İDEAL
DÜZEN ARAYIŞLARI:
İdeal
Bir Düzenin Olamayacağını Söyleyen Görüşler: Sofistlere ve
nihilistlere göre ideal bir düzen yoktur.Çünkü düzenin amacı insan mutluluğunu
sağlamaktır.Tüm insanların mutluluğunu sağlamak ise olanaksızdır.Bu anlamda
bugüne kadar hiçbir düzen mutlak insan mutluluğunu sağlayabilmiş ve bundan
sonra da sağlayabilecek değildir ve bu yüzden de ideal bir düzenden söz
edilemez.
İdeal
Bir Düzenin Olabileceğini Öne Süren Görüşler: İkinci ana yaklaşımlar
ideal bir düzenin olabileceğini söyleyen yaklaşımlardır.Bu yaklaşımlara göre
ise asıl sorun ideal düzeni belirleyen ölçütlerdedir.
---Özgürlüğü
Temel Alan Yaklaşım (Liberalizm):Liberalizm olarak bilinen bu görüş Adam Smith,
J.Locke ve St Mill tarafından savunulmuştur.Bu yaklaşım Batı dünyasının
kapitalist üretim tarzının dayandığı felsefi temel olarak karşımıza
çıkar. Smith’in “bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler” sözüyle
özetlenebilecek olan liberalizme göre ideal bir düzen mutlak anlamda birey
özgürlüğünü sağlayabilen düzendir.Bir düzenin ideal sayılabilmesi için
özgürlükçü olması gerekmektedir.
---Eşitliği
Temel Alan Yaklaşım (Sosyalizm):Bu yaklaşımın başlıca temsilcileri S.Simon,
C.Fourier, Proudhon, Owen ve Karl Marx’dır. Bunlara göre ideal düzeni
belirleyen ölçüt eşitlik ilkesidir.Bu yaklaşımla birlikte sosyalist ekonomik
sistemin felsefi düşüncesi ortaya çıkmış olmaktadır.
---Adaleti
Temel Alan Yaklaşım (Sosyal Hukuk Devleti):Özgürlüğü veya eşitliği
temel alan yaklaşımların dayandığı ekonomik sistemler insan ve toplum
problemlerini çözmeye yetememiştir.Bu nedenle daha sonra ideal düzeni
belirleyen ölçüt olarak adalet ilkesi öne sürülmüştür.
Bu yaklaşıma göre özgürlüğün olmadığı yerde
eşitlikten, eşitliğin olmadığı yerde ise özgürlükten söz etmek olanaksızdır. Özgürlüğün olmadığı yerde eşitlik, eşit
haklara sahip köleler yaratır. Eşitliğin olmadığı bir özgürlük ise her şeyi
yapma hakkı olup da hiç bir şey yapamayan aciz insanlar yaratır.
Adalet ilkesini temel alan yaklaşım sosyal hukuk
devleti denilen yeni bir devlet modelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
ÜTOPYALAR:
düş gücüne dayalı hayali devlet biçimleri de
üretilmiştir.Bu hayali düzen tasarımlarına olmayan yer anlamına gelen Ütopya
denir.Ütopya hiçbir yerde bulunmayan hayali bir devlet yazınıdır.Tarih
içerisinde ütopya yazarları iki başlık altında toplanır:
---İstenilen
Ütopyalar:
Bu tür ütopyalar her şeyin yolunda gittiği,
toplumsal alanda herhangi bir sorunun bulunmadığı, kusursuz bir devlet ve düzen
tasarımını ifade eder.Bunlar iyimser bir bakış açısıyla kaleme alınmış
ütopyalardır.Bu tür tasarımlara şunlar örnek olarak verilebilir:
a.)Platon : Devlet
b.)Farabi :El Medinet’ül Fazıla
c.)Thomas More :Ütopia
d.)Campenella :Güneş Ülkesi
e.) F.Bacon: Yeni Atlantis
--İstenilmeyen
Ütopyalar:
kötümser bir bakış açısıyla yazılmış
ütopyalardır. Bunlar gelecek için karamsardırlar.İnsanlığın geleceğinin
özellikle kontrolsüz teknolojik gelişmeler yüzünden kötü olacağına ilişkin bir
karamsarlık içermektedirler.
a.)Aldous Huxley :Yeni Dünya
b.)George Orwel :1984 Ütopyası
SANAT
FELSEFESİ- ESTETİK
Konusu
Estetik güzellik felsefesidir. Güzel üzerine
düşünme ve ne olduğunu araştırma etkinliğidir. Estetik, 18. Yüzyılda Baumgarten
tarafından kurulmuştur. sanat
felsefesi sadece sanattaki
güzellikle ilgilenir. Estetik ise hem doğadaki güzelle hem de sanattaki
güzel ile ilgilendiğinden sanat felsefesinden daha geniş bir alana sahiptir
Değer
atfetme:
kişinin sanat eseri ile kurduğu ilişkiden dolayı onu güzel-çirkin, iyi-kötü
olarak nitelemesidir.
Değer
biçme:
bir yapıtı genel değer yargısından, bir akımdan, modadan, kuramdan hareketle
değerlendirmektir.
Sanat
Eseri :
Sanatçı tarafından bir estetik tavır sonucu oluşan bir eserdir. bilinçli bir
varlık tarafından ortaya konulmuş, İçinde güzellik barındıran her türlü
üretimdir.
Güzellik
Platon'a göre güzellik bir ideadır. Sanat,
güzellik ideasından ne kadar pay alırsa o kadar güzel olur.
Aristoteles'e göre güzellik bir ahenk, orantı ve
düzendir. Bu nedenle orantıdan yoksun olan hiçbir şey güzel olamaz.
Hegel'e göre, güzellik mutlak ruhun nesnelere
yansımasıdır.
Schopenhauer'e göre güzellik mutlak iradenin
kendisini dışlaştırmasıdır
N. Hartman'a göre tinin maddede kendini
göstermesidir.
Baumgarten'e göre güzellik duyumsal bilginin
mükemmelliğidir.
Benedetto Croce'a göre ise güzellik, mutluluk
veren bir biçimleniştir.
Yaratma
Olarak Sanat :Sanat
eseri, sanatçının kendi yaratıcı gücü, yeteneği ve coşkusunun oluşturduğu
estetik objedir. Doğa kendi başına güzel değildir. Yaratma olayı, sanatçının
algıladığı maddi varlığa duygu, düşünce ve hayal gücünü katması olayıdır. Maddi
varlığı böyle tinselleştirmek, maddeye biçim vermek demektir. Biçim kazanmış,
tinsellik kazanmış maddi varlık artık maddi varlık olmaktan çıkar ve bir sanat
eseri olur. temsilcisi Croce’dir.
Oyun
Olarak Sanat :
Nasıl oyunda çıkar yoksa, günlük kaygı yoksa, olabildiğince özgürlük varsa ve
insanın zevk almasını sağlıyorsa , sanatında böyle bir işlevi vardır.
sanatçı bir oyuncu gibi gerçek dışı bir
dünyada eserini oluşturur. Alman Düşünür Kant, Alman şair Schiller ve psikolog
Wundt bu görüşü savunmuşlardır.
Sembol
olarak sanat:
Sanat eserleri insandaki duyguları, psikolojik süreçleri temsil eden
sembollerdir.
Gerçeküstücülük(sürrealizm):bilinçaltından beslenen
akıl dışı bir dünyanın anlatımıdır.
Gelecekçilik(fütürizm): hız, heyecan, tehlike,
makineleşme ve savaş
Dışavurumculuk(ekspresyonizm): sanat yalnızlaşan,
kendine yabancılaşan insanın kültürüne, çağına başkaldırıyı dile getirir.
Kübizm: objelerin görünmeyen yerlerini geometrik
biçimde üç boyutlu yansıtan sanat
akımıdır.
Kurumsal
Sanat Kuramı:
sanat eserine, sanat eseri kimliği kazandıran yayıncılar, yapımcılar, galeri sahipleridir. Bu sebeple
sanat kurumdur.
Yapı-Anlam
Sanat Kuramı: sanat eseri genel anlamı ifade etmelidir.
Sanatçı belli bir yapıdan (ekol, okul) hareket etmelidir.
ORTAK
ESTETİK YARGILAR
Ortak
Estetik Yargıların Varlığını Reddedenler : Kişilerden bağımsız estetik değer ortaya
çıkamaz. Bir sanat eseri değeri insanda uyandırdığı duygulardan alır. eserlerin
kendi başına taşıdığı bir değer söz konusu değildir. Croce'ye (Kroçe) göre, Sanat adına ortaya
konan her ifade tarzı bireysel bir nitelik taşır. Bu nedenle herkesin bu ifade
biçimi karşısındaki değerlendirmesi farklı olabilir. Öyleyse ortak estetik yargı
olamaz.
Ortak
Estetik Yargıların Varlığını Kabul Edenler : sanat eseri değerini kendinde taşır. bu değer
insandan bağımsız bir şekilde eserde bulunur. Bir şey hem var hemde yok olamaz.
Güzellik değeri eserde ya vardır ya yoktur. Bu insana göre değişmez. Kant'a
göre sanat eserinin en önemli özelliği insanlarda ortak bir duygu
oluşturmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder