var oluşunu kanıtlar. 
*Ahlak Kanıtı: İyi ve kötünün bir anlam ifade edebilmesi için karşılıklarının görülebilmesine bağlıdır. İyi ve kötünün karşılığının teminatı ise Tanrı’dır.
*Dini Tecrübe Kanıtı:  Bir çok insan Tanrının varlığının kanıtı olarak iç duygularını ve sezgilerine başvurmaktadır.
2---Tanrının Varlığını Reddedenler:
Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm denir. Ateizm “Tanrıtanımazlık” olarak dilimize çevrilmiştir. Genel anlamda dini inançsızlığı ve tüm dinlere karşı olmayı ifade eder.  Ateizmin felsefi temeli Materyalizmdir.
Tanrının Var Olmadığını Savunan Kanıtlar:
* Kötülük Kanıtı:  İçinde yaşadığımız dünyada kötülükler vardır. Savaşlar, hastalıklar, depremler, açlık vb. Olsaydı bu kötülüklere karşı çıkardı der. 
* Sartre’a göre evrende kendi kendini yaratan tek varlık insandır. Her nesnenin bir özü, bir varlığı bir de varoluşu vardır. Ona göre yalnız insanda varoluş özden önce gelir. İnsan önce vardır, sonra şöyle ya da böyle olur. Çünkü özünü kendisi yaratır. (Varoluşculuk – Egzistansiyalizm)
Nietzsche’ye göre insan gücünün bir değeri olacaksa, insan için bir özgürlük ve ahlaktan söz edilebilecekse, soncuzca güce sahip olan bir varlığın var olması gerekir. İnsanın kendisini özgürce yaratabilmesi için Tanrıdan vazgeçmek gerektiğini söyler.
3---Tanrının Varlığının  Ya Da Yokluğunun Bilinemeyeceğini savunan Görüş: Tanrıya ilişkin bilgiye sahip olunamayacağını, dolayısıyla Tanrı’nın var olduğunun da var olmadığının da kanıtlanamayacağını savunan öğretiye felsefe de agnostisizm (bilinemezlik) adı verilir. Tanrının var olduğunun ya da olmadığının ilke olarak bilinemeyeceğini öne süren bir görüştür. Bu görüşü ilk olarak Sofist Protogoras vermiştir.
BİLİM FELSEFESİ
-bilimin mantıksal niteliğini anlamaya çalışan, süreç ve sonuç olarak bilimi açıklamaya çalışan, bilim üzerine yargılarda açıklamalarda buluna felsefe disiplinidir.
-bilim nesnelere ilişkin gözlem ve deneyle açıklama yapmaya çalışırken, felsefe kavramlara ilişkin açıklamalar yapmaya çalışır.
Bilim felsefesi, bilim üzerine açıklamalar yapan felsefe alt disiplini iken
Bilimsel felsefe, bilimsel düşünüş biçiminin felsefeye uygulanabileceğini iddia eden bir düşüncedir.
Bilime Farklı Yaklaşımlar
1-Ürün Olarak Bilim:
temsilcileri Hans Reichenbach, Rudolph Carnap Ve C.Gustav Hempel dir... bu yaklaşım; bilimi anlamak için,bilim diye ortaya konmuş eserleri(ürünleri) ele alır ve onları tarihsel gelişmeleri içinde anlamaya çalışır.bunun yolunu da bilim eserlerini mantık açısından çözümlemekte görür.böyle bir çözümleme bilimlerin dillerini incelemek ve yöntemlerini belirtmektir.. bilimle ilgili eserler,günlük dille yazılmış metinlerle oluştuklarından,çözümleme işlemini kolaylaştıracak bir tekniğe ihtiyaç vardır. bu da söz konusu metinleri sembolik mantık diline çevirmekle sağlanır. yani "doğru" ve "yanlış" değerleri ile çözümlenir. böylece incelenen metnin genel-geçerli olup olmadığı ortaya çıkarılabilir.. bu yapılırken metindeki önermelerin doğrulanabilirliği veya yanlışlanabilir olmasına bakmak yeterlidir. çünkü doğrulanabilir önerme,”anlamlı” önermedir. anlamlı önermeler bilimsel önermelerdir.
Reichenbach’a göre dedüktif(tümdengelimssel) önermelerde sonuç, öncüllerde saklıdır yani sonuç zorunludur. Fakat endüktif(tümevarımsal) önermelerde sonuç, öncülde saklı değildir yani sonuç zorunlu değildir.  İndüksiyon öndeyisel bilginin aracıdır.
carnap’a göre; bilimselliğin ölçütü doğrulamadır ve iki türlü doğrulama yapılabilir;
1-doğrudan doğrulama: doğrulama için kanıtlama gerekmeyen önermelerdir
2-dolaylı doğrulama:doğrulama için kanıtlama gereken önermelerdir
carnap’a göre doğrulanamayan önermeler metafizik önermelerdir. Çünkü kanıtlanamazlar..
2-Etkinlik Olarak Bilim:
Temsilcileri Thomas Kuhn Ve Stephan Toulmin’ Dir bu yaklaşıma göre bilim bir süreçtir. bilim bir kültür ortamında oluştuğundan bilimi, anlamak için bilim adamları topluluğunun yaşayış biçimlerine, inançlarına, kültürlerine bakmak gerekir.  t.kuhn bilimi anlamaya yönelik çalışmasında  paradigma” kavramını kullanır.
paradigma: belli bir bilimsel yaklaşımın,doğayı ya da toplumu sorgulamak ve onlarda bir ilişkiler bütünü bulmak için kullandığı açık ya da üstü kapalı tüm inançlar, kurallar,değerler,kavramsal ve deneysel araçlardır.. paradigma aynı zamanda bilim adamları için dünyaya bakılan bir standartlar ve ölçüler yumağı olduğu gibi,gerçekliğin belirli kurallara göre algılanmasını kavranmasını ve genelleştirilmesini sağlayan bir şablondur.
Klasik görüş açısından bilim
1-bilim yeryüzündeki nesneleri araştırma etkinliğidir.2-bütün bilimler temelde birleştiklerinden birbirleriyle bağlantılıdır.3-bilim (yanlış bilgilerin ayıklandığı) birikimsel bir süreç izler.4-bilimin yardımıyla daha önce bilinenler kesinleştirilir,bilinmeyenler bilinir duruma getirilir.
Klasik görüşe göre bilimi niteleyen özellikler
1-bilim olgusaldır 2-bilim mantıksaldır 3-bilim genelleyicidir 4-bilim nesnel(objektiftir) 5- eleştiricidir.
Bilimsel yöntem
bilimsel yöntem olguları açıklama amacıyla izlenen sistemli bilgi edinme yoludur.
gözlem:  konu ile ilgili olgular gözlenir bilgiler toplanır.
hipotez (varsayım) : denenceler yani varsayımlar oluşturulur.
deney: denenceler, varsayımlar hipotezler denenir.
teori(kuram): doğrulanan ve kabul edilen hipotezler teori olur.
yasa:  birçok kez kanıtlanan ve yanlışlaşmayan teoriler yasalaşır.
Bilimsel açıklama-öndeyinin özellikleri
öndeyi olgular arası ilişkilerden ve ya bu ilişkileri ifade eden genellemelerden yararlanılarak henüz olmamış bir olguyu önceden kestirmedir..örn:newton fiziğindeki yasalardan yararlanılarak gelecekteki ay ve güneş tutulmalarını önceden bilmek gibi.
bir teori ve ya hipotezden çıkarılan her mantıksal sonuç bir öndeyidir.
Öndeyi hipotezden çıkarılan ve denenmemiş bilgidir.
Açıklama: bir olguyu izah etme oluş nedenini ortaya koyma işidir.
her açıklamada önceden bir öndeyinin olmasına karşılık; öndeyi niteliğindeki her çıkarımın bir açıklama sağlayacağı iddia edilemez.
Klasik görüşe yapılan eleştiriler
1-bilime gereğinden çok değer verilmiştir
2-klasik görüşün; bilinmeyen şeylerin nedenini bilimin gelişmemiş olmasına bağlamaları doğru değildir.çünkü evren sonsuz ve sınırsızdır ve bilmeye konu olacak olanların tümünü bilim açıklayamaz.
3-tüm bilimlerin bir tek bilime indirgenmesi mümkün değildir.
4-klasik görüşün sandığı gibi bilim; birikimsel bir süreç izlemez.bilim evrimsel değil devrimseldir..
5-bilimi oluşturan bilim adamları kültürlerinden bağımsız ele alınamaz.
6-gelecekte tüm sorunların çözüleceği bir ütopyadır.


1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 - 10



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder